Jale Özgentürk

Vatandaştan ya sabır!

08 Nisan 2022 Cuma

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonda makul seviyelere ulaşmak için yıl sonunu işaret etti. Makul seviyenin ne olduğunu ve nasıl ulaşılacağını ise açıklamadı. Yılın ilk üç ayında yüzde 61.14’ü geçen fiyat artışlarıyla hiperenflasyona gidiyoruz.

Domates 40 TL. Maydanoz 10, marul da 10 ile 30 TL arasında... İnsanın nutku tutuluyor. Üstelik bu fiyatların yarın ne olacağı belli değil...

Kira artışı geçen ay yüzde 22 olarak açıklandı, bu ay ise yüzde 29. Ev kiralamak isteyen, bugün konuştuğu rakama yarın ev bulamıyor.

Vatandaşta “bıçak kemiğe dayanmış” durumda. Enflasyon yüzde 50’yi aşarak hiperenflasyon seviyesine geçti.

Peki buna önlem alması gereken hükümet ne diyor? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayat pahalılığının azalması için yaza doğru Rusya’dan uygun fiyatlarla gıda “ithalatı” yapılabileceğini, alım gücünün ise eskisinden daha fazla artacağını söylüyor. “Sabredin” diyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise önce ocakta sonra nisanda pik yapacağını söylediği enflasyonda makul seviyelerin yıl sonunda gerçekleşeceğini söylüyor. Makul enflasyonun kaç olduğunu hiç açıklamadan...

TÜİK’e göre yüzde 61.14, ENAG’a göre yüzde 142 olarak açıklanan enflasyonda suçlu ilan edilen enerji ve gıda fiyatlarındaki artış duracak mı? 

Diyelim ki...

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş uzadı, enerji, gıda fiyatları artmaya devam etti, ABD Merkez Bankası Fed daha hızlı faiz artırdı. Türkiye’den Rusya’ya yönelik ambargoya katılması istendi. Ne olacak?

Eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, AKP’nin ilk dönem bürokratlarından. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünlerde yaşananların nedeni olarak yorumlanan “Faiz düşerse enflasyon da düşer” teorisine karşı çıkan isimlerden.

ÇEYREK LAHANA: Pazardan taneyle meyve sebze alan, çeyrek lahanaya muhtaç kalan vatandaş nereye kadar sabredeceğini merak ediyor. 

Bakan Nebati’nin sabır isteyen açıklamalarını hatırlattım şunları söylüyor:

DAR GELİRLİ DESTEKLENMELİ

- Hayat pahalılığı dayanılmaz hale geldi. Türkiye geçmişte hiç görülmeyen yoksulluk, hayat pahalılığı ve alım gücünde kayıp göstergelerine, görüntülerine şahit oluyor. İnsanlar en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.

- Halk nereye kadar ve niçin sabredecek. Bir doğal afet ya da dışsal bir şok olsa, halk her zaman yaptığı gibi dişini sıkar, sabreder. Oysa bugün yaşananlar, iktidarın ve ekonomi yönetiminin tamamen kendi yanlışlarından kaynaklanıyor.

- Yanlışlarda ısrar etmeyi sürdürüp vatandaştan sabır istemenin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Palyatif tedbirler ve temennilerle köklü sorunlar çözülemez.

- Bugüne kadar para, maliye, tarım ve enerji politikalarında tutarlı, güven veren, akla, bilime ve veriye dayanan hiçbir adım görmedik. Tam tersine Kur Korumalı Mevduat uygulaması gibi bırakın derde şifa olmayı, kendisi Hazine’ye büyük bir dert olacak uygulamalara yöneldiler.

- Yapılacak tek şey, maceracı politikaların terk edilmesi, akla, bilime ve evrensel tecrübeye dayalı politikalara dönülmesidir.

- Yüksek hayat pahalılığı karşısında gelir sahibi olmayanlar ile sabit gelirlilere yönelik özel destek programlarının uygulamaya konulması gerektiğine inanıyoruz.”

Yetkililerin önlem almak yerine sabır tavsiye ettikleri Türkiye’de, geçen yıl mart ayında sadece yüzde 16.1, eylülde ise yüzde 20 oranında olan enflasyon, “Faiz neden enflasyon sonuç” modeliyle yüzde 61.14’e çıktı. Yıl sonu için ise yüzde 75’lerden söz ediliyor.  

Piyasada beklentiler bozuldu. Belirsizlik ekonominin her alanına yayıldı. Hükümetin ise kur korumalı mevduattan başka bir politikası ortada yok. 

Bir zamanlar pazarlarda utanarak yarım kilo sebze meyve alamayan yurttaş, bugün çeyrek lahana, tane ile sebze alıyor. Üstelik bir tarım ülkesinde!

Yurttaş sabır tavsiyesi değil, çözüm bekliyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları