Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vaiz ile sosyolog!

10 Eylül 2017 Pazar

Said-i Nursi’nin izinde bir vaiz

Türkiye’de, legal siyasal I·slamın yükselis¸e geçtigˆi 1990’ların sonu ile AKP’nin iktidar oldugˆu 2000’li yılların bas¸ından bu yana en çok tartıs¸ılan isim kus¸kusuz ki Fethullah Gülen oldu. I·slamcı düs¸ünceyi toplumun geneline yayarak etkin kılınması için önemli bir çaba içerisinde olan Gülen Cemaati, kendisini dönemin sosyopolitik kos¸ullarına uyarlayarak gelis¸ti. Gülen Cemaati 1980’lerden bu yana ideolojik çehresini ciddi biçimde degˆis¸tirirken korudugˆu en önemli özelligˆi AKP öncesinde de AKP iktidarında da, dönemsel iktidar dengelerini iyi okuyarak siyasi partilerden özerk kalmaya özen göstermek oldu. I·deolojik olarak kendine yakın duran partilerin iktidar ortagˆı ya da tek bas¸ına hükümet olmasıyla da devletin her kurumunda ciddi bir güç elde etti. Said-i Nursi’nin fikirlerinin takipçisi oldugˆunu iddia etse de Gülen, Nursi’nin görüs¸lerini kendisine özgü bir tarzda yorumlayarak bugünkü politik gücüne ulas¸tı. Said-i Nursi’nin izinden giden Nur Cemaati’nin önemli birkaç liderinin arasındayken hükmettigˆi para miktarının bilinemez boyutlara ulas¸ması ve devlet kadrolarındaki örgütlenmesiyle neredeyse tek adam pozisyonuna kadar ilerledi.

Fethullah Gülen’in cemaatle tanıs¸ması

Said-i Nursi 23 Mart 1960 tarihinde öldügˆünde Fethullah Gülen 19 yas¸ındaydı. Fethullah Gülen, Nur Cemaati’yle tanıs¸masının ise 1957 yılında gerçekles¸tigˆini çes¸itli röportajlarında anlattı. Gülen o tarihte 16 yas¸ındaydı ve Erzurum’da Said-i Nursi’nin yanından gelen Muzaffer Arslan’ın sohbetlerine katıldı.

Fethullah Gülen, Nur Cemaati’nin içinde Said-i Nursi’nin (1960’taki) ölümünden sonra bas¸layan ve gittikçe keskinles¸en ayrıs¸manın belirli ölçüde dıs¸ında kalarak kendi cemaatini yavas¸ yavas¸ olus¸turuyordu. Yazıcılar grubuna sırtını yaslayan Gülen, İzmir ve Ege bölgesinde vaazlarıyla agˆırlıgˆını hissettirmeye bas¸ladı.

Fethullah Gülen, Nurculugˆun içinde bir “Fethullahçılık” olus¸turma çabasına girmis¸ti. Üstelik Fethullah Hoca vasıtasıyla Cemaat’e katılanların bazıları Fethullah Hoca’ya Mehdi, Hz. I·sa, Kahtani gibi manevi sıfatlar yakıs¸tırıyorlardı.*

*AHMET ŞIK’ın İmamın Ordusu başlıklı kitabından alıntılardır. (Kırmızı Kedi Yayınevi, 2017)

***

FETÖ lideri Fethullah Gülen’in Nur Cemaati’nin içinden devşirdiği “Işık”; camiası, evleri ve dershaneleriyle iyice parlamaya başladığında, ne tesadüf ABD’den çıkıp geldiği Türkiye’de Said Nursi’nin izini süren bir de değerli sosyolog vardı: Prof. Dr. Şerif Mardin.

Şerif Mardin 1973’ten öteye B.Ü.’de ders verirken 13 yıl süreyle gide gele, Washington’daki İslam Araştırmaları Merkez Başkanlığı da yapıyordu. Bediüzzaman Said Nursi Olayı incelemesi, ABD’de 1989’da yayımlandı. Üç yıl sonra Fethullah Gülen de ABD’ye ilk kez avdet etti ve Turgut Özal’ı Houston’daki hasta yatağında ziyaretinden sonra, devletten resmi kabul görmeye başladı!

Fethullah Gülen, 1994, ’96, ’97’de de ziyaret ettiği ABD’ye 1999’da gitti ve bir daha dönmedi. Şerif Mardin ise 1991’den öteye ikamet ettiği ABD’den 1999’da tekrar Türkiye’ye, Sabancı Üniversitesi’ne döndü. Ve 2010 yılında Ruşen Çakır ile Mirgün Cabas’a verdiği bir röportajda: “Bu Gülen Cemaati ile ilgili olarak ben Amerika’daki Türk öğrencilerin yüzde 80’inin Gülen Cemaati’ne bağlı olduğu bir yerde kaldım 4 ay kadar. İç teşkilatlanmasını hiç çözemedim. Bu iç teşkilatlanma aslında tutkal şekli bizim tanıdığımız bir tutkal şekli değil. Onun ben esrarını çözemedim” dedi.

Said Nursi’nin ilmini “bediüzzaman”, yani benzersiz olmasına rağmen çözmüş, Nur Cemaati tutkalının formülünü bulup çıkarmış sosyolog için ne kadar tuhaf bir yanıt değil mi?

Devleti FETÖ’ye teslim edenlerin Şerif Mardin’in öğrencisi ve takipçisi olmakla övündüğü bugünlerde; ben FETÖ’yü şakır şakır çözen Ahmet Şık, karşısında duran Kadri Gürsel ve Murat Sabuncu ile aynı gazetede çalışmakla övünüyorum. FETÖ’cü kumpasın Cumhuriyetçi mağdurları yönetici Av. Akın Atalay ve çalışanı Yusuf Emre İper’le de dayanışma içindeyim.

Eğer FETÖ’yle gerçekten mücadele ediliyorsa, hepsinin özgür olması gerekir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Avamgart Türkiye 3 Kasım 2024
Ceza ödüldür bazen 2 Kasım 2024
Cumhuriyete doğru 27 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları