AKP ve yandaş medya, halkın anayasadan kaynaklanan demokratik protesto hakkını kullanmasını bir kez daha engellemek için harekete geçmiş, yine aynı çamuru fırlatıyor: “Dış güçler Türkiye’ye operasyon çekmek istiyormuş.”

Akıllarınca kendi inisiyatifiyle sokağa çıkıp tepkisini gösteren yurttaşların birileri tarafından yönlendirildiği iddiasını yayarak en temel haklardan birini kirletecekler!

ATATÜRKLÜ BAYRAK TAŞIYAN GENÇLERE ŞİDDET!

Cuma günkü yazımda da belirttiğim gibi, bu hafta yaşanan protestolar, 19 Mart’ta CHP’nin İmamoğlu ve aynı anda 100’en fazla kişinin gözaltına alınmasına demokratik tepki olarak duyurduğu bir çağrı ile başladı ancak eylemleri yerinde gözlemleyen herkesin görebileceği gibi, yurttaşlar sadece İBB’ye yönelik soruşturmaları protesto etmiyor; onu aşan bir tepki var, totaliter rejime karşı öfke patlamış durumda.

Özellikle AKP döneminde umutları yok edilen gençlerin iktidara tepkisi çok büyük. Bu nedenle protestolar üniversitelerden başladı. Dış güçlerle gelecekleri karartılan öğrencilerin, açlıkla sınanan emeklilerin, emeğinin hakkıyla yaşam savaşı verenlerin hiçbir işi olmaz!

Günlerdir sokaklarda Türkiye’nin içine sürüklendiği kaosa tepki gösteren gençleri dış güçlerle ilişkilendirmeye çalışmak sadece bir iftiradır. Sokakta direnenlerin arasına girerseniz göreceksiniz ki o gençler kendilerini kamerayla kaydeden polise, “Sen bizi çekiyorsun ama ben senin de hakkını savunuyorum. Biz seninle kavga etmeye çalışmıyoruz” diyor, yanındaki kadın ise polise soruyor: “Maaşınızla geçinebiliyor musunuz?”

Sırtına sardığı Atatürklü Türk bayrağıyla gaz bulutunun içinde tek başına duran genci plastik mermi ile vurup, uçan tekme ile yere düşürüp darp edenler, o gencin dileğinin liyakatin geçerli olduğu laik bir hukuk devletinde yaşamak, emeği ile geleceğini kendisinin kurabileceği bağımsız bir ülkede nefes almak olduğunu biliyor mu?!

Ne tesadüftür ki aynı gün Diyarbakır’da Kürdistan ve PKK bayraklarıyla, Abdullah Öcalan posterleriyle Nevruz kutlaması yapılabiliyor...

‘BOP’UN EŞBAŞKANIYIM’ DİYENE BAKIN!

Dış güçlerin Türkiye’ye operasyon çekişinin izlerini sürmek isteyenler, Cumhuriyetin yarattığı tüm kamusal birikimin AKP döneminde yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekildiği alanlara baksınlar!

Asıl ahlaksız dış güç operasyonu, işçi sınıfının alın teriyle oluşturduğu değerlere ahlaksızca el koyulması, ülkemizin bir NATO üssü haline getirildikten sonra bağımsızlığını yitirmesi, Ortadoğu’daki emperyalist operasyonlara ortak edilmesi ve tarikatlara verilen desteklerle laikliğin yok edilmesidir. Yurttaşların anayasadan kaynaklanan haklarını korumak için demokratik tepki mekanizmalarını kullanmasını dış güçlere bağlamak, halka hakarettir ve bunun hiçbir karşılığı yoktur.

En temiz duygularla Cumhuriyeti savunup demokrasi, hukuk ve adalet talebini dile getirenleri kirletmeye çalışanların kendileri Türkiye’yi dış güçlerin operasyonlarına açık hale getirdi. Yargı tümüyle siyasallaştı, emeğiyle geçinmeye çalışan yurttaşlar her gün bir önceki güne göre daha da fakirleşirken iktidara yakın bir azınlık zenginleşti, gericilik toplumun üzerine karabasan gibi çöktü.

Ülkenin içine sokulduğu bu içler acısı durumun sorumlusu aranıyorsa ilk adres dış güçlerle işbirliği yaparak “BOP’un eşbaşkanıyım” diyendir!