Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tetikçiler yakalanıyor, şehitler katlanıyor...

20 Şubat 2016 Cumartesi

PKK ile kuşatılmış kent alanlarındaki çatışmalarda hiç bu kadar başarılı operasyon ile şehit sayısı tırmanışı olgusu yaşanmamıştı. İntihar bombacıları terör eylemleriyle de hiç bu kadar çok can kaybı, kanlı dehşet yaratan boyutlu eylemlerin, hemen arkasından ise tetikçilerinin, dahası örgütlerinin, başarılı operasyonlarla elle koymuşçasına yakalanışlarının çelişkisi göze batmamıştı... Ortadoğu bataklığına çekilişi durdurabilecek miyiz?
Cumhurbaşkanı’nın, çok çabuk, çok net açığa çıktığının altını çizdiği Ankara katliamının parçalanan tetikçisinin Salih Neccar olarak açıklanması, 17 suç ortağının gözaltında olmaları, PKK destekli YPG-PYD örgüt ilişkisi adreslerinin ilan edilmesi, neden en azından faillerin yakalandığı duygusu ile güven veremiyor? ABD resmi açıklamalarında IŞİD’e karşı karadan savaşta tek varsayılabilen örgüt PYD, PKK ile bağlantısı bile onaylanarak, ABD için stratejik ortak konumunu koruyor. ABD soyut olarak Ankara’nın kalbini hedef almış terör eylemini lanetlemekle yetiniyor. PYD ile PKK’ye Türkiye’yi hedef alan çatışmalardan uzak durmaları çağrıları ile, Türkiye’nin sınırdan top atışlarının durdurulması uyarıları yan yana açıklanıyor.
PKK, PYD’nin resmi açıklamalarında Ankara eylemleri ile ilişkili olmadıkları söyleniyor. Hükümet açıklamasında YPGPYD- PKK ilişkisi kesin denilerek Suriye rejimi ile de doğrudan ilişkilendiriliyor. Rusya taraflılık açıklamalarının üzerinde durmadan soyut eylemi kınıyor.. Sonuç olarak Türkiye, tetikçi ve yardımcılarının aylar süren hazırlıklarının bilgisinin istihbaratının olduğu saptamalarının yanında, dünyaya yönelttiği beklentilerine, teröre karşı ittifak beklentilerine yanıt almakta zorlanıyor...

***

İktidarları bu eylem üzerinden doğmuş hak arama savaşımında, çok radikal misillemelerden söz etme çizgisinde, bugüne kadar izlenmiş dış politika siyasetinde çok kişi ve ülke ile kavgalı duruma düşmenin bedeli ile yüzleşiyor. Güvenliğimiz için yaşamsal değerde olan Ortadoğu bataklığından uzak durma çizgisinde riskli yeni çıkışlar yapabileceği izlenimini veriyor... Dışişleri Bakanı hâlâ Ortadoğu bataklığındaki bu çok karmaşık, kirli çıkar savaşlarında, siyasal, daha açıkçası Sünni İslamcı kimlikle, Cumhurbaşkanı, Başbakan için de geçerli çizgi arayışlarında ABD’yi terör örgütleri arasında “seküler- radikal” ayrımcılık yapmakla suçluyor. Daha açıkçası radikal Sünni İslam tehdit algısında dünyanın BM’nin buluştuğu IŞİD’le savaş adına, göreceli seküler dinsel kimlikten uzak sayılan PYD, bölgede iç içe geçmiş PKK’nin terör örgütü olarak hedef alınmamalarını eleştiriyor.. ABD’nin bölgede başka savaşacak güç ilan etmekteki zorluğunu, kesin karadan savaşa bulaşmama, bir yandan da PYD-PKK’yi Rusya’nın, Esad’ın kucağına atmama kaygılarını hafife alıyor.
Siyasal İslamcı cephe, hem de bölgede iddialı olma, üstelik itekleyen herkesler vazgeçmişken Esad karşıtlığı duruşunu siyaseten olsun korumaktan vazgeçemeyen İktidarlarının Suudilerle birlikte yola çıkma tezi baştan ABD tarafından engellenmiş olmalı ki, ortak ordu kurma önerisinin sahipleri Suudiler yeni çok hızlı gelişmelere karşın suskunlaştılar. Türkiye’nin elinde olabilecek tek şans, PKK terörünün Türkiye’deki BM, NATO, ABD, AB için içten olmasa, hatta kimileri için aksi gönülden istense desteklense de resmen kabul edilemeyecek iç savaş, bölünme içerikli silahlı çatışma, terör eylemleri içinde olmaları.. Terör tırmanışının boyutlarının, dünyaya kanıtları ile açıklanabilmesi.. Reddedilemeyecek içerikleri ile teröre karşı savaş duruşunda ittifak desteklerinin istenebilmesi..
Kuşkusuz katliamlar ülkesi olmuş Türkiye’de sırasıyla Diyarbakır, Ankara Barış Mitingi, Suruç, Sultanahmet terör eylemlerinden sonra son Ankara katilamında da dünyada başka ülkelerde yaşanan terör eylemlerinin paralelinde Türkiye’ye destek gelmemesini sorgulamak da gerek. Batı ittifaklarının tümünün içinde, stratejik ortak konumunda Türkiye’nin ikinci sınıf destek görmesinde İktidarlarının dış politikasındaki tutarsızlıkların, yitirilen güvenin büyük payını hafife alabilir miyiz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları