Jale Özgentürk

Çocuk ölümlerinin gölgesinde

18 Kasım 2024 Pazartesi

Türkiye geçen hafta başrolünde yoksulluğun yer aldığı ve beş bebeğin yanarak öldüğü bir trajediye tanık oldu. Ülkeyi 22 yıldır yöneten AKP’nin Meclis Grup Başkanvekili Özlem Zengin, çok incitici talihsiz açıklamasıyla bu olayda anneyi suçlasa da nedeni açıkça yoksulluktu. 

İktidar kabul etmese de rakamlar yoksulluk gerçeğini yüzlere vuruyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Ekrem Cünedioğlu ve Yağmur Uzunırmak tarafından açıklanan son raporuna göre Türkiye’de yoksul çocuk sayısı 9 milyon 590 bin. Bulgulara göre 0-2 yaş bebekler ve 3-14 yaş çocuklarda yoksulluk derinleşti. 

Yoksul bebek oranı, 2017’de yüzde 36.8 iken bu oran 2022’de yüzde 41.4’e yükseldi. Çocuk yoksulluğundaki artışın en önemli nedeni de ekonomik kriz. UNICEF Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Afshan Khan’a göre kemer sıkma tedbirleri en çok çocuklara zarar veriyor. 

Bugün Türkiye’de dengesini kaybetmiş raydan çıkan ekonomiyi düzeltmek için kemer sıkma politikaları uygulanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir “deneysel” yılın ardından “Fiyat istikrarına giden yol sabır ve kararlılık gerektiriyor. Dezenflasyonu sağlamaya yönelik programımızı titizlikle uygulamaya devam ediyoruz” diyor. 

Ancak giderek sertleşen bu politikaların faturası bugüne kadar sadece ücretlilere kesildi. Önümüzdeki günlerde asgari ücret kararı açıklanacak. İktidarın faiz artırarak servet transferini hızlandıran politikalarının ülkeyi daha ileri götüremeyeceği görülüyor. 

Enflasyon mücadelesini daha önce vermiş ve başarmış ekonomistler uyarıyor. Örneğin eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, asgari ücretin en az gerçekleşen enflasyon kadar artırılması gerektiğini söylüyor, “Fedakârlığa en yukarıdan başlanması gerekiyor. Yoksa toplum bunu kabul etmiyor” yorumunu yapıyor. “Eğer enflasyonla mücadelede fedakârlık isteyeceksek tek başına ücretlilerden istenerek fedakârlık yapılmaz. Yüzde 25 zam uygulayacağız denecekse herkese, milletvekilinden cumhurbaşkanına yüzde 25 yapılıyor olması gerekiyor” diyor. 

Merkez Bankası eski başkan yardımcılarından Fatih Özatay, enflasyonu etkileyen unsurların kur, fiyatlar ve ücretler olduğunu belirtiyor ve “Şimdi biz bütün tartışmalarda kur, fiyatlar ve kâr oranlarını bir tarafa bırakıyoruz. Sadece ücreti tartışıyoruz. Çünkü ücretin kontrolü kolay. Peki fiyatlar konusunda hiç kafa yoruyor muyuz?” diye soruyor. 

Prof. Dr. Zeynep Ökten ise “Üst gelir grubunun lüks tüketimi enflasyonu besliyor. Oysa alt gelir grubu, bütçesini çok büyük oranda kiraya, ulaşıma ve gıdaya harcıyor. Asgari ücretin ve diğer ücretlerin gelir dağılımını daha adil hale getirecek şekilde yükseltilmesi gerekiyor” diyor. 

Asgari ücret kararını açıklamadan önce iktidar hesabını yeniden gözden geçirmeli. Çünkü o hesaba kaynamayan tencereler, ödenemeyen kiralar, çocukların yanarak ölmeleri de dahil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları