Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs’taki çözümsüzlük - Ahmet GÖKSAN

19 Ocak 2023 Perşembe

2023 yılı çözüm veya anlaşma için bazı ilginçliklere tanık olacağımız bir yıl olmaya aday. Nedenine gelince BM genel yazmanı adada çözümü bırakın diyerek çözüme ilişkin olarak anlaşma zemininin olmadığını duyuruyor.

Yeni bir yılın her zaman umut kapısı olarak algılandığı biliniyor. 2023 yılında da uzun yıllardır tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi Kıbrıs’ta çözümün olacağı beklentisinin algısı yükseltiliyor. Acı da olsa algılarla uyuşmazlıkların çözümü olanaklı olsa idi bugüne değin adada çözüm ve barış sağlanmış olurdu. Adada Türk ve Rum toplumları arasında yaşanan çatışmalardan sonra 19 Şubat 1959 tarihinde iki toplumun siyasi eşitliğine dayanan Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluyordu. Adı geçen cumhuriyetin uzun yaşayabilmesi için Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülke olarak kurulan bu yeni yapıya onay veriyorlardı. Buna karşın karşımızdaki unsur yapılmış olan antlaşmaları bütün dünyanın gözleri önünde yok sayıp Türklere karşı saldırıya geçtikleri anda iyi niyetle kurulmuş olan bu yapı çöktü. 1968 yılında kurulmuş olan yapının yeniden canlandırılması ile Beyrut’ta başlatılan görüşmeler halen sürüyor.

ANASTASİYADİS’İN VASİYETİ!

2023 yılı ise çözüm veya anlaşma için bazı ilginçliklere tanık olacağımız bir yıl olmaya adaydır. Nedenine gelince BM genel yazmanı adada çözümü bırakın diyerek çözüme ilişkin olarak anlaşma zemininin olmadığını duyuruyor. Adadaki özel temsilci, tarafları bir araya getirebilmek için sosyal içerikli toplantılar düzenleyerek ortamı yumuşatmaya çalışıyor. Şubat ayında adanın güneyinde başkanlık seçiminin yapılması bekleniyor. Adayların bugüne değin yaptıkları ile bilinen kişiler olmasını bir yana bırakırsak iki dönem görev süresini tamamladığı için aday olamayacak olan Nikos Anastasiyadis yeni seçilecek olan kişiye önerilerde bulunuyor.

Anastasiyadis, anlaşmamak için nelerin yapılması gerektiğini vasiyet gibi aktarıyor. Filelefteros gazetesinde yer alan açıklamasında öncelikle “Türkiye’nin süper güçmüş gibi davranması ve gerek Kıbrıs’a gerek Ege’ye gerek Suriye’ye veya Libya’ya veya Dağlık Karabağ’a müdahale etmesi stratejisi değişmezse dostluk hareketleriyle olguların değişebileceğine inananlar düş dünyasında yaşıyorlar” diyor. Bununla yetinmeyerek aşılmaması gereken beş kırmızı çizgiye dikkat çekiyor. Öncelikle üçüncü tarafların müdahalesi olmadan bağımsızlık ve egemenliğin güvence altına alınması, Türk askerinin adadan çekilmesi, Rum halkının da bu tezi savunduğunu söyledikten sonra garantilerin olmamasını belirterek bağımsızlığın güvenceye alınması için ısrar edilmesine vurgu yapıyor. “Önümüzdeki 2-3 yıl Kıbrıs’ı enerji alanında bir oyuncu haline getirme açısından belirleyici olacaktır” diye ekliyor.

BM’NİN TUTUMU

AB müktesebatının güvenceye alınmasına işaret ederek Kıbrıs Türklerine veto hakkının verilmesinin işlerin tıkanmasına neden olacağını belirtiyor. Bugüne değin uyuşmazlıktaki çözümsüzlüğün temel nedenini itiraf etmiş oluyor. Bu yaklaşımı sürdürdükleri takdirde çözümü dağların arkasında dahi bulamayacağız.

2023 yılı içinde BM’nin gönülsüz tutumu ve yaklaşımı nedeniyle müzakerelere başlanamayacağı buna ek olarak garantör ülkelerden Yunanistan ile İngiltere’de seçim yapılacağı için süreç bir kez daha nadasa bırakılacaktır. Bu kabul yapılmadığı sürece hem Kıbrıs’ta hem de garantör ülkelerde yaşanacak olan siyasi gelişmelere bakarak müzakerelerin başlamayacağının bilinmesi gerekiyor. Aksi halde yıllardır dillendirilen “çözümsüzlük çözümdür” çevresinde dolanıp Godot’nun gelmesini bekler dururuz...

AHMET GÖKSAN

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları