Altan Öymen

Eylüldeki yıldönümleri...

06 Eylül 2023 Çarşamba

İçinde bulunduğumuz eylül ayının bazı günlerinin Cumhuriyet tarihimizde önemli yeri var.

1919 yılından başlarsak “4 Eylül 1919” günü, Sivas Kongresi’nin çalışmaya başladığı gündür. Kongre, 7 Eylül’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşunu kararlaştırmış, 11 Eylül’de kongreyi devamlı olarak temsil etmek üzere Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında bir “Heyet-i Temsiliye” (temsil kurulu) seçmiştir. O kurul, ülkenin Türkiye’nin işgal altında bulunmayan bölgelerinde resmen, işgal altındaki bölgelerinde fiilen örgütlenmeye başladı. Aynı zamanda, o örgütlenmenin yayın organını çıkarıyordu. Sivas’ta bir İrade-i Milliye Gazetesi.

Yurdun birçok yerinde de işgal kuvvetlerine karşı çıkan güçlerin direnişleri sürüyordu. Bunlar “Kuvayı Milliye” (Ulusal Güçler) adı altında Heyet-i Temsiliye ile bağlantıya geçiyordu. Birçok yerde yerel kongreler toplanıyordu.

Böylece İstanbul “Meclis-i Mebusan”ının kapatılmasından sonra 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına gelindi. “Milli Mücadele”, Meclis’in kurduğu düzenli ordularla devam etti.

EYLÜL 1921

Atatürk’ün -o zamanki adıyla Mustafa Kemal Paşa’nın- hem Meclis başkanı olduğu hem de Meclis kararıyla üstlendiği başkomutan olarak yönetip kazandığı Sakarya Savaşı’nın, 1921’in 13 Eylül’ünde kazanıldı. “Savaşın kaderini değiştiren” diye anılan o zafer üzerine Mustafa Kemal Paşa’ya gazi unvanı ve mareşallik rütbesi verilmiştir.

EYLÜL 1922

Ve 1922’nin gene bir eylül ayında Mustafa Kemal Paşa’nın yönettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin sonunda Türk orduları İzmir’e girdi. Bu, yeni Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı kazanması demekti. Bu durum ekim ayındaki Mudanya Mütarekesi ve daha sonraki Lozan Antlaşması’yla sonuca bağlanacak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsız bir devlet olarak barış içinde yaşayacağı bir dönemin başlangıcı olacaktı.

Lozan’daki barış görüşmelerinin başlamasından önce, o konferansa Ankara’daki TBMM hükümetiyle birlikte İstanbul’daki padişah yönetiminden de temsilci çağırılması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi, padişahlığın sona erdiğini, saltanatın kaldırıldığını ilan eden bir karar aldı. Son Padişah Vahdettin, İngiliz hükümetine sığınma talebinde bulunarak ülkeden ayrıldı. Ankara’daki TBMM hükümeti, Lozan’a Türkiye’nin temsilcisi olarak tek başına katıldı.

EYLÜL 1923

1923 yılı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni bir seçime gittiği yıldır. Haziranda yapılan seçimden sonra Lozan’daki görüşmeler de mayısta sona erdi. Yeni Meclis, ağustos ayında toplandı. Lozan Antlaşması’nı onayladı. Yeni Meclis’te çoğunluğu yeniden kazanan Mustafa Kemal Paşa da Meclis’teki çoğunluk partisi olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti milletvekilleriyle birlikte -o zamanki adıyla “Halk Fırkası”nı- kurdu, 9 Eylül gününde İçişleri Bakanlığı’na bir umumi yazı yazdı.

“Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin devamı sayılan partinin adı, Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Cumhuriyet Halk Fırkası şeklini alacaktı. Daha sonra da -“farklılık, ayrılık”- kavramlarını da çağrıştıran “fırka” sözü yerine “parti” sözcüğü tercih edilerek “Cumhuriyet Halk Partisi” olacaktı. Kısaltılmış şekliyle CHP... Benim de 70 küsur yıldır devamlı üyesi olduğum bir parti.

4 Eylül ile 9 Eylül günleri... Burada belirttim. Biri 9 Eylül 1919 Kurtuluş Savaşımızın ve millet Meclisimizin temelini oluşturan kongrenin açıldığı gün. Aynı zamanda CHP’nin ilk kurultayı olarak anıldığı gün...

Öteki, İzmir’in kurtuluşu ile birlikte, Kurtuluş Savaşımızın, Atatürk’ün deyimiyle, “İlk hedefimiz Akdeniz” dediği hedefe vardığı gün... Aynı zamanda CHP’nin de “Halk Fırkası” adında resmen kurulduğu gün.

Eylülün bu haftası, o yüzden, bana, hem bir milli bayram günü gibi gelir hem de üyesi olduğum partinin doğum günü gibi...

Bu düşünceyle, bu haftanın o günlerinin tüm okurlarıma kutlu olmasını dilerim.

***

Bu yazıyı yazarken çok önemli bir kitap dizisinden faydalandığımı belirtmek isterim.

Üç kitaptan oluşan bir dizi bu. Cumhuriyet yazarı arkadaşlarımdan Emre Kongar ile Zülâl Kalkandelen’in titiz çalışmalarıyla hazırlanmış. Başlığı “Devrimin ve Karşı Devrimin Yüzyılı”... O kapsam içinde, 1919’dan başlayarak zamanımıza doğru gelen ne kadar önemli olay varsa hepsini kısaca hatırlatıyor. “Nereden nereye” diye bir söylem sorusu var ya... O sorunun yanıtını belirlemenin zeminini oluşturuyor. Tüm ilgililere öneririm



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları