Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ayla Algan’ın sanatla direnişinden...

06 Ocak 2024 Cumartesi

İzlemişseniz anımsamanızı, izlemedinizse gözlerinizin önünde canlandırmanızı diliyorum. Çay sorunlarıyla, Karadenizli çay toplayan her yaştan kadının yaşamöyküleriyle yıllarca ilgili bir gazeteci olarak hiç unutmadığım, bir dönemler televizyonlarda da yerini çok almış bir gösterisini paylaşmaya çabalayacağım. Kadınların çay küfeleri sırtlarında, ıslak rutubetli seralar arasında sabahtan akşama çay toplamaları yetmezmiş gibi, evin ve çocukların her işi, ekonomik yük yetmezmiş gibi... Havalı havalı, her daim şık sokakları turlayan, kadınlara tepeden bakmayı erkeklik sayan erkek egemen kültürleri kuşaktan kuşağa aktarılır ya... İşte Ayla Algan tam da bu gerçekliği, güzel sesi ve bestesinin sözleri ile tiyatro gücüne katmış olarak toplumumuzun bilinçaltına sokmaya çalışırken... Erkeğinin potininden tüm şık giysilerine, kasketine kadar her şeyin parasını da verdiğini, aldığını anlattığı sözlerinin ardından erkeğinin arkasını dönüp yürümekle yetinmesi üzerine, haykırarak yalvarışı ile “Gitme, gitme” diyerek yakarışı vardır ya...

Yanılmıyorsam İngiltere’de Thatcher iktidarının, medya tekeli Murdoch ile işbirliği üzerinden, İngiliz maden işçileri de içlerinde, tüm sendikal haklar ile birlikte kadın haklarının ezilmesinde, İngilizlerin henüz teslim olmamış sol hareketlerini, öncelikli de kadınlarını, kadın hakları üzerinden güçlü bir savaşıma yönlendirmişti. Katıldığım etkinlikler, söyleşiler, fotoğraflı sergilerde, tarım kadın işçileri ile birlikte, çay toplayan kadın işçilerin çektiğim fotoğrafları, hem sergiler hem de yayımlanan kitabın içinde yer almıştı.

Yıllar sonra Ayla Algan’ı televizyon kanallarından izlerken gerçeklerin çarpıcı, etkili anlatımı ile büyülenmiştim..

***

Elbette tanıklıklarımın önceliği, kökleri, gazetecilik enstitüsünde, sevgili hocamız Muhsin Ertuğrul’un bize açtığı olanaklarla da çok bağlantılıydı. İlk dersimize girdiği günü çarpıcı kişiliği, duruşuyla “Çocuklar sanat öğretilmez, sanat sevilir. Gazeteci olmaya kararlı iseniz sakın ola ki sanatçıları anlamadan, dinlemeden eleştirmeye kalkışmayın. Benim size verebileceğim tek şey, sanatçıları etkinliklerinde izleyebilmek, sevdirmek olabilir” türünden cümlelerin ardından Şehir Tiyatroları’nın kapılarını bize sonuna kadar açmıştı.

Dilediğimiz kadar prova, sahne gösterisine gitme hakkını vermişti.

Elbette bilemediğim kadar çok Ayla Algan da içlerinde yetiştirdiği büyük sanatçıların çok sayıda provası, gösterilerini izleyerek öğrencilik yapabilmiştik. Nasıl büyük bir şans olduğunu yıllar geçtikçe daha da iyi algılayabiliyorum. Hepsi birden bu toplumun kültürüne, kültürle birlikte değerlerine ne kadar çok şeyler kattılar. Aramızdan bir bir ayrılmaları gerçeğinde hem eksilme hem de değil. O kadar çok güçlü, etkin, toplumsal katkıları, yeni kuşak sanatçılarının yetişmelerinde etkin rolleri söz konusu ki... Dipten gelen dalgalar, toplumsal uyanışta etkin rolleri sınırsız gibi...

Elbette Ayla Algan’ı da sonsuz sevgi, saygı ile uğurluyoruz.. Yolumuzu, önümüzü hep aydınlatacaklar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları