Son aylarda herkese aynı iki soruyu soruyorum: “Tekrar aday olacak mı?” ve ardından “Aday olabilirse tekrar kazanabilir mi?” Katıldığım uluslararası toplantılarda Amerikalılara bunları sorarken özneyi kasten saklıyorum. Tuhaftır, kimi kastettiğimi derhal anlıyorlar. Çoğu kez “İnşallah olmaz” diye cevap veriyorlar, ama verileri yakından takip edenler “Muhtemelen” diyor. Kastettiğim kişi Donald Trump! Bizce kesinlikle 2024’te başkanlığa aday olacak ve muhtemelen de kazanacak. Çünkü sorunlu kişiliğinin yanı sıra strateji ve pazarlamadan iyi anlıyor!

Amerikalıların yüzde 45’i eski başkanın 6 Ocak 2020’deki Kongre baskınında yasadışı hareket ettiğine, yüzde 61’i ise o gün yapmış olduğu açıklamalarla şiddeti teşvik ettiğine inanıyor. Lakin, 6 Ocak Komitesi’nin Trump’ı mahkûm etme ihtimali Senato’da ortadan kaldırıldığı için adaylığına yasal engel yok.

DEMOGOGUN ALET ÇANTASI 

Trump’ın şansı ekonomi. Pandemi sonrası bozulan dengeler, yüksek faiz ve enflasyon, hayat pahalılığı, artan petrol ve enerji fiyatları... Öyle ki Başkan Biden’a destek yüzde 40’ların altına düşmüş durumda. 

Trump, koltuğunu kaybettiğinden beri seçimlerin çalındığına tabanını ikna etmek için kampanya yapıyor. Konuşmalarında “Bir değil iki seçim kazandığını” iddia ederek seçmeni manipüle ediyor. Yeni bir CNN araştırması, Amerikalıların yüzde 69’unun 2020 seçimlerinin çalındığı iddiasını reddettiğini ama her dört Cumhuriyetçi’den üçünün inandığını gösteriyor.

ARA SEÇİMLER

Bilindiği gibi bu yıl 8 Kasım’da ara seçimler yapılacak. Temsilciler Meclisi’nin tamamı, Senato’nun üçte biri yenilenecek; 39 eyalet ve bölge valiliği ile eyalet meclisleri için de seçim yapılacak. Amerikan seçimleri öyle bir pazar ki araştırma şirketi Kantar’ın projeksiyonlarına göre ara seçimlerde 7.8 milyar dolarlık muazzam bir kampanya bütçesi harcanacak.

Ara seçimler Trump ve ABD’nin geleceği için belirleyici olacak. Trump, yandaşlarının ara seçimlerden zaferle çıkmasını sağlayabilirse Cumhuriyetçi Parti’yi kontrol edebilecek. Illinois’deki önseçimlerde kendine yakın adayları desteklerken tam da bunu söyledi: “Bu yıl Temsilciler Meclisi’ni geri alacağız, Senato’yu geri alacağız ve Amerika’yı geri alacağız. En önemlisi 2024’te Beyaz Saray’ı geri alacağız.” Demokratlar ise ara seçimleri Trump karşıtı bir referanduma dönüştürmeye hazırlanıyor.

DİSTOPİK AMERİKA’YA DOĞRU

Trump bir yandan aşırı sağcı gruplarla ilişkisini sıkı tutuyor, diğer yandan kendi sosyal medya platformu Truth Social’ı ayağa kaldırmaya çalışıyor. “Önce Amerika Politika Enstitüsü” adlı kendi düşünce kuruluşunun geçen salı düzenlediği zirvenin açılış konuşmasında adeta gayri resmi adaylık lansmanı yaptı. 

Otoriterlikte vites büyüttü: Trans sporcularla alay etti, evsizlerin toplanıp şehirdışı kamplara sevk edilmesini savundu, demokrat valilerin şiddetle mücadele edemediğini iddia edip, başkanın o eyaletlere birlik gönderebilmesi gerektiğini söyledi. “Ülkemiz suç lağımına döndü” diyerek sanıkların hızlı yargılanması ve hızlı infaz çağrısında bulundu. Başkanı kısıtlayan “haydut bürokratları” görevden alma sözü verdi. Trump’ın tüm bu adımları Amerikan aşırı sağı için iktidar şafağını müjdeliyor. İntikamcı duygularla demokrasiyi dejenere edecek, daha güçlü başkanlık iddiasıyla ilkine kıyasla çok daha otoriter bir dönem inşa edecek. Zaten zengin beyazların yönettiği silahlı aşırı sağcı gruplar da daha zayıf, daha uysal ve daha kibar bir Trump istemiyor! 

Görünen o ki Trump, Biden ile karşı karşıya kalırsa bu kez kazanacak. Onun adaylığına karşı olan Cumhuriyetçiler ise tek ve güçlü bir adayın arkasında toplanmak yerine, mümkün olduğunca çok aday çıkarmaktan bahsediyor. Özetle göz göre göre Trump yeniden geliyor! Edmond Burke’nin meşhur sözünü bir parça uyarlayarak söyleyecek olursak “Şeytanın zaferi için gerekli olan tek şey, iyi insanların kötü pazarlama stratejileri kullanmasıdır.”