ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın yoğurdu nasıl yiyeceği 2025’in ilk haftalarına dek dünya gündeminin birinci sırasında yer alacak. Trump’ın seçim kampanyasındaki sloganı, hedefini de ortaya koyuyor:

“Amerika’yı tekrar büyük yap!”

Sloganın içinde ABD’nin istenen noktada olmadığı gerçeği de var. ABD’nin strateji uzmanları 21. yüzyıla şu adı vermişti:

Yeni Amerikan yüzyılı!

Son heceyi başardılar; Ameri-kan politikalarını hayata geçirdiler, o kadar! 

Amerika’ya göre Rusya ve Çin ikincil kalacaktı, ABD bütün kutupları uydulaştıracak, tek kutuplu bir dünya başlayacaktı. Küreselleşme de bunun tek sözcüklü anlatımı olacaktı. 

Küreselleşeceğiz diye başladılar, küreyi selleştirdiler. 

Şimdi Trump’ın küredeki bu selleşmeyi ne hale getireceği tartışma konusu. 

***

Trump’ın siyaset yapma tarzı, bütün işlere tekme tokat gireceğini gösteriyor. Bu nedenle de futbolcuların başlıca ayak güvencesi krampondan yola çıkarak bir sözcük oyunu yapılabilir diye düşündük:

Trumpon!

Sert adımlardan biri göçmenlerle ilgili olacak. Günlük sıcak gelişmeler, temel konuları derinlemesine irdelemeyi zorlaştırıyor. Yüzyıllar önce köleliğin savaş-ticaret konusu olduğu dönemde insanlar yaşadıkları topraklardan koparılıp zorla Avrupa’ya, Amerika’ya götürülüyor, köle pazarında satılıyordu. 

Ya bugün?

Milyonlarca insan kölelikten beter koşullarda bile yaşamaya razı olup Avrupa’nın, Amerika’nın kapısına dayanıyor. 

Akdeniz göçmen mezarlığı oldu!

İnsanların doğduğu topraklarda doymasını zorlaştıran politikalar üretenler, kapılarına hiçbir göçmenin dayanmaması için her şeyi yapıyorlar.

Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra daha da vahşileşen bu duruma karşı insanlığın üretebildiği bir seçenek de yok.

Trump’ın başta göçmenler olmak üzere insanlığın yararına izleyeciğini ilan ettiği bir politika da yok. 

***

Trump Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Sorunun klasik yanıtı şu olabilir:

Önceki dönem nasıl etkilediyse öyle olacak!

Başta Rahip Bronson olayı olmak üzere Trump-Erdoğan ilişkileri kovboy kültürünün ötesine geçemedi.

Sonuçlarını hepimiz yaşadık. Bunu iktidar unutturmak istese de Trump unutturmuyor. 

Başkanlığı döneminde 5 kez Türkiye’ye ambargo ilan eden Trump’ın yeni dönemde özellikle Ortadoğu konusunda Türkiye ile anlaşması zor görünüyor. 

Ayrıntılar bir yana AKP iktidarı döneminde Amerikan politikamız çanak tutmakla kafa tutmak arasında gitti geldi. 

Yeni dönemde daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Geçmişten ders alıp benzer sorunların yaşanmaması sağlanabilecek mi?

Bu soruya iktidarın vereceği yanıt büyük olasılıkla şu olacaktır:

- Biz hiç hata yapmadık ki ders alalım!

Sadece sonuçlarına baktığımızda:

- F-35 projesi rafa kalktı, 2.5 milyar dolarımız gitti.

- Rusya’dan aldığımız S-400’leri gömdük 2 milyar dolarımız gitti!

Yeni dönemde asıl sorun şu:

İsrail, kuzey sınırının güvenliği için Suriye’yi parçalamak istiyor. Netanyahu, Trump’tan tam destek alacak. Suriye’nin parçalanması demek kuzeyde PYD’nin özerk yapıyı ilerletmesi demek. 

Bunun devamı malum!

Turpun büyüğünü sona sakladık ama Ankara’da konuşulanlardan biri şu:

Devlet Bahçeli, PKK başta ABD olmak üzere uluslararası güçlerin kullanımından çıksın, diye riskli bir ön aldı!