Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Teşekkürler Mustafa Taviloğlu

17 Kasım 2024 Pazar

Sevgili okurlarım hafta içi kendinize bir gün ayırın ve o gün özellikle en rahat ayakkabılarınızı giyin, üstünüz de sıkı olsun ve günün erken saatlerinde kapıyı çekip çıkın.

Eyüp Sultan’a gidiyoruz. Size en yakın ulaştırma araçlarını araştırın, ben Haliç vapurunu tercih ettim çünkü eski İstanbul insanı büyülüyor. Eyüp Sultan’da inin ve yüz metre ilerideki muhteşem Feshane binasına girmeye hazırlanın. Dikkat bir rüyaya giriyorsunuz. Hiçbir şey düşünmeden kendinizi bu rüyaya bırakın.

İlerliyoruz ve Türk resim sanatının ustaları Feshane binasının çeşitli bölümlerinde bizleri bekliyor. Her bir bölümün girişinde genç, yaşlı resim sevenler videoda sizlere resimlerin hikâyelerini anlatıyorlar. Ben videolarla pek ilgilenmedim çünkü bana göre resim, izleyen her bir kişinin kendi hikâyesidir.

İşte benim ressamım Cihat Burak’ın bölümü ben bu karar ayrıntıcı, bu kadar sabırlı bir ressam daha görmedim.

O da ne, iki pehlivan güreşe tutuşmuş, biri cin gözlerle seyirciye bakıyor öteki pek bir ciddi, Burak’ın resmindeki detaylar burada da var, arkada da bir fıskiyeli havuz. Ressam sanki çocukluğuna dönmüş ve böylesine naif böylesine etkileyici bir resim ortaya çıkmış. Dayanamayıp fotoğrafını çektim ve Taviloğlu’nun izin vereceğini tahmin ettiğim için işte köşemde yayımlıyorum. Gülümseyin.

Sıra geliyor sevdiğim başka bir ressama, yakınlarda yitirdiğimiz Komet’e, kocaman bir bölüm ayrılmış, belli ki Taviloğlu bir Komet hayranı. Bu arada ben de kendimi Komet’in bir sergisinde gibi hissediyorum. Komet bir kompozisyon ve gölgeler ustası. Üstelik hayata dair her şey onu etkilemiş, 68 yılında yaptığı iki resim, beni o yıllara götürdü. O resimlerde 68 yıllarına dair her şey var. Ama iki resim var ki beni benden aldı. Biri küçük bir resim, yakından bakıldığında bembeyaz bir tuvalde tam ortada arkası dönük bir çocuk oturuyor. Fakat resme biraz uzaklaşıp baktığınızda gölgeler içinde bir yol görüyorsunuz. Ve yol hepimiz için hep varoldu: İşte Hayat!

Komet’den söz edip onun hüzünlü kadın portresini atlamak olmaz. İleriye bakan bu kadın kim bilir ne acıları ne sevinçleri anımsıyor. Onu da size göstermek istedim.

Feshane bölümleri bitmiyor yedi yüz resim var başımız dönüyor. Tam bir duvarı kaplayan Fikret Mualla’nın kadınlarını izleyip gene tam bir duvarı kaplayan Burhan Uygur’a geçiyoruz. Burhan Uygur ve her biri tek tek hikâyesi olan yirmi beşe yakın tablo. Hikâyelerini çözmek, kendi hikâyelerimizle özdeşlik kurmak bizi o kadar yoruyor ki bir kahve arası veriyoruz. Ve arkadaşımla aramızda konuşuyoruz, bir insan bu kadar resmi nasıl biriktirir, nasıl muhafaza eder, şaşkınlık içindeyiz. Üstelik sergiler sadece Feshane’de değil, Müze Gazhane’de, İstanbul Sanat’ın yanı sıra İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde, Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nda, Galeri Eyüp Sultan’da ve İşbankası Kibele Sanat Galerisi’nde sergileniyor. Taviloğlu 1972 yılında başladığı koleksiyonuyla tam 903 sanatçının 2 bin 400 eserini sevgiyle kucaklamış. Ve ilk kez bu koleksiyon ücretsiz halka sunuluyor.

Şimdi gelelim beni en çok etkileyen resme, sayısı çok ama ben Ömer Kaleşi’nin Derviş’inde karar kıldım. Bu öyle bir derviş ki özgürlük diye haykırıyor ve hepimizi yanına çağırıyor. Yaşasın özgürlük ve yaşasın resim!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları