Miyase İlknur

Kürşad’ın intikamını Erdoğan alacak

11 Aralık 2021 Cumartesi

Üniversite öğrencisi iken takıldığımız kahveye ilginç bir tip gelirdi. Sarkık bıyıklı, omuzlarına kadar inen saçları, ayağında körüklü çizmeleri ve başında palyaço külahları gibi külah takan bu kişinin ismi Karşad’dı. Yaşça hepimizden büyüktü. Gerçek adı Kürşad mıydı bilinmez. Ülkücülerin takıldığı eski adı Küllük, bizim dönemimizdeki adıyla Marmara Kıraathanesi asıl mekânlarıydı. Ama 12 Eylül dönemi olduğu için dövülme risklerinin olmadığını onlar da biliyordu ki ara sıra solcuların takıldığı Huzur Kıraathanesi’ne “Bakın sizden korkmuyoruz” dercesine toplu halde gelirlerdi. Pis pis bakışmalar dışında bir hadise olmazdı. O grubun arasında bir tek Erol Olçok’la merhabamız vardı. Çünkü Erol, bizim gruptan bazıları ile yakın arkadaştı ve sık sık bizim takıldığımız kıraathaneye gelip sohbete katılırdı. Öyle siyasi konular falan değil edebiyat, şiir üzerinde sohbetler.

Bir gün aralarında bu Kürşad denilen zat ve arkadaşları yine bizim kahveye geldiler. Ülkücü grup içinde ona büyük bir saygı gösterildiği belliydi. Onlar kalkıp giderken Erol Olçok, onlardan ayrılıp bizim masaya gelip oturdu. Bizim gruptan biri, “Olm Erol, kim bu herif?” diye sorduğunda, “Ha o mu? Kürşad abi o” diye cevap verdi. Yaz günü neden çizme giyip başına o kukuletayı taktığını sorduğumuzda da “Çin sarayını basan Kürşad gibi giyinmeyi seviyor” deyince bizi aldı bir merak. Çin sarayını basan cengâver Kürşad da kim ola ki?

Ertesi gün arkadaşlardan birinin elinde Nihal Atsız’ın “Bozkurtların Ölümü” romanını görünce hepimizin kaşları “N’oluyoruz?” gibisinden çatıldı. Kürt kökenli bu arkadaşımız, “Hiiç kimmiş bu Kürşad diye merak ettim” deyip romanın özetini anlatınca sayesinde Göktürk prensi Kürşad’ın kim olduğunu öğrendik. 

Atsız’ın romanı, Göktürk hanedanlığını esareti altında tutan Çin hükümdarını önce kaçırmak isteyen, imparator o gün saraydan çıkmayınca Çin sarayını basan, Çinlilerin “öldür Allah öldür” bitirilemeyeceğini anlayınca kendi toprakları Ötüken’e doğru yola koyulan, sel nedeniyle köprülerin yıkılması ve Çin askerlerinin arkalarından yetişmesi nedeniyle yeniden savaşa tutuşup ölen Kürşad ve 39 Göktürk neferinin hikâyesini anlatıyor.

Şimdi durup dururken şanlı tarihimizin yiğit kahramanı Kürşad’ı anmanın elbette bir nedeni var. Cumhurbaşkanımız, Reisimiz Erdoğan, Çin pazarını ele geçirmek üzere cihat ilan eyledi malumunuz. Bahçeli de onun bu politikasına destek verdi.

Eee artık komşu Çin’le komşu olmadığımız için sarayını basacak halimiz yok. Hem Çin, Kürşad döneminde bile nüfus olarak zaten kalabalıktı, şimdi hiç güç yetmez. O zaman biz de madem Çin’in sarayını basıp Kürşad’ın intikamını alamıyoruz; o halde ele geçirdiği pazarlara baskın yapar ele geçiririz.

O nasıl olacak peki?

Cumhurbaşkanımız onun da yolunu söyleyiverdi. Çin gibi daha çok üretip ucuza satacağız. Ucuza satmak için de doları yükseltip işgücü maliyetlerini düşüreceğiz. Yani Çin’i kendi silahıyla vuracağız.

Yalnız bu modelde akla yatmayan bir durum var. O da Çin’in sadece kalifikasyonu olmayan ucuz amele pazarı olduğunu sanmak. Çin sadece tarım ürünü, tekstil ve hammaddeden ibaret değil. Öyle olsaydı Çin ekonomisi 310 milyar dolar cari fazla veremezdi. Katma değeri yüksek teknoloji ürünleri ile AB ve ABD pazarını ele geçiren Çin’in iyi eğitimli kadrosunun payı yadsınıyor.

Erdoğan’ın Çin modelini örnek alması bu ülkenin otoriter yapısını kendi yönetim tarzına yakın olmasının da payı olduğu söyleniyor. Doğru olabilir. Abdülhamit’in de İngiliz ve Fransa yerine otoriter sistemle yönetilen Almanlara yanaşması özgürlükçü fikir cereyanlarının ülkemize ihracından duyduğu kaygı nedeniyle olmuştur. 

‘HEP ŞÜKÜRÜ BİZ ÖĞRENDİK’

Cumhurbaşkanımız faizi nasa bağladıktan sonra yoksullaşmayı da Bakara Suresi’ne bağladı. Dünkü konuşmasında Erdoğan “Rabbimiz Kuranıkerim’de ‘Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele.’ Bu şekilde buyurmaktadır” dedi.  

Cevabı biz değil Âşık Mahzuni Şerif versin:

Bitmez kadere inandık

İnandık inandık yandık

Hep şükürü biz öğrendik

Bir beyde şükür göreydim

Göreydim o gün öleydim



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aldı sazı Erdoğan 27 Nisan 2024
Kelle İsterük! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları