Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bu zat kullanışlı bir aparat!

05 Ocak 2025 Pazar

Devlet Bahçeli’nin son on yıldaki U dönüşlerini alt alta sıralamaya kalksak sayfalarca tutar. Daha önce etmediği hakaret kalmayan Erdoğan ile Cumhur İttifakı’nda yer alması kadar, hatta ondan daha keskin olan dönüşünü 22 Ekim’de TBMM’de başlattığı “Öcalan açılımı” ile yaptı ve onun kadar keskin bir diğer U dönüşüne de DEM heyeti ile buluştuğunda tanık olduk.

İstediğinde mafya babalarını kabul eden, çete liderleriyle fotoğraf çektiren,  muhalefete “siyaseten” hakaretler yağdıran, gazetecileri tehdit eden bu zat, belli ki AKP için paha biçilmez bir “kullanışlı aparat”. Erdoğan, ne zaman kendisi için riskli gördüğü, çok tepki çekecek bir konu olsa Bahçeli ile görüşüyor ve sahneye onu sürüyor.

Yüzde 7’lerdeki oy oranıyla ülke yönetiminde söz sahibi olan, birçok kilit noktayı elinde tutan küçük ortak, zaten hiçbir zaman iktidara tek başına gelemeyeceğini bildiğinden bu durumdan çok memnun. Üstelik iktidar ortağı olduğu için Sinan Ateş davası gibi önemli olaylarda yönlendirme yapabiliyor. 

O nedenle zaman zaman medyada AKP-MHP ortaklığının çatırdağına ilişkin yorumlar yer alsa da ben bunlara prim vermedim. Kendileri bu ittifakın “Türkiye’nin bekası için” olduğunu söylese de bu ikilinin karşılıklı olarak birbirlerinin sırtını sıvazlamalarının nedeni, kirli ittifakın tam bir çıkar ilişkisine dayanması.

YETMEZ AMA EVETÇİLER YİNE SAHNEDE!

Böyle bir ortamda daha beş altı ay önce “DEM Parti kapatılsın, ödeneği, milletvekillerinin maaşı kesilsin!” diye avaz avaz bağıran Bahçeli, iki gün önce aynı partinin Öcalan ile görüşen heyetini TBMM’deki odasının kapısında karşılayıp uğurladı. El sıkıştılar, poz verdiler, gülümsediler.

DEM heyetinde yer alanlardan biri de 4 Kasım’da Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan Ahmet Türk’tü! Bahçeli, bir ağa olan Türk’ten övgüyle söz ediyor ya, herhalde heyetin ikna gücü artar diye o da katılmış bu gösteriye!

Bu durumu coşkuyla karşılamazsanız, “Ne var bunda? Barış olsun artık!” diye tepki gösterenler var. Sanki biz barış istemiyormuşuz gibi! 

Oysa biz nasıl ilk çözüm sürecinde uyardıysak bu defa da uyarmak görevimiz. Nasıl ilk yetmez ama evet kampanyasının ardındaki tehlikeleri yazdıysak bu 2. YETMEZ AMA EVET kampanyasının ardında neler olduğunu da anlatmak zorundayız. 

YURTSEVER DEVRİMCİLERİN GÖREVİ

Çoğu kişi, Bahçeli’nin dönüşünün keskinliği karşısında haklı olarak afallamış bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bahçeli’nin ve Erdoğan’ın, Suriye’de yönetimin el değiştirmesinden sonra, aniden yeni bir “Öcalan açılımı” başlatmalarının nedeni, emperyalizmin planını uygulamalarıdır. ABD öncülüğünde kurgulanan Büyük Ortadoğu Projesi, ılımlı İslam stratejisinin çökmesinden sonra başka bir kulvara geçti, bu kez ABD ile uyumlu cihatçılarla işbirliğine gidildi.

Türkiye’nin bölgede yeni Osmanlıcı genişleme hayallerini canlandıran bu gelişmeler nedeniyle, Cumhur İttifakı da emperyalist planda kendi rolünü oynuyor. HTŞ, PKK’nin Suriye kolu YPG ile uzlaşırken Cumhur İttifakı da Öcalan/PKK ile görüşüyor. Yaptıkları her şey, Erdoğan’ın yeniden ve ölene kadar iktidarda kalmasını sağlamak ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ne son darbeyi indirmek için! Bu nedenle DEM’i yanlarına çekiyorlar. 

Emperyalizmin çizdiği rotaya uygun olarak halkı dışlayıp terörist başı ile görüşerek ilerledikleri bu yol karanlıktır. Yetmez ama evetçiler, anayasa değişiklikleri ve ondan sonraki vahim gelişmeleri yaşayarak gördüğünde, çoktan iş işten geçer, yine utanmadan “kandırıldık” derler. Halkı asıl aldatanın kimler olduğunu hiç geciktirmeden şu anda haykırmak, tam bağımsızlıktan ve ülke bütünlüğünden yana olan yurtsever devrimcilerin görevidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları