Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yeni Trump döneminin ‘anlatısı’

17 Kasım 2024 Pazar

“O yargıçlar gidecek!”

İkinci Trump döneminin güçlü ismi Elon Musk’ın, hukuk devleti koşullarını sağlamaya çalışan Çizme yargıçları için kilometrelerce öteden verdiği şaşırtıcı komut bu. 

Musk’ın Okyanus’un beri yanından kendisine durumdan vazife çıkartmasına yol açan olay ne peki? Göç meselesi... 

20 Ekim tarihli yazımda anlatmıştım. 

Popülaritesi geçen her gün artan İtalyan sağının “demir lady”si Giorgia Meloni, komşu Arnavutluk’la kısa süre önce uluslararası hukuk ve insan hakları kurallarını pas geçen “bir pilot göç antlaşması” imzaladı.  

Musk’ın X platformunda yayımladığı üstteki twit’inden de anlaşıldığı üzere, küresel çapta ilgi yaratan bir projeden bahsediyoruz. 

Uluslararası hukuku yok saydığı için AB sınırları dışında tutulan ve muhalifler tarafından bir tür göçmen Guantanamo’suna dönüşeceği iddia edilen Arnavutluk’taki “return hub/göçmen geri gönderme merkezleri”, geçen ay devreye girdi. 

İtalya’dan büyük bir propaganda ile donanma gemilerine bindirilen 16 kişilik ilk kaçak göçmen kafilesi akabinde Adriyatik’e açıldı. 

Fakat o da ne? Çizme’de, anayasanın çiğnendiğini söyleyen ve “anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz” çizgisini red eden yargıçlar ayağa kalktı. Ve Arnavutluk’a gönderilen kaçakların, derhal İtalya’dan alındıkları gibi geri getirilmelerini istediler. 

Meloni ve yargıçlar arasında bir bilek güreşi başladı. 

Yargıçlar başbakanı “yasalara uymamakla”, başbakan da yargıçları siyaset yapmakla suçladı.

Sonunda sağ hükümet, kuralları esneterek, ikinci kez, bu defa 7 kişilik daha ufak bir kafileyi, -her seferi 250 bin Avro’ya mal olan- donanmaya bindirerek Arnavutluk’a yolladı. 

Yargıçlar gene pes etmedi ve “anayasayı çiğnetmeyiz” gerekçesiyle 7 göçmenin, Arnavutluk’taki “hub”dan alınıp, ilk seferde olduğu gibi İtalya’ya bir kez daha geri getirilmelerini emrettiler. 

EGEMENLİĞE SALDIRI

Muhalefet çevrelerince artık “Meloni tours” diye tiye alınan ve hükümetin inandırıcılığına gölge düşüren bu çekişmenin ortasına işte son olarak Musk, porselen dükkanına dalan fil misali daldı. 

Meloni’ye özel ilgisi, sempatisi ile bilinen Musk; Washington’da çok geniş çapılı bir “bürokrasi budaması”na girişilirken, “budama”seferberliğini böylelikle müttefiklere de yaymış oldu: 

“Göç mücadelesine taş koyan yargıçlar görevden alınsın!” 

Musk’ın bu şok müdahalesi, İtalya’da soğuk duş etkisi yaptı. 

Muhalefet liderleri, Meloni’ye “Musk’tan ders/direktf almakla, ulusalcılığın nasıl olup ta bir araya gelebildiğini” sordular. “Sırf yargı bağımsızlığına değil, aynı zamanda devletin egemenliğine yapılan saldırıya” baş kaldırdılar. 

Yüksek Hâkimler Kurulu, “Musk’ın tehlikeli çıkışı” için şu ifadeleri kullandı: 

“Yeni oligarklar, uzay, sosyal medya ve de yeni teknolojileri kullanarak dünya politikasına hâkim olmaya çalışıyor. Demokrasi için kabul edilemez açık tehdit oluşturuyorlar.”

“Musk’ın demokrasiden vazgeçen teknolojik bir otokrasi peşinde olduğunu” değerlendiren yeşil-sol kesim siyasetçiler, “Space-X patronunun uyduları ile sahip bulunduğu X platformu sayesinde jeopolitiği şartlayacak güce eriştiğine” dikkat çekti.

Yaşlı Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da devreye girip Musk’a “İtalya başının çaresine bakabilecek büyük bir demokrasidir” yanıtını verdiyse de; Tesla’nın yaratıcısı “İtalya demokrasi ile mi yaşıyor? Yoksa kararları seçilmemiş otokratik bir rejim mi alıyor?” diyerek el artırmaya devam etti. 

‘YIKMAYA GELİYORUZ!’

Twitter’ı aldığında işten attığı çalışanlarına yaptığı gibi tıpkı şimdi benzer yöntemlerin küresel düzleme yayılmasına önayak olan Musk’tan bakalım daha neler göreceğiz. 

İtalyan yargıçlara yaptığı bu küstah müdahalelerle eşzamanlı olarak Trump’ın sağ kolu, Alman Şansöylesi Scholz için de nitekim “ahmak” notunu düşmekten çekinmedi.

Trump’a ulaşmak için Türkiye de Musk’ı güçlü aracı olarak görenler,  mesafeyi aslında korumaya büyük özen göstermeli. Gelişmiş Avrupa demokrasilerine bunları yapan, Ortadoğu coğrafyasında neleri yapmaz.

Bir göç merkezinin bu arada dünya politikasının bu kerte odağına yerleşmesi, Meloni’nin küresel sağ içindeki “model konumu” ile ilintili. 

ABD aşırı sağının en büyük şahinlerinden Steve Bannon, Çizme’nin Meloni tecrübesi için “milliyetçi-devrimci küresel politikayı yönlendirecek laboratuvar öneminde” betimlemesini kullanıyor. 

Trump’ın ikinci kez başkanlığa seçilmesinin üstünden iki hafta geçmedi. Dünya değişti.    

Kampanya döneminde Bannon’ın New York Times’da yayımlanan şöyle bir söyleşisini okumuştum:  

“Her şeyi yıkmak için geliyoruz!” diyordu Trump’ın ilk göz ağrısı olan karanlıklar prensi: 

“İlk 100 gün, 2016’nın ilk 100 gününden çok farklı olacak. Devlet aparatını doğrudan düşmanca devralacağız. Hiçbir şey müzakere etmeyeceğiz. Konuşma dönemi bitti. Biz yeni bir anlatının savaşını veriyoruz. Bu, sınırsız bir savaşın anlatısı olacak.”

Musk’ın twitlerine bakılacak olursa “sınırsız savaş anlatısı” ABD kurumlarının dışına taşıp, müttefik ülkelerin kurumlarına dek uzanacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları