Necati Özkan

Yakın elmalar

22 Mayıs 2023 Pazartesi

Seçimlerin ilk turu muhalefet tarafında gereksiz bir moral bozukluğuna neden oldu. Ortaya çıkan sonuçta, elbette muhalefetin de eksik ve hatalarının etkisi var ama bir kez daha gördük ki güvenlik odaklı seçmenlerin ağırlık oluşturduğu ülkelerde, rakibin yaptırdığı “Çamur at izi kalsın” kampanyaları bir hayli etkili olabiliyor.

İktidarın kontrol ettiği medya gruplarının çabaları 14 Mayıs’ta sonuç verdi. TRT dahil, çok sayıda ulusal kanal ve binlerce yerel kanal entegre bir beyin yıkama şebekesi gibi çalıştı. CHP aleyhine kurgulanan kara propagandadan etkilenen bazı seçmenler, muhalefeti düşman kabul edip Erzurum’da olduğu gibi taşlarla saldırmaya hazır hale getirildi.

Sonuçta da Millet İttifakı’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk tur oyları beklenenin altında sonuçlandı. Tabii bu sonuçta iktidarın seçim öncesi Güneydoğu Anadolu’da yaptığı “mıntıka temizliği” ve deprem bölgesinde seçmenleri uzak tutacak operasyonların etkisini de not etmek gerekir.

Tabii ki ilk tur sonucu nihai sonuç değildir. Psikolojik etkisi dışında ilk tur sonucunun bir anlamı yoktur.

Seçmen bu hafta bir kez daha düşünecek ve ülkenin geleceğine ilişkin nihai iradesini 28 Mayıs’ta gösterecek. Türkiye Gönüllüleri ile Oy ve Ötesi gibi sivil inisiyatiflere geçtiğimiz hafta kendiliğinden katılan büyük kitlelerden anlaşılıyor ki ilk turun sonucu bazı seçmenleri harekete geçirdi.

Bu nedenle, diğer bazı otokratik rejimlerde olduğu gibi, değişim isteyen seçmen kümelerinin ikinci turda sonucu değiştirmesi pekâlâ mümkün. Ancak bunun için paniğe kapılmamalı; muhalefetin stratejisi altüst edilmemeli. Bir seçim döneminde yapılacak en ölümcül hata kökten strateji değişikliğine gitmektir.

Cumhuriyet Halk Partisi gibi, Türkiye siyasetinin “kurucu transatlantiği” konumundaki köklü bir parti hedefe erişemediği ilk fırtınada, dümeni kırılmış “Karadeniz takası” gibi savrulmaz. Kampanyanın tonu değiştirilse bile, dili ve rotası asla değiştirilmemeli. Zira “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olunabilir.” Oysa ki seçmenin büyük çoğunluğunun, her türlü yol ve yöntemi kullanan, devasa kamusal kaynakları heba eden iktidara ilk turda yetkiyi vermediği, her iki tarafa da ikinci bir şans tanıdığı ortada.

Yapılacak iş basittir: Güven veren kadrolarla “Tu¨rkiye’nin problemlerini biz çözeriz” fikrini ete kemiğe büründürmek, mesaj bombardımanı yerine ekonomik çözümler içeren yalın mesajlara odaklanmak ve ikinci tur seçimini Erdoğan-Kılıçdaroğlu rekabeti yerine, otokrasi ve demokrasi rekabetine çevirmek. İktidarın kara propagandasına cevap vermek için ittifak ortaklarını teşvik etmek, hatta seferber etmek. Ve telaşa kapılmadan kendi seçmeninize odaklanmak.

Özetle, büyük metropol seçmenleri ve sandık başına gitmemiş seçmenler arasından kendine en yakın seçmenlere erişmek ve onları mobilize etmek dururken kendine mesafeyle bakan seçmenleri ikna etmekle zaman kaybedilmemeli. Zamanınız darsa ağacın tepesindeki elmalara erişmeye çabalamak yerine size en yakın elmaları toplamak için gücünüzü kullanmanız çok daha akıllı bir yöntemdir. Üstelik bunun için harcayacağınız efor çok daha az olacaktır.

Bunlar yapılabilirse, 29 Mayıs sabahı Türkiye’de değişim mümkün olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları