Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sağlıkçılar en başta gidebilenler gidiyor

11 Ocak 2025 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ülkenin her yerinde ulaşılamaz uzaklıklardaki şehir hastaneleriyle, gücün simgesi gibi övünedurmaktan hiç vazgeçmeyecek. Kuşkusuz dünya emperyalizminin, zenginliğin simgesi, Amerika’daki Houston hastahanelerine benzerlikleri etkileyici. Emeklilerimizin yıllık sağlık raporlarını alabilmek için hangi zorluklarla, ne kadar çok gidip gelmek zorunda kaldıklarına tanıklık ettikten sonra “Dışı seni, içi raporlarını alabilmek uğruna harcadıkları günleriyle emeklileri yakar” demekten başkaca söz kalmıyor.

Nasılsa bizim emeklilerimizin tedavilerini oralarda yaptırmak gibi bir düşleri olamaz. Binlerce doktorun soluksuz çalıştıkları dev binaların içindeki enerjiden, koridorlardaki koşuşanlaran, kargaşadan etkilenmemek olanaksız. Cankurtaranların, polis araçlarının ışıklı, sesli gürültülerine bizimkilerde fark atan bir de camilerimiz ile, cenaze kaldırmalarındaki sistematik eklenmiş disiplin var. İçimden, oralarda tedaviye kalkışmak zorunda kalacakların, hangi ölçeklerde harcama yapmak zorunda kalacaklarını da merak etmiş olsam da boşa soruya yanıt verecek insan bulamayacağımı da gözlemledim.

Gazetecilik, gözlemcilik tutkusuyla koridorlarda duyduğum konuşmalardan, kimi doktorların günde sayısı tutulan işlemlerden aldıkları bana göre çok yüksek olabilecek gelirlerine karşın, bir başka ülkeye çalışmaya gitmek üzere denklerini toplayanların sayılarının da az olmadığının ayırımına vardım. Dakikalara sığdırılmış, kayıtlara işlenmiş gelirlerine karşın, daha insanca bir yaşam için yurtdışına kaçışı seçenlerin olmasına takıldım.

***

Şehir hastanelerimiz “Kapalıçarşı kapalı kutu” mu?

Övgülerin ötesinde, içlerinde yaşananlar, çalışma koşulları hakkında en küçük bir bilgimiz var mı? İnsanlar keyiflerinden mi ülkelerinden göç etmeyi seçerler? Kuşkusuz dudak uçuklatan ölçeklerde gerçekleştirilmiş çok büyük yatırımlar, devlet bütçesinden çıkmış yatırımlardan söz ediyoruz. Yine kuşkusz bu dev yatırımların maliyetleri, harcamaları, kâr zararları üzerinden yasal denetim raporlarının varlığı, hesaplamaları da söz konusudur. Bugüne kadar kamuya yansıtılmış bir bilgilendirme duyduk mu?

Ortalık güllük, gülistanlık mı? Yoksa hukuken yapılmaması söz konusu olamayacak denetim raporlarının sonuçlarının sır gibi saklanıyor olmaları mı yeğleniyor? Arada birçok yerel ölçeklerde tersine işleyişlerin verilerinin yaptırımsız kalan bilgilerinin ötesinde duyumlarımız yok gibi.

Hep var olan ancak ülkenin içinde boğulduğu sorunlar yumağında, kendi yaşamlarının gerçeklerinde nefes alamayanların, çaresizlik, çözümsüzlüklerinin soncu, yurtdışına kaçışlarındaki artışlar sınır tanımıyor. Sınırlarımız dışında yaşam kapısı arayışları bulanların, bulabildikler her yer geçerli, gözleri kararmış gidişlerinin de örneklerinin en çarpıcıları kamuoyuna yansıyor.

Gerçeğine bakarsak, kurgulanmış, hesap verilmemek üzere her yolun geçerli sayıldığı tüm kirli siyasal iktidarlar erklerinin geçerli olduğu düzenlerin sloganı hiç şaşmıyor; “Biz hesapsız kitapsız bir iktidar, kitleyiz. Bu koltuğa alıştık gitmeyiz de gitmeyiz” sloganı ağızlardan düşmüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları