Hukuku katledip sivil anayasa istemek!

03 Ekim 2023 Salı

TBMM’nin yeni yasama yılının başlayacağı 1 Ekim’de, güne sabah saat 09.30’da Meclis’in tam karşısındaki İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün girişine düzenlenen terör saldırısı ile başladık!

Daha önceki pek çok terör saldırısı gibi olay çabuk çözüldü ama verdiği mesajları çatallı!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son dönemde terörün ve mafyanın her türlüsüyle, desteklisi-desteksiziyle mücadele eden bir kimlik ortaya koyuyor. Türkiye’nin en hassas kenti Ankara, Ankara’nın en hassas yeri Meclis-İçişleriGenelkurmay üçgeni... En hassas günde böyle bir saldırı!

Meclis’in yasama yılını gerilime sokan bu saldırının, önümüzdeki dönem tanık olacağımız gündemin habercisi olmamasını dileyelim.

Her şeyden bağımsız olarak vurgulamak gerekirse, AKP’nin oyları en çok topluma korkunun egemen olduğu dönemde artıyor!

***

Meclis Erdoğan’ın “yeni anayasa” nakaratı ile açıldı. Öyle anlaşılıyor ki yine, yeniden, yeni bir anayasa tartışması dönemine giriyoruz.

Erdoğan’ın kullandığı üslup, verdiği ipuçları, çizdiği çerçeve nihai amacı belli olmayan bir anayasa dönemine girdiğimizi gösteriyor. Erdoğan’ın çağrısına göre herkes gelsin şu sorulara yanıt versin:

- Kısa mı olacak uzun mu?

- Geniş mi olacak dar mı?

- Herkes kendini bulurken ortak bir manifesto niteliğinde olması için neler içermeli?

- Yerli milli, vizyoner şekilde olması için kim nasıl katkı koyabilir?

Bu sözlerin tümü Erdoğan’a ait. Sorulara bakınca iki şey söylemek mümkün:

1- Nasıl bir anayasa olacağına onlar da karar verememiş, ortaya karışık soruyorlar.

2- Kafalarında bir anayasa taslağı var, herkesin eteğindeki taşları dökmesini istiyorlar.

İkinci şıkkın baskın olduğu bir tablo görüyoruz. İşin özü şu:

Türkiye şu anda anayasasız yönetiliyor. Zira devletin en tepesindeki kişi anayasaya uymuyor. Erdoğan, kafasındaki anayasaya ulaşmak için böyle bir arayış içinde. Aslında o anayasa iki madde:

1- Türkiye’nin yönetilme şekline Erdoğan karar verir.

2- Erdoğan istediği kadar cumhurbaşkanı adayı olabilir.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da önümüzdeki dönemi anayasa üzerine oturtma görevi almış, harfiyen yerine getirmeye aday.

Köklü anayasa değişikliği 12 Eylül 2010’da yapılmış, AKP yargıyı FETÖ’ye teslim etmenin yolunu açmıştı. O yolun sonunun çıkmaz olduğunu çok acı bir şekilde gördük. O gün de “en özgürlükçü”, “en sivil” anayasayı hazırlıyorlardı!

***

AKP’nin hukuka nasıl baktığını, özgürlükçü anayasadan ne anladığını görmek için sadece Gezi davasını analiz etmek bile yeterli.

Anayasa Mahkemesi’nin, (AYM) 28 Eylül Perşembe günü öğle saatlerinde TİP Hatay milletvekili, Gezi davası tutuklusu Can Atalay’ın başvurusunu 5 Ekim’deki gündemine aldığı açıklandı. Aynı gün akşam saatlerinde Yargıtay davayı karara bağladığını açıklayıp verilen cezaları ilan etti.

Dava bu aşamaya gelirken Gezi tutuklularıyla ilgili beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Galip Perk anında devre dışı bırakılmış, mahkeme heyeti dağıtılmıştı. Kararında direnen Perk’i o günden beri deyiş yerindeyse “pert” hale getirmek için her şey yapıldı, yapılıyor.

Meclis açılırken 28 Mayıs’ın ardından Pandora’nın Kutusu da açıldı.

Muhalefet bu gündeme teslim olmamalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları