Miyase İlknur

Yine ‘haberim yoktu’ derse ya...

11 Ocak 2025 Cumartesi

Valla der mi der. Yapmadığı şey değil. Anketlere bakar, oylarında anlamlı bir artış olmadığında ya da kendisinin yeniden seçilmesini garantileyecek anayasa değişikliğine gerekli desteği bulamadığında “Ne açılımı, ne barışı? Teröristle barış mı olurmuş. Nereden çıktı bu umut vaadi? Siz benim ağzımdan böyle bir söz duydunuz mu? Benim haberim yok” der ve bir kez daha masayı deviriverir.

“Nasıl yok ya?” diye sorduğunuzda da cevap hazırdır:

“Kardeşim ben DEM’lilerle görüştüm mü? Yok. Terörist başına umut veren bir cümle sarf ettim mi? Yok. Ben bu devletin başıyım ya. Ben onaylamadıktan sonra böyle bir şeyin olması mümkün mü?” diye sorduğunda ne diyeceğiz?

Baksanıza her konuda tek karar verici olan Reis, İmralı heyetiyle kendisi değil grup başkanvekillerini muhatap ediyor. Bahçeli’nin Öcalan gelsin burada konuşsun” ya da umut vaadinden yararlanıp serbest kalmasına ilişkin de tek kelime de etmiyor. Ne düşündüğünü en yakınındakiler bile bilmiyor. Yani her an tornistan yapabilecek marjı var.

Dolmabahçe mutabakatından bir gün sonra 28 Şubat 2015’teki Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada “Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan bir şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır” demiş ardından da “Umarım uygulanır” temennisinde bulunmuştu.

Anketlerde partisinin oy kaybettiğini görünce bir yıl sonra 24 Nisan 2016 günü Adana’da yaptığı konuşmada, “Dün biri çıkmış Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Böyle bir mutabakat yok. Bu iktidarın terör örgütüyle bir mutabakatı söz konusu değildir” diyen de aynı Erdoğan’dı.

Dün yaptıysa bugün de yapabilir pekâlâ.

TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞMİŞ Mİ OLACAK?

Adı konmasa da yaşanan gelişmeler “yeni açılım süreci” olduğuna kuşku yok. Bu yeni sürecin havasına siyasette ve bizim medya fena kapılmış vaziyette. Geçmişte azıcık itiraz edenlere “Yoksa siz anaların ağlamasını mı istiyorsunuz?” diye çıkışırlardı. Şimdi de “İyi de...” diye kuşkunuzu dile getirmek istediğinizde “Türkiye’nin demokratikleşmesine mi itiraz ediyorsunuz” deniyor.

Türkiye’nin demokratikleşmesine ve kan revan içindeki bölgemizde iç barışını sağlamış bir ülke olmamıza hiç kimsenin bir itirazı olmaz, olamaz. Ama tek adam rejiminde demokratikleşme nasıl olacak sorusu da akıllara getirilmeli. Anayasa Mahkemesi’nin ve AHİM’in kararlarının keyfi bir şekilde uygulanmadığı, hukukun vesayet altına alındığı, parlamentonun dekor görevi dışında bir işlevinin kalmadığı, memur olmak için KPSS’de en yüksek puanı almanızın yeterli olmadığı, basın üzerinde yargı sopası yetmezmiş gibi bir de RTÜK ve BİK’in yargı organı gibi keyfi cazalar verdiği, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri hakkının gasp edildiği, uluslararası sözleşmelerden tek kişinin kararıyla çıkıldığı ülkemiz demokratikleşmiş mi olacak?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sıkıntı yok biz öderiz 28 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları