Âlem bir memlekette yaşıyoruz. Hukuk devleti olma vasfını yitirmemiş, sosyal devlet ilkesini yaşama geçirmiş olsak ve tabii azıcık da ekonomi tıkırında olsa aslında eğlenceli bile sayılabilir.

O zaman da bu eğlenceli hali kalır mı, bilmem.

Millet olarak sürekli bilmece çözüyoruz, belki de ondan. Aylarca Bahçeli’nin sembollerle verdiği mesajları çözmeye çalıştık. Sonra PKK’ye uzattığı elin perde gerisini. Ardından bu kez Öcalan’ın İmralı heyetine yazdırdığı mektubun satır aralarındaki mesajları okumakla geçti günlerimiz. Daha onu bitirmemişken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Daha turpların büyüğü heybede” sözlerindeki turpların ne ve kim olduğunu bulmak için çabaladık.

Sağ olsun bizi fazla bekletmedi. Önce İmamoğlu’nun diplomasının iptali kararı geldi. Onun mürekkebi kurumadan da İBB’ye operasyonla güne uyandık. Turplar bitti sanmıştık ama meğer heybedeki büyük turbu sonraya sakladığını açıklamasın mı?

Al sana bir bilmece daha...

Turpları niye peyder pey çıkarıyor heybeden anlamadım gitti.

Sokaklara dökülen on binlerce gencin çıkarılan turplara limon sıkmasından olabilir mi?

Anlamadığım başka şeyler de var.

Eğer cumhurbaşkanı, olası rakibi İmamoğlu’ndan kurtulmak amacıyla bu operasyonu yaptıysa tek başına diploma iptali yeterliydi.

Yok eğer muradı İBB’ye kayyum atamaksa; bunun ters tepeceğini ve sokakları harekete geçireceğini öngöremedi mi?

Kendisi KCK yapılanmasının kuruluş emrini veren İmralı ile açıktan görüşürken İmamoğlu’nun legal bir parti olan DEM’le seçim işbirliği yapmasını suç olarak görmesine toplumu inandıracağını nasıl düşünmüş olabilir ki?

İBB’ye yönelik terör örgütüyle işbirliği suçlamasından İmamoğlu tutuksuz olarak yargılanacak. Ama mahkemeye göre eylemin başlangıç tarihinde bürokrat olan Mahir Polat ile Resul Emrah Şahan ise tutuklu yargılanacak. Ne yani, İBB’de bürokrat olan Polat ve Şahan, bir araya gelip “Ya gidip şu DEM’lilerle oturup bir seçim ittifakı anlaşması yapsak” diye kendiliğinden mi harekete geçmişler?

İki bürokratın parti ya da belediye yönetiminin bilgisi dışında bu konuda eyleme geçmeleri akla yatkın geliyor mu?

Anlamadım gitti valla.

BELEDİYE BAŞKANLARI NEREDE?

Operasyon sonrasında bizzat İmamoğlu’nun atadığı ilçe belediye başkanları pek ortada görünmedi. Bir iki sosyal medya paylaşımı ve meydandan alınan bir selfi görüntüsü dışında yokları oynadılar. Neden bu kadar geri planda kaldılar anlamadım gitti.

İBB’ye kayyum ataması beklenirken aniden frene basıldı ve akabinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel gençlere, “Haydi evinize” diye çağrı yaptı. Hoş gençler de pek takmadı ya. Bir anlaşma mı oldu yoksa “Bu kadarı yeter, kitleyi kontrol edemeyiz” diye mi düşündü. Onu da anlamadım.

Özel, gençleri evine gönderirken İmamoğlu bayramın ilk günü kitleyi yeniden Saraçhane önüne davet etti. Aralarında bu konuda bir görüş ayrılığı mı var, anlamadım valla.

İBB operasyonu sonrası garip bir şey oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel hem yandaş hem de muhalif medya tarafından övülmeye başlandı. İlk kez bir konuda yandaş ve muhalif medya, aynı ismi övüyor. Ben anlamadım, siz anladınız mı bilmem?

Genel başkanlığa seçildiği günden beri “Bizim iki forvetimiz var. O gün geldiğinde form durumlarına bakarak ikisinden birini cumhurbaşkanı adayı ilan edeceğiz” açıklaması yapan Özgür Özel, önceki gün “Bizim tek adayımız İmamoğlu’dur” dedikten sonra “Ancak İmamoğlu’nun resmi adaylığı mümkün olamazsa biri çıkar İmamoğlu adına aday olur” diye eklemesini kimse anlamadı.

Diğer forvete ne oldu?

Sakatlandı mı, kadro dışı mı kaldı yoksa satış listesine mi kondu. “Kendisini tarif etti” diyenler de oldu ama neden bu ikinci cümleyi şimdiden kurma gereği duydu, anlamadım gitti.