Olaylar Ve Görüşler

Sendikadan beklenen - Dr. Engin Ünsal

06 Kasım 2024 Çarşamba

Yıl 1965. 1952 yılında kurulan Türk-İş’in yönetiminde genel başkan olarak Seyfi Demirsoy ve genel sekreter olarak Halil Tunç var. Bu ikilinin yönetiminde Türk-İş altın yıllarını yaşıyor. Bölgesel genel grev ve büyük Saraçhane mitingini yapacak kadar özgüveni yüksek, ekonomide söz sahibi ve toplumsal sorumluluk gereği siyaseti yakından izliyor.

10 Ekim 1965 tarihinde yapılacak genel seçimlerden önce Türk-İş Yönetim Kurulu, “Parlamentoda işçi, toplum ve memleket menfaatleri aleyhinde çalışan milletvekilleri ile senatörleri tespit edip yapılacak seçimde bunları seçtirmemeye çalışacağını” açıklamıştı.

KARA LİSTE

Türk-İş 15 Ağustos 1965 tarihinde özel sayı olarak yayımlanan Türk-İş dergisinin 30. sayısında işçilerin oy vermesini istemediği isimleri kamuoyuna duyurmuştu. Türk-İş’in seçimde işçilerin oy vermesini istemediği isimler şunlardı: Ahmet Aydın Bolak (Balıkesir CHP), Naci Giray (Elazığ AP), Zeynel Gündoğdu (Erzincan CHP), Hasan İnal (İçel AP), Suat Sina Yücesoy (Konya AP), Ahmet Bilgin (Kırşehir MP), Ruhi Soyer (Niğde CHP), Zeyyat Kocaemin (Tokat YTP), Ali Şakir Ağanoğlu (Trabzon CHP).

Türk-İş yönetimi 16 Ağustos 1965 günü önseçim adaylarının Yüksek Seçim Kurulu’na verilmesinden üç gün önce, seçilmesini istemediği dokuz milletvekilinin isimlerini bir genelge ile örgütüne duyurmuştu.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı 18 Ağustos 1965 tarihinde Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak Türk-İş Genel Merkezi’nde arama yapılmasını ve seçtirmeme kampanyası ile ilgili olarak bastırılan broşürlere el konulmasını istemiştir. 3. Sulh Ceza Yargıcı Alaattin Ergün (10261) aynı gün Türk-İş’in aranması ve basılan broşürlere el konulması kararını vermiştir.

10 Ekim 1965 tarihinde yapılan genel seçimde Türk-İş’in yeniden seçilmesini istemediği milletvekillerinden Ruhi Soyer (CHP), Sait Sina Yücesoy (AP) ve Ahmet Bilgin (MP) yeniden seçilerek parlamentoya girmişlerdir. Türk-İş’in seçilmesini istemediği dokuz milletvekilinden yeniden seçilemeyen altısının yeniden seçilememesinde Türk-İş’in tutumunun bir etkisinin olup olmadığı konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır.

CESUR DAVRANIŞ

Türk-İş o yıllarda dik duruşu ile sendikacılığımızın önünü açmış ve sendikaları üye sayılarını artırmasına ciddi katkılarda bulunmuştur. Seçtirmeme kampanyası ve yayımladığı kara listesi o günün Türk-İş’ine yakışan cesur bir davranıştı. Siyasi iktidarın sendika özgürlüğüne karşıtlığı bugünden farklı değildi. Sendikaların siyasetten bu kadar uzak yaşadığı ve siyasete ilgisiz olduğu günümüze 1965 kara liste eylemine karar verenleri anmak ve örnek olmalarını isteriz. 

TÜRK-İŞ AMİRAL GEMİSİDİR

Üç işçi konfederasyonunun olduğu ülkemizde Türk-İş en çok üyeye sahip deneyimli ve birikimi olan bir konfederasyondur. Türk sendikacılığına yön verecek kadar güçlüdür. Bu gücünü mutlaka kullanmalı, tarihinden örnek alarak işçi sınıfına yeni kazanımlar sağlamalıdır. İşçilerin eğitimini önemsemeli, onları sosyal ve siyasal konularda bilgilendirmeli ve üyelerinin sınıfsal bilincinin oluşmasına katkıda bulunmalıdır. Türk-İş’in bunu yapacak gücü ve birikimi vardır ve bunları kullanmalıdır. 

Yaşamın çalışanlar için dayanılmaz boyutlara ulaştığı günümüzde Türk-İş başarılı olmak ve işçi sınıfı için yeni pencereler açmak zorundadır. Bu ülkenin aydınlık insanları bu sendikanın başarılı olmasını umut ediyor ve bekliyor.        



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları