Necati Özkan

Öfke ve değişim

12 Haziran 2023 Pazartesi

Değişim isteyen toplumsal kesimlerin tarihi seçimi kaybetmesinin üstünden iki hafta geçti. Ülkemizin çeşitli muhalefet merkezlerinin bu sarsıcı ve umut kırıcı mağlubiyeti nasıl değerlendireceklerini görmek üzere biraz soluklanmak istedim. 

İki haftadır öncelikle toplumun sesini dinledim. Yaşatılan ağır yenilgiden dolayı üzülmüş, ülkenin ve kendi geleceklerinin kaybedildiği endişesinden dolayı ağlamış olan milyonların çaresizliğine şahit oldum. Her yaştan ve her toplumsal kesimden vatandaşın, seçimlerin kaybıyla yaşadığı öfkeyi, derin hayal kırıklığını izledim. Bu kesimlerdeki çaresizlik duygusunun yayılışını; bu toprakları vatan yapan, bu devleti ortak devlet yapan değerlerden insanların kopuşunu gözlemledim. Ardından da muhalif siyasilerin seslerine kulak verdim. 

Gördüklerim, bu ülkede siyaset yapanların toplumdan ne denli kopuk olduğunun üzücü bir kanıtı. Mağlubiyete karşı bu denli sorumsuz olunması, muhalefet cephesindeki on milyonlarca insanın acısına, umutsuzluğuna ve travmasına bu denli duyarsız olunması, muhalif siyasi elitin bırakın ahlaklı olmayı, iyi insanlar bile olmadıklarını gösterdi bana. 

Sanki bu seçimin ülke tarihinin en önemli seçimi olduğunu, bu seçimin kaybı halinde ülkenin geleceğinin kalmayacağını dillerine onlar pelesenk etmemişler gibi... Sanki aylarca her türlü uyarımıza rağmen “Bu iş tamam, kimi koysak kazanıyoruz” dememişler gibi... Sanki, “Siz susun, biz büyük bir koalisyon kurduk; ortak adaya da kabineye de parlamentonun dağılıma da biz karar vereceğiz” dememişler gibi... Sanki seçimi peşinen kazanmış gibi kabinedeki her bir bakanlığı, Meclis’teki her bir makamı ve hatta bürokrasideki her bir koltuğu kendi aralarında paylaşmamışlar gibi... Sanki “Durum o kadar lehimize ki hem AKP hem de Erdoğan tarih oluyor” dememişler gibi... Ve sanki “Bu defa yüzde yüz sandıklar sağlam, her sandıkta birden çok görevlimiz var, siz yeter ki oy verin” dememişler gibi...

Büyük bir çürümüşlük, pervasız bir vurdumduymazlık ve koltuk severlik... Hatta hiçbir şey olmamış gibi pişkin davranışlar... Dahası sanki bir başarı elde edilmiş gibi insan aklıyla dalga geçmeye tevessül etmeler... Kendi davalarına, seçmenin beklentilerine ve ülkenin geleceğine ihanet eden bu profildeki siyasetçiler, bundan sonra yurttaştan ne bekleyebilir ki? 

Mesele asla şu ya da bu siyasetçi değil, mesele anlayış meselesi...

Elbette mağlubiyetin pek çok nedeni var. Elbette o nedenleri tartışmak, muhalefetin çeşitli temsilcilerinin bu sürece giden hatalarını değerlendirmesi lazım. Mümkün olduğunca hızla, samimiyetle, demokratik kurulları dahil ederek özeleştiri süreçlerinin tamamlanması lazım. Bu yapılmadığı sürece, muhalif seçmendeki öfke kasırgasının bir daha muhalefeti eskisi gibi desteklemeyeceği anlaşılıyor. Bu yapılmadığı sürece, muhalefetin toplanması neredeyse imkânsız görünüyor. Ve bu yapılmadığı sürece, yerel seçimlerde adayların performansından bağımsız olarak muhalefetin pek çok büyükşehri kaybedeceği anlaşılıyor. 

O nedenle an bu an. Sorumlu, ahlaklı, vatansever ve onurlu olmak gerekiyor. Seçimden önce karar verici makamlarda bulunanların ve seçmene söyledikleri her konuda yanıldıkları ortaya çıkanların derhal bırakmaları gerekiyor. Ardından da muhalefetin yeniden ayağa kalkmasını sağlayacak; ülkeye yeniden umut getirecek bir sürecin fikri yapısının, kadrosunun ve liderliğinin inşası gerekiyor. 

Seçimin kaybından itibaren ortaya çıkan toplumsal öfke ve umutsuzluğun, muhalefeti tümüyle tahrip etmesi istenmiyorsa başkaca bir yol görünmüyor. Demokrasi kuracağını söyleyenlerin demokrasiyi önce kendi partilerinde uygulamadan; ülkeyi değiştireceğini söyleyenlerin önce kendi anlayışlarını değiştirmeden, herkese adalet getireceğini söyleyenlerin önce kendi partilerinde adaleti sağlamadan zafer elde etmesi mümkün görünmüyor. Zamanın ruhunun özeti bu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları