Diyanet'e Önemli Çağrı: Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin! İlahiyatçı Fatih Ergenekon Uyardı...

Diyanet'e Önemli Çağrı: Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin! İlahiyatçı Fatih Ergenekon Uyardı...
Abone Ol google-news

Cumhuriyet TV'de Ömer Can Talu'nun sunduğu "İkinci Bakış" programı, bu hafta önemli bir tartışmayı gündeme taşıdı. Programa konuk olan İlahiyatçı Fatih Ergenekon, son dönemde kamuoyunda sıkça tartışılan "camide siyaset" konusunu derinlemesine ele aldı

18 Şubat 2025 Salı, 09:40

Fatih Ergenekon, Diyanet İşleri Başkanlığı'na hutbelerin içeriği konusunda önemli bir çağrıda bulunarak, dikkat edilmesi gereken kritik noktalara parmak bastı. Hutbelerin toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı bir dilde olması gerektiğini vurgulayarak, "Hutbelerde ortak akla, ortak değerlere ve ortak sorunlara vurgu yapılmalı. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, farklı ideolojilere dokunduran ifadelerden kesinlikle kaçınılmalı" dedi.

TARİHİ PERSPEKTİFTEN GÜNÜMÜZE

İslam tarihinde dinin siyasi amaçlarla kullanılmasının köklerinin çok eskilere dayandığını belirten Ergenekon, Emeviler dönemini örnek gösterdi. "Emeviler, iktidarlarını meşrulaştırmak ve muhalefeti bastırmak için dini kavramları ve ayetleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumladılar. Özellikle 'Ulül Emre itaat' ayetini, Allah'ın yeryüzündeki temsilcileri oldukları iddiasıyla kullanarak, her türlü eleştiriyi din düşmanlığı olarak yaftaladılar. Bu, ne yazık ki günümüze kadar uzanan bir sorunun temellerini attı" şeklinde konuştu. Ergenekon, "O dönemde muhalefet etmek, adeta Allah'a karşı gelmekle eşdeğer tutuluyordu" diyerek, o dönemdeki baskıcı ortamı gözler önüne serdi.

CAMİLER SİYASİ PROPAGANDA ALANI DEĞİL BİRLEŞTİRİCİ MEKANLAR OLMALI

Camilerin amacını hatırlatan Ergenekon, çarpıcı bir uyarıda bulundu: "Cami kelimesi, 'toplayan', 'bir araya getiren' anlamına gelir. Camiler, farklı düşüncelere sahip insanları ortak bir ibadet amacıyla bir araya getiren kutsal mekanlardır. Eğer biz camileri siyasi arenaya çevirirsek, insanları ayrıştırır, kutuplaştırır ve en önemlisi dinden uzaklaştırırız. İnsanlar, tepkilerini camiye veya dine yöneltmeye başlarlar."

KUR'AN'IN UYARISI: ALLAH ILE ALDATMAK EN BÜYÜK TEHLİKE

Ergenekon, konuşmasında sık sık Kur'an-ı Kerim'e atıfta bulunarak, "Kur'an, bizi Allah ile aldatanlara karşı uyarıyor. Din adamlarının insanları istismar edebileceği, haksız kazanç sağlayabileceği konusunda bizzat Kur'an'da uyarılar var" dedi.

SİYASAL İSLAM VE HURAFELER

Programda, son yıllarda gençler arasında ateizm ve deizmin yükselişi de önemli bir yer tuttu. Ergenekon, bu durumun en önemli nedenlerinden birinin "siyasal İslam" anlayışı ve hurafelerle dolu din anlatımı olduğunu savundu. "Gençler, kendilerine sunulan din anlayışının akla ve mantığa uygun olmadığını, günümüzün değerleriyle çeliştiğini görüyorlar. Özellikle Müslüman ülkelerdeki adaletsizlik, eşitsizlik, ekonomik sorunlar ve insan hakları ihlalleri, gençlerin inançlarını sorgulamasına neden oluyor. Gayrimüslim ülkelerle kıyaslama yaptıklarında, arada büyük bir uçurum görüyor ve 'Eğer din buysa, biz bu dine inanmak istemiyoruz' diyorlar. Bu çok haklı bir tepki" ifadelerini kullandı. Diyanet'in "dini daha fazla anlatma" yaklaşımını eleştiren Ergenekon, asıl sorunun nicelik değil, nitelik olduğunu belirtti. "Önemli olan, dini doğru, akılcı ve günümüzün diliyle anlatabilmek. Hurafelerden arındırılmış, sevgi, hoşgörü ve adaleti temel alan bir din anlayışı sunmak zorundayız" dedi.

“Sorumluluğu Allah'a Yüklemektir”

Son olarak, doğal afetlerin dini yorumlarla ilişkilendirilmesi konusuna da değinen Ergenekon, "Deprem gibi felaketleri, 'Allah'ın gazabı' veya 'kader' olarak yorumlamak, kendi üzerinizdeki sorumluluğu Allah’a yüklemektir. Sorun yaratıcının kendisindeymiş gibi insanlara yansıtmaktır" diyerek sözlerini tamamladı.