Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Siyasi Cinayetler: 16. katliam

17 Nisan 2022 Pazar

9 Ekim 1978 gecesi saat 20 sularıydı. Ankara’da Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 genç, Bahçelievler 15. Sokak’taki 56/2 numaralı eve baskın yapan katiller tarafından öldürüldüler. 

Uzun yıllardır bu evde oturan Faruk Ersan ile Salih Gevenci, baskın sırasında dışardaydılar. Kendileri gibi TİP üyesi beş arkadaşları, televizyon izliyordu. 

Zorla içeri giren saldırganlar; Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Osman Nuri Uzunlar, Serdar Alten ve Latif Can’ı ellerini arkadan bağlayıp yüzükoyun yere yatırdılar. 

Evde iki, üç kişi bulacaklarını düşünen Haluk Kırcı, Ercüment Gedikli, Kürşat Poyraz, Mahmut Korkmaz adlı saldırganlar aralarında tartıştı ve evin önündeki arabada bekleyen Ülkü Ocakları İkinci Başkanı Abdullah Çatlı’ya danışmaya karar verdiler. Kürşat Poyraz ve Ercüment Gedikli dışarı çıkıp Çatlı’ya durumu anlattı. Kısa bir süre sonra ellerinde eter şişesiyle geri döndüler. Yerde yatan gençlerin yüzlerine sırayla etere batırılmış bir bez bastırdılar. Tam o sırada kapı üç kez, kısa aralıklarla vuruldu. Saldırganlar tedirgin olmuştu. Kapıyı açtılar. Gelenler TİP üyesi Faruk Ersan ve Salih Güvenci’ydi. 

Tekrar reisleri Çatlı’ya koşup durumu aktardılar. Çatlı, sonradan gelen iki genci alıp arabaya getirmelerini söyledi. 

Kürşat Poyraz ile Haluk Kırcı; Salih Güvenci ve Faruk Ersan’ı, Çatlı’nın arabasına soktular. 

İKİ CAN, ALTI KURŞUN...

Araba hızla Eskişehir yoluna yöneldi. Balkuyu Köyü yakınlarında durdu. İki TİP’li genç, Kürşat Poyraz ve Haluk Kırcı tarafından tarlaların içine doğru götürüldü. 

24 yaşındaki Faruk Ersan’ın ve 26 yaşındaki Salih Güvenci’nin başına üçer kurşun sıktılar...

Araba aynı hızla Bahçelievler 15. Sokak’a geri döndü. Abdullah Çatlı’nın yaptığı plana göre evdekiler ikişer ikişer arabaya alınıp Eskişehir yolunda öldürüleceklerdi. 

Haluk Kırcı ve Kürşat Poyraz, evden önce yarı uyanık durumdaki Serdar Alten’i arabaya götürdü. Çatlı’nın “Geri götürün, buradan ekip arabası geçti. İşi evde bitirin!” emri üzerine Serdar Alten’i tekrar eve getirdiler. Evde nöbet tutan saldırganlardan Ercüment Gedikli ve Mahmut Korkmaz, gençleri tekrar eterle bayılttı. Aralarında beş TİP’liyi nasıl öldüreceklerini tartıştılar. 

Haluk Kırcı, “Ben boğarım” dedi. Baygın haldeki Osman Nuri Uzunlar’ı mutfağa sürükleyip, telle boğazını sıktı. Telle boğamayınca banyodan bir havlu alıp yüzüne kapattı. Osman Nuri Uzunlar can verirken, Haluk Kırcı arkadaşlarına: “Bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp gelirim” dedi. Çatlı’nın arabayı çalıştırdığını duyar duymaz, silahını elleri arkadan bağlanıp bayıltılmış dört gencin üzerine boşalttı. Haluk Kırcı ve onu bekleyen Ünal Osmanoğlu, olay yerinden hızla uzaklaştılar.

NE İYİ ETTİNİZ DE KATİL OLDUNUZ AFLARI!

Aralarında bir de polis bulunan komşular silah seslerini duyup geldikleri apartman dairesinde bir kan gölüyle karşılaştı. Can çekişen Serdar Alten’in hastaneye kaldırılmasını sağladılar. Göğsünden ve karnından yediği beş kurşunla ağır yaralanan Serdar Alten, vahşice katliamın nasıl gerçekleştiğini güçlükle anlatabildi. ODTÜ öğrencisi Serdar, ölümle pençeleştiği sekiz günün sonunda hastanede can verdi. 

Katliamın ardından başlatılan soruşturma, bir süre sonuç vermedi. Ancak tüm engellere, örtbas etme çabalarına karşın kanıtlar karartılamadı. Av. Erşen Sanal ve Av. Nezahat Gündoğmuş’un çabalarıyla, faillerin cinayetleri işlemeden önceki hazırlıkları dahil, planlı programlı bir katliam gerçekleştirdiğine ilişkin kanıtlar tek tek ortaya konuldu. 

Açılan dava sonunda, yakalanan sanıklardan Ömer Özcan ve Duran Demirkan 28’şer yıl hapis cezası aldı; 1991’de genel afla salıverildiler. Haluk Kırcı ve Ercüment Gedikli 7’şer kez idama mahkûm edildi. Ercüment Gedikli, 1991’deki afla, Haluk Kırcı da 4 Şubat 2015’te tahliye edildi. 

Gıyabi tutuklama kararı verilen sanıklardan Abdullah Çatlı, 1996 yılında Susurluk kazasında öldü. 1999’da yakalanan Ünal Osmanoğlu ve Bünyamin Adanalı, 7 kez idam cezasına çarptırıldılar, ama yine bir af düzenlemesiyle 2012’de tahliye oldular. 

Mahmut Korkmaz ve Kürşat Poyraz hiç yakalanmadılar*...

ORHAN TÜLEYLİOĞLU*


Değerli okurlarım, Türkiye’de 1974 ile 1980 yılları arasında kamuoyuna sağ-sol çatışması diye sunulan emperyalist bir komplo gereği tam 5 bin 388 kişi öldürüldü. Bu kan banyosunun amacı Amerikancı 12 Eylül cuntacılarını işbaşına getirmek, onların hedefi de bugün laiklikten koparılmış Türkiye’yi dinci iktidarlara hazırlamaktı. Ancak Türkiye karmaşık bir ülkeydi, mutlaka baş kaldıracak, komployu görecek ve uyaracak birileri çıkıyordu. 1990’larda onları öldürdüler. 2000’ler siyasal suikastlar ve toplu katliamlarla geçti, hepsi siyasal bağlantılı mafya cinayetleriyle sürüyor. Neden sürüyor derseniz, Türkiye’de hiçbir iktidar suçlulardan hesap sormadığı, hatta hapistekileri bile serbest bıraktığı ve bazılarıyla halen işbirliği yaptığı için derim. 

Muhalefetin de bugün bile vatana ihanet suçu işleyenlerle “helalleşme” peşinde olduğunu düşünürseniz, Türkiye’nin faili hiç de meçhul olmayan suikastlardan, kanlı ellerin kurduğu tuzaklardan çıkamayacağını öngörmek kehanet değildir. 

TEMİZ POLİTİKACILARA REHBER KİTAP

Değerli araştırmacı yazar Orhan Tüleylioğlu, yukarıdaki alıntıyı yaptığım 50 Maddede Siyasi Cinayetler araştırmasında, 1930’dan 2013’e kadar işlenen bireysel ve toplu katliamların aslında bir planın kanlı kanaviçesi olduğunu gösteren 50 suikastı incelemiş. 

Türkiye, bir mucize olur ve bir gün düze çıkarsa, elleri temiz politikacıların rehberi olması gereken bu kitabı geç keşfettiğim için hayıflanarak okurken, bir başka yurtsever, araştırmacı yazar Ergün Poyraz suikasta uğradı, öldüresiye dövüldü. Ergün Poyraz, ihale yolsuzluğunu dile getirmesinin ardından gerçekleşen saldırıdan CHP’li Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ve bölgede faal PKK mafyasını sorumlu tutuyor. Umarım yanılıyordur!

Ama yanılmıyorsa, umut olması gerekenlerin de umutları yok edenler kadar yolsuz olduğu bir ülkenin bekası yoktur. 

Her kan banyosunun önünde, ama iç ama dış odakların çıkarı bir yolsuzluk olduğunu unutmamalıyız. Ardında da mutlaka yolsuz erkin hizmetinde bir mafya. 


* Orhan Tüleylioğlu, 50 Maddede Siyasi Cinayetler/Kara Karga Yayınları, 2020.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Avamgart Türkiye 3 Kasım 2024
Ceza ödüldür bazen 2 Kasım 2024
Cumhuriyete doğru 27 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları