Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Allahınız belanızı versin!

26 Temmuz 2020 Pazar

“Bizim İslami usullere uyması için bir peygamber donu diye bir şey var. Bu don gece yatarken giymemiz için hepimize verilmişti. Kursta peygamber donuyla yatılıyordu. Ama içine kimse bir şey giymiyordu. Ben yatakları toplarken hocanın da yatağının yanından geçerken bile hiç dikkatimi çekmezdi normalde. Hiç kimseye bakmazdım. Ama belli bir vakitten sonra hoca ile Mehmet Emin Ö.’nün çok samimiyeti vardı. Emin abi kursa geldiği zaman hoca ona, ‘adamım’ diyordu. Mehmet Emin Ö.’ye çok farklı bir ilgisi vardı. Ben diyordum ki işte Emin abi çok güzel ezber yapıyor. Ben de onun vesilesiyle onun gibi ezber yapacağım. Tabii bazı şeyleri samimiyeti görünce fark etmeye başladım. Hoca çok rahat yatardı. Bizden çekinmezdi. Bizim yanımızda üzerini bile çıkarırdı.

Pedagog: Üzerini çıkarmak derken?

Yusuf Yahya Ç.: Yani üstündeki kıyafetini. Alt kısmı değil, üst kısmı. Sadece peygamber donu var. Peygamber donu da ince bir don. Diz kapağının altına kadar uzanan bir don. Ama ince bayağı bir ince. Mehmet Emin abiye sarılarak yan yattığı için, ağkısmını görmüştüm. Ağ bölgesinde bir delik vardı. Hani küçük bir delik de değil. Hani bir parmak boyunda diyebilirim. Ben orada cinsel organını görünce bir garipsedim. Ben bu kurstayım insanlık hali olabilir, unutulmuştur. Ya da ne bileyim olur ya gece yırtılmıştır. Ama bununla birkaç gün boyunca karşılaştım. Bu konuyu hocaya da soramıyorsun. Orada bu durumu soracak kişi ya Tarık Hoca’dır ya da Hacı Serkan Bektaş’tır.

Hani benim abim de benden çok önce o kursa yatılı kalmaya başlamıştı. Durum böyle olunca hocanın bizim üzerimizde belirli bir algısı vardı. ‘İşte hocadır, hocanın dedikleri doğrudur. Annene karşı bir durum olursa bile hoca hakkı daha önemlidir. Hoca ne derse onu yaparsın. Çünkü hoca senin hem ahiretini hem de dünyanı kurtarır. Ama anne baba sadece senin dünyanı kurtarır’ diye düşünüyorduk.

Kurstan Çıkarsan Dinden Çıkarsın

Ömer Hoca’nın Mehmet Emin abiye de farklı bir ilgisi vardı. Benim aklıma şu gelmişti. Ya dedim ki bu peygamber donu çok ince. Mehmet Emin abi rahatsız olmuyor mu? Bunu çok fazla dile getirmedim. Şimdi o dönemler ne olduğunu bilmiyorsun. Ki ben ezberleri o dönem zorla yapıyordum. İşte sabah 8’de başlıyordum, gece yarısına kadar ezberleyemediğim oluyordu. Ezberi veremediğimde de çok fazla azar yediğim oluyordu. O dönemlerde bilgisayar oynuyordum. Tabii çocukluk aklı. O nedenle ezberimi veremiyordum. Bilgisayar yasaklanmıştı. Ben arada unutup bilgisayar oynuyordum. Onun için bile ağır dayaklar söz konusuydu. O kursta dayak bizim için ahiretlik bir şeydi. Hocaya karşı gelinmez. Hata yapmışsan hoca sana vurabilir. Dayak yedikçe cennette daha iyi bir yer kazanırsın. Kurstan çıkarsan dinden çıkarsın gibi bir algı vardı.

Pedagog: Ömer Işıktekin masaj yaptırıyor muydu?

Yusuf Yahya Ç.: Bizim yanımızda yaptırıyordu. Mesela 5. katta hocaların yattığı bir yerde gizli olarak Mehmet Emin Ö.’yü çağırırdı. Hacı Serkan Bektaş’ın da hocaya masaj yaptığına birebir şahit oldum.

Hoca bazen ‘Ben dinlenmeye gidiyorum, siz ders yapın.’ diyordu. Işığı kapatıyordu. Bazen Mehmet Emin Ö.’yü ya da H.R.Ö.’yü çağırıyordu. Biz hocaya bir şey sormak için yanına gittiğimizde, kapıyı açmaya çalıştığmızda kapı kilitliydi. Hoca çıkardı, namaz için safa dizilirdik. En son Mehmet Emin Ö. ya da H.R.Ö. çıkardı. Hoca duş alırdı. Hacı Serkan Bektaş ise elinde havlu ile kapının önünde beklerdi.”*

Cinsellikten ibaret bir dinsellik

Cumhuriyet gazetesinin gurur duyduğu genç muhabirlerinden Seyhan Avşar’ın yukarıda kısa bir alıntı yayımladığım Rezilsiniz başlıklı inceleme kitabı, siyasal İslamın cinsel açlığı çocuk istismarı üzerinden ahlaksızlığa dönüştürdüğü örümcek ağının sadece ve tesadüfen yargıya yansıyan küçük bir ilmeği.

Her din, her kutsal kitap, cinsel sapkınlığın en iyi gizlendiği, çünkü öğretisi sorgulanamayan din adamı kisvesine bürünen ahlaksızlar tarafından istismar edilmiştir. Ama Hıristiyan, Yahudi ve diğer din adamları arasındaki sapkınlar yüz binlerceyse; İslamiyeti cinsel emellerine alet edenler ne yazık ki milyonlar...

Beslenmek gibi bir temel içgüdü olan cinselliğin yasaklı, zaten üreme aracından ibaret kadının insandan sayılmadığı baskı ortamında çoğalan cinsel sapkınlık, elbette en kolay kurbanlara, çocuklara yöneldi Türkiye’de. Çocukların en savunmasız kaldığı yerler de elbetteki dindar ailelerin din öğrensin diye onları adeta “eti senin kemiği benim” diye gönderdikleri, birçoğu sadist ve pedofil hacı hocaların insafına terk ettikleri tarikat yuvaları.

Seyhan Avşar’ın incelemesini okurken, tarikatlarla koalisyon yapan, çocuk beyin ve bedenleriyle beslediği onlardan beslenen siyasal İslamın en korkunç yüzünü; tefessüh etmiş suretini göreceksiniz.

* Seyhan Avşar, Rezilsiniz / A7 Kitap Yayıncılık, 2020



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Avamgart Türkiye 3 Kasım 2024
Ceza ödüldür bazen 2 Kasım 2024
Cumhuriyete doğru 27 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları