Efendim kulüplere tanınan harcama limitleri açıklandı. Sanki çok adil ve dikkatle belirlenmiş gibi sunulan rakamlara bakıldığında tam bir eşitsizlik, dolayısıyla adaletsizlik tablosu bu. Galatasaray yüzde 30 sapma dahil 3 milyar harcayabilecek, en son sıradaki Bodrum FK 250 milyon. Vay vay vay... 

Kulüpler arası farkın bu kadar olduğu lige lig denmez bir kere. Lig demek birbirine benzer ve yakın olanların birlikte yer aldığı topluluk demek çünkü.

ADALET DIŞINDA HER ŞEY VAR

Zaten bu ligde adalet dışında her şey var; şaibeli sponsorluk anlaşmaları mı dersiniz, gelirleri vergiden kaçırmak mı dersiniz, hayali gelirleri abartıp giderleri gizlemek mi dersiniz, futbolcu maaşları ve bonservisleri yanlış bildirmek mi dersiniz, vergi borçlarını ödememek mi dersiniz...

ŞAHTINIZ, ŞAHBAZ OLURSUNUZ

Bir de şu kulüplere tanınan yüzde 30 limiti aşma hakkı var. Yani deniyor ki olmayan gelirlerinizin yüzde otuzu kadar borçlanabilirsiniz. Şahtınız şahbaz olabilirsiniz.

Tablodan da anlaşılacağı üzere maalesef lig Galatasaray ve Fenerbahçe’nin dövüştüğü, sürekli birbirini suçladığı, kendi takımlarından çok birbirleri hakkında konuştuğu, futbolun kalitesinin de giderek düştüğü bir lig haline geldi. Konyaspor’un hocası Recep Uçar’ın Fenerbahçe maçından sonra çok sakin dediği gibi “Sanki öteki takımlar figüran”...

BEŞİKTAŞ DENGE UNSURUDUR

Beşiktaş’a gelince; bu dövüşte hiçbir zaman yeri olmamıştı zaten. Ama Beşiktaş giderek etkisiz hale gelirse, rekabet ötesine geçen Galatasaray-Fenerbahçe dalaşması ne yazık ki ligi ve ülke futbolunu yiyip bitirecek. Çünkü Beşiktaş hep denge unsuru olmuştu geçmişte. Ve giderek kirlenen bu ligde üzülerek söylüyorum Beşiktaş gibi gelenekleri olan kulüplerin yaşayacağı zemin de giderek yok oluyor. En vahimi ise Beşiktaşlıyım diyen ve taraftar adına konuştuğunu iddia eden bazı güçlerin de kulübü ezeli rakiplerine benzemeye zorlayarak kötülük değirmenine su taşımaları.