Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gazeteci, öğrenci hedef tahtasında

29 Mart 2025 Cumartesi

Saray ittifakının yerel seçim sonuçları sonrası depreşen, iktidarlarının sürdürülemeyeceği kaygılarının, gün gün tırmandırılan şiddet dozuyla yüz yüzeyiz. Dünyada bir benzeri olmayan ucube modelin, tek adam rejiminin sınırsız yetkileriyle de yetinilmeyerek, içten içe genişletilen hukuksuz yapılaşmaların icraatlarından fışkıran haksızlık ve hukuksuzlukların çarklarında ezilenlerin çoğunluğunun yaşamlarını sürdürebilmeleri, katlanılamaz boyutlarda hızla dibe vurdukça, toplumsal uyanış da kaçınılmaz tırmanıyor.

Yakın günlerin sıcak gündemi ile bağlantılı, Ekrem İmamoğlu en güçlü hedef alınarak, batıdan-doğudan çok sayıda belediyelerin seçilmiş başkanları görevlerinden alınarak, kuşkusuz çaresiz her türden hukusuzluğa sığınılarak, kimlikleri gizli tanıklıklar yoluyla, sayısız hukuksuzluklar içinde yaşanan operasyonlar, elbette, yetersiz olacaktı. Öngörülemeyen boyutlarda hızlanan toplumsal tepkide, öncü, vurucu hedefler seçilecekti.

İletişim, yaşananların, yaşatılanların kitlelere ulaştırılması, en etkili silah olunca da öncelik bir avuç olsalar da gerçekleri ulaştırmada, araştırmacı gazetecilikte öne çıkanlar ile yayın organları hedef tahtasında olacaklardı. Yandaş çoğunluk, elde tutulanların inandırıcılıkları, halkın uyutulmasındaki etkileri, güçlü çoğunlukta olmalarına, bize toptancı çok pahalı bedelleri maliyetleri geri döndürülüyor olsa da çoktan dibe vurmuşlardı.

Üç gün önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayımladığı duyuru ile öğrendiğim RTÜK’ün kuşkusuz haksız hukuksuz olmasının, baskıyla alınmış kararının içeriğinden, sınırlı ancak şimdilerde gerçeklere ulaşmamızda çok etkili, izlenirlikleri, okunurlukları en yüksek, gazeteler ile televizyon kanallarına gelen cezaları öğrenmiş olduk. Kapatmalar ile para cezaları listesine ulaşmış olduk. Toplumsal, kitlesel uyanışa set çekilebileceğine yönelik çabaları, olsa olsa suçluluğun boyutlarının halkın çoğunluğunun katında daha da pekişmesine yarar. İletişimde de toplumsal yeni yolların, çarelerin geliştirilmesini beraberinde getirir.

***

Gençliğin, öğrencilerin hedef tahtasında, her tür şiddet, hukuksuzlukla susturulmaları yollarının denenmesine gelince... Can yakarak yıldırmak, olsa olsa bilinçlenme yollarının, yeni uyanışların patlamasında işlevsel sonuçları üretir. İzninizle, azıcık geçmişten, öğrenci-işçi gençlik direnişlerinin en önemlilerine tanıklık edebilmiş bir gazeteci olarak yaşanmışlıkların, canları yanan, haklarını aramak için yola çıkmak zorunda kalan yeni kuşaklar tarafından nasıl da çok kolay öğrenilebilir olduklarından, biri iki örnekle hemen kurulan bağlardan örnekler vereyim.

Bugünün yıllardır çok ezilen, sesi soluğu çıkamayan, haklarını arayamayan gençliğinin, elinin altındaki teknolojileri de kullanarak, kendi geleceğini tehdit altında görmenin sonucunda nasıl da kolayca yola çıkabildiklerini görelim. Topu topu bir-iki hafta içinde, 1968 kuşağının ülkemize özgü yarattığı büyük direnişlerinin, aynı üniversitelerin aynı kapılarını bile aynı yöntemlerle kullanarak seslerini duyurmak üzere sokaklara taştıklarını gözlemlediğimizi paylaşalım.

İşçi, sendikal gençliğin eylemleri, katılımlarında ise 15-16 Haziranlar dönemlerinin, DİSK, örgütlenme ilk çatıları bile çakışmakta. Sloganlar bile aynı: “Direne direne kazanacağız”, ”Her şey çok güzel olacak.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları