Necati Özkan

Çare demokrasi

30 Mayıs 2022 Pazartesi

Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği EAPC’nin yıllık konferansı için geçen hafta Viyana’daydım. EAPC, 25 yıl önce Avrupa kıtasında demokratik değerlerin savunusunu yapmak, güçlendirmek ve network oluşturmak üzere bir grup siyasi danışmanın kurduğu bir dernek. 

Avrupa’nın pek çok ülkesindeki EAPC üyesi, siyasi partilere ve liderlere danışmanlık yapıyor. Siyasi danışmanlar, araştırmacılar, akademisyenler ve siyasetçiler derneğin üyesi olabiliyor. 

EAPC, her yıl bir başka Avrupa şehrinde düzenlediği konferanslarla dünyadaki demokratik gelişmelere odaklanıyor. Siyasi danışmanlar arasında tecrübe ve bilgi aktarımı sağlanıyor. Son bir yılda gerçekleşen seçimlerin analizi yapılıyor. Keza yaklaşan seçimlerde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçlar, nedenleri ve potansiyel etkileri tartışılıyor. 

Viyana Konferansı “Pandemi, Savaş ve İklim Krizi Döneminde Siyasi Danışmanlık” başlığını taşıyordu. İki gün süren toplantılarda 25’ten fazla ülkeden 40’a yakın konuşmacı sahne aldı. Ben de ilk gün sahnede, Macar milletvekili ve eski ana muhalefet lideri değerli dostum Attila Mesterhazy ile altı partili Macar muhalefetinin Orban karşısında aldığı büyük hezimetin nedenlerini tartıştım. İkinci gün ise “Siyasi Danışmanlıkta Yeni Trendler” başlıklı panelde konuştuktan sonra, yaklaşmakta olan “2023 Türkiye Seçimleri”yle ilgili kapsamlı bir sunum yaptım.

SAVAŞ KORKUSU

Rusya’nın haksız şekilde Ukrayna’ya açtığı savaş, konferansın pek çok oturumunda değerlendirildi. Ukraynalı delegeler, sığınaklarda geçirdikleri günleri, geceleri ve Rus ordusunun halen devam eden zalimliklerini anlatırken gözyaşlarını tutamadılar.

Rusya’nın mesnetsiz savaşı Avrupa sokaklarında büyük bir korku iklimi yaratmış olsa da danışmanların aktardığı kadarıyla Avrupa’yı yöneten liderlerde önemli bir dayanışma ve iradeye neden olmuş. Örneğin, Finlandiya ve İsveçli delegeler, ülkelerindeki siyasilerin daha önceden Rusya nedeniyle çekindikleri NATO üyeliğine bu kez konsensusla başvurduklarını anlattılar. 

DEMOKRASİLER TÖKEZLİYOR MU?

Macaristan ve Sırbistan’da otoriter liderlerin tekrar kazanması, ABD’de Trump’ın dönme ihtimali ve Türkiye seçimlerinde kötü senaryonun güçlü olması, katılımcılarda “demokrasiler tökezliyor mu!” endişesinin yükselmesine neden oldu. Putin’in çılgınlığıyla birlikte değerlendirilen bu olasılıklar faşizm virüsünün hâlâ yaşadığının ve dünyanın kaotik bir döneme girebileceğinin emareleri olarak görüldü.

Gerçekten de Steven Levitsky ve Daniel Ziblatt’ın “Demokrasiler Neden Ölüyor?” isimli kitaplarında tarif ettikleri gibi “Demokrasiler artık generallerin değil, seçilmiş liderlerin elinde öldürülüyor. Seçilmiş otokratlar cilasını koruyor gözükseler de demokrasinin özünü boşaltıyorlar!”

YİNE DE YAŞASIN DEMOKRASİ!

Konferans sonunda geleneksel parlamento ziyaretimizi yaptık. Asıl bina tadilatta olduğundan, üç yıl önce, bir sarayın balo salonu geçici parlamentoya dönüştürülmüş. Derme çatma asma kattaki dinleyici localarıyla ve sunta milletvekili masalarıyla çok konforsuz bir parlamento olmuş. Bizdeki kasaba belediye meclislerinden hallice Avusturya parlamentosunu görünce şaşırdık haliyle. 

Bizi gezdiren Sosyal Demokrat Partisi Grup Başkanvekili, çeşitli iddialar nedeniyle istifa eden Sebastian Kruz’dan sonra ülkede bir ayda üç başbakan ve 100’ün üzerinde bakan değiştiğini ama sistemin sorunsuz işlediğini anlattı. Hiçbir Avusturya vatandaşı bu süreçte paniğe kapılmamış ve ekonomide hiçbir dalgalanma olmamış.

Bir kez daha anladık ki demokrasi şatafatlı saraylar, devasa makam odaları değil, bir kurallar ve kurumlar bütünü. Tek adam iradesi yerine adil bir sistem kurarsanız demokrasi çalışıyor. Huzur ve refah devam ediyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öfke ve değişim 12 Haziran 2023
Nasıl oldu? 30 Mayıs 2023
Yakın elmalar 22 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları