Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Laiklik üzerine zar atılır mı?

09 Ekim 2022 Pazar

CHP’nin türbana yasal güvence isteyen yasa teklifi, tam bir turnusol kâğıdı oldu. 

Cuma günkü yazımda belirttiğim gibi ikinci cumhuriyetçiler, liberaller ve AKP dışında kalan siyasal İslamcılar, neredeyse zil takıp oynadılar. Sonuçta laiklik, tüzüğünde onu ilke olarak benimseyen, Atatürk’ün kurduğu parti tarafından da hedefe konmuştu çünkü. 

AKP’deki siyasal İslamcılar ise CHP kendilerine laikliğe saldırı konusunda muazzam bir fırsat verdiği için el yükseltip anayasal düzenleme talep etti, onunla da kalmadı, iş Medeni Kanun değişikliğine dayandı. Ancak hayalini kurabilecekleri bir olanak yakaladılar.

Laikliği savunduğu düşünülen kitle ise üç gruba ayrıldı. Birinci gruptakiler, “Bu, Kılıçdaroğlu’nun AKP’nin elinden türban kozunu almak için uyguladığı bir taktik” diyerek açıkça laikliğe aykırı teklifi savunmaya soyundu. İnanılmaz ama CHP’nin manevrasını, “satranç”, “boks” gibi nitelemelerle anlatanlar oldu. CHP’lilerin, ekran yüzlerinin ve medyada kalem oynatanların önemli bölümü bu grupta. 

İkinci gruptakiler, yasa teklifinin laikliğe aykırı olduğunu bilen ama seçim öncesinde CHP’ye fazla yüklenmemek gerektiğini düşünüp yumuşak eleştiriler yapanlardan oluşuyor. Aralarında “Acaba CHP AKP’nin bu konuda bir atak yapacağını öğrendi de onun için mi böyle davrandı?” diye gerekçe arayışına girenler de var.

LAİKLİĞİ SAVUNAN DEVRİMCİ DAMAR

Üçüncü gruptakiler ise laikliğin gerçek savunucularından oluşuyor. Medyada bu konuda sağlam duruş ortaya koyanlar kendilerini belli etti zaten. Siyasette de gerçek apaçık ortaya çıktı. 

Sosyalist Güç Birliği’ni oluşturan Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Sol Parti ve Devrim Hareketi’nin bu konuda yaptığı açıklamalar, laikliğe asıl sahip çıkanın sosyalist partiler olduğunu bir kez daha ortaya koydu. 

“Türkiye’yi aydınlığa taşıyacak halk kesimlerine, laikliği yüceltecek siyasi iradeye boyun eğdiremeyeceksiniz” dedi TKP. Bu konudaki tepkisini Kadıköy’de miting düzenleyerek yükseltti TKH. 

Kadınlar başta olmak üzere tüm ilerici, demokrat, Cumhuriyetçi insanları laiklik için mücadeleye davet etti Sol Parti. “Kılıçdaroğlu’nun çıkışını ön alma değil, AKP’nin yeni saldırılarına ön açma olarak görüyoruz” dedi Devrim Hareketi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) de görüşünü “Siyasal İslamla müzakere değil, mücadele edilir” şeklinde doğru bir yaklaşımla ortaya koydu. Fakat TİP’in ittifak kurduğu HDP, “Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü yaklaşımının da partimizin çalışmalarının bir yansıması olduğunu düşünüyoruz” diyerek Kılıçdaroğlu’nu desteklemekte gecikmedi. 

KRİSTAL BERRAKLIĞINDA NET BİR MANZARA

Türkiye’de laikliği sahipsiz bırakmayacak olan azımsanamayacak devrimci bir damar var. 

Onlar laikliğin pazarlık konusu yapılamayacağını ve güç denemesine malzeme edilemeyeceğini...

Laikliğin Türkiye’deki herkesin, özellikle kadınların özgürlüğü için hayati derecede önem taşıyan anayasal bir ilke olduğunu...

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran devrimci kadroların laikliği anayasaya sokmak için canları pahasına çok büyük mücadeleler verdiğini...

Doç. Dr. Bahriye Üçok’un, kadınları örtünmeye zorlayanların bunu siyasi amaçları için kullandığını anlattığı için 32 yıl önce katledildiğini biliyor.

Laiklik üzerine zar atılamayacağını bilenler, anayasadaki laik devlet ilkesi tartışılır hale getirilirse, Kubilay, Turan Dursun, bu gazetenin yazarları olan Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı ile Sivas, Çorum ve Malatya katliamlarında canları alınan insanlara ihanet edileceğini biliyor!

Manzara nettir. 

Uğur Mumcu’nun dediği gibi; “Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil.”

Laiklik konusunda kimler kararlı ve devrimci artık kristal berraklığında nettir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları