En güzel açıklamayı geçenlerde Atatürk’le merhum İsmet İnönü arasında geçen bir konuşmayı aktaran Cumhuriyet gazetesi yaptı. Orada verilen bilgiye göre İnönü bir gün Atatürk’e, “Sizce hayatta en zor şey nedir?” diye sormuş Atatürk, “Bu milleti ayağa kaldırmak” demiş.

İsmet Paşa, “Daha zor bir şey yok mudur?” deyince Atatürk, “Vardır, ayağa kalkan milletimizi oturtmak” yanıtını vermiş.

Benim evimde Gürcü kökenli bir hanım çalışır. Ülkesinde olup bitenlerle yakından ilgili bir hanımdır. O nedenle Gürcistan’da yaşananlardan ben de haberdar olurum. Ondan en çok duyduğum da:

“Gürcistan’da sokaklar yine karıştı. Gençler başta olmak üzere halk yine protestolara başladı. Tiflis’te Batum’da Kutaisi de sabahtan akşama kadar yürüyüşler sürüyor” türünden açıklamalardır.

İster istemez, “Bizim insanlarımız ne kadar da sessiz. Nice haksızlıklara, yanlışlara tanık oluyoruz. Kimsede ‘tık’ yok” diye düşünürdüm.

Ta ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden aldığı diplomanın bu üniversitenin yönetim kurulu tarafından iptal edilmesine -tanınmış iki hukuk profesörü İzzet Özgenç ve Adem Sözüer’in “Yok hükmünde ve hukuksuz bir işlem” olarak tanımlanmasına rağmen- ertesi gün de tutuklanmasına kadar.

Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun yine hukuka aykırı bir şekilde tutuklanması, büyük bir tepki dalgası yarattı ve o sessiz kişiler, önce Saraçhane’de belediye önündeki büyük meydanı ve arkasından pek çok cadde ve sokakları doldurdu. İlk gün, bir iddiaya göre 150 bine yakın insan toplandı. Ertesi gün sayı 560 bini aştı. Bir gün sonra bir milyon gibi bir sayı telaffuz edildi.

Sadece İstanbul değil, Türkiye’nin hemen her tarafında, İzmir’de, Bursa’da, Niğde’de, Tunceli’de, Van’da üniversite öğrencilerinin sokaklara çıkıp “hak, hukuk, adalet” sloganıyla nümayiş yaptıklarına tanık olduk.

İki akşam evvel, CHP lideri Özgür Özel, bu mitinglere 29 Mart Cumartesi günü (bugün) Maltepe’deki büyük meydanda yapılacak mitinge kadar ara verildiğini duyurmasa çok muhtemelen Saraçhane sonraki günlerde de dolu olmaya devam edecekti.

Saraçhane belediye binası önündeki alanda bundan yıllarca önce Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı iken Siirt’te yaptığı bir konuşmada şair Mehmet Cevat Örnek’in:

“Minareler süngü, kubbeler miğfer/ Camiler kışlamız müminler asker” sözlerini içeren şiirini okuduğu için neticede 4 ay hapis yatmasını protesto eden halkın toplandığını anımsarız. Ancak o tarihte gelenlerin sayısı İmamoğlu nedeniyle gelenlerle kıyaslanamayacak kadar küçüktü. Bir de Pınarhisar cezaevinden çıktıktan sonra Erdoğan’ı Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki komşuları ve meraklı birkaç yüz kişinin karşıladığını anımsarız. Ve o olayın tarihi bir önem taşıyormuş gibi sunuluşunu da...

Türkiye gerçekten çok önemli bir “değişimler sürecini” başlattı. Bunun ne gibi evrelerden geçeceğini bilmiyoruz. Ama 1946 yılından itibaren siyasi olayları izleyen, 1952’den beri de “gazeteci” sıfatıyla yaşayan biri olarak söyleyeyim: Büyük Atatürk’ün dediği gibi nihai sonuç alıncaya kadar bu milleti oturtmak artık mümkün görünmemektedir.