Deniz Ülkütekin
Deniz Ülkütekin deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hibrit kimlik ve sanal töreler

29 Eylül 2024 Pazar

Kabaca “melez” anlamına gelen ve birbiriyle uzaktan ilgisi olan veya olmayan iki biçimi bir araya getirerek yeni bir biçim üretmekle ilgili olarak da kullanılan “hibrit” sözcüğü son yıllarda oldukça sık kullanılıyor.

Bunun başlıca nedeni günümüzde her alanda yeni tasarımlara olan gereksinim.

Örneğin “hibrit araba” denildiğinde eski yakıt teknolojisiyle yeni enerji kaynaklarını bir arada kullanan araba tasarımları aklımıza geliyor.

Gelecekte fosil yakıt kullanımlarının kaçınılmaz olarak sıfırlanacağı gerçeği karşımızda dururken hibrit araçların kısa veya orta vadedeki planlarda yaşamımızda olacağı bir gerçek. 

Yenilenebilir enerji kaynakları en iyi duruma getirilip ulaşılabilir konuma eriştiğinde misyonunu tamamlayacağını öngörebiliriz.

Ancak sanayinin en önemli ayaklarından biri olan binek otomobil üretiminin fordist üretim sistemi ve seri üretim bantlarının ortaya çıkışından beri kendi alanıyla sınırlı kalmayıp üretim biçimine uygun toplum sosyolojisini de ürettiğini biliyoruz.

Bu durumda hibrit tasarım modellerinin toplumsal yaşamda ve güncel sosyolojide de tasarımsal bir karşılık bulması gerekir. “Hibrit kimlik” tam da bu noktada karşımıza çıkıyor.

Son zamanlarda, eski ismiyle Twitter yeni ismiyle X’te bir yönüyle muhafazakâr olarak tanımlayabileceğimiz bir tavır ortaya çıktı.

Sanal dünyada genelde “Instagram’a özgü” olarak kabul gören bireyin gündelik yaşamına ilişkin görsel destekli paylaşım yapmasını dışlamaya dayanan bir tavır bu.

Özellikle kendi görselini paylaşan genç kızlara yönelik yükselen bu akım, “Burası Twitter burada fikri olan nitelikli paylaşımlar istiyoruz” alt metniyle birlikte “Sizin burada yeriniz yok” ana düşüncesine dayanıyor.

Bireysel paylaşımların gündeme yönelik fikir paylaşımından ve tartışmalardan daha az değersiz olduğuna yönelik genel kabulü başka bir yazıda tartışmaya açalım.

Burada asıl odaklanmamız gereken, sanal bir sosyal platformun içerik paylaşımı üzerinden “gelenek, töre, mahalle baskısı” ne derseniz deyin oluşturduğu davranış çerçevesi belirleme gücü.

Temel anlamıyla soy, aile, din gibi kökenler üzerinden biçimlenen “kimlik”, 20. yüzyılın sonunda cinsiyet ve ortak kültür paylaşımı gibi yeni kümelerle çeşitlenmişti. Bu, büyük ölçüde postmodernizmin bir konusuydu. 

Ancak kimlik meselesinde yaygınlık kazanan davranış biçimi toplumu var eden geniş kimlik aygıtlarının ardına daha küçük topluluklardan oluşan keskin ayrıştırıcılık içeren yeni kimlik tanımları eklenmesi biçimindeydi.

Günümüzde ise sanal ortam üzerindeki büyük platformlarda geniş tabanlı kimlik üretiminin yeniden etkin olduğunu görüyoruz. 

Bu yeni kimlik üretim biçiminin gerçek kimliklerle birlikte nasıl işleyeceği merak uyandıran bir soru. Ancak bana sorarsanız bu kimliğin “hibrit” olduğu yani geçiciliği tartışılmaz.

Zaman bize ne gösterir, gerçek yaşama ilişkin kimliklerimiz baskın mı gelir sanal ortamda geçirdiğimiz süre arttıkça sanal kimliklerimiz mi baskınlık kazanır yoksa asıl kimliğimizi sanal dünyada yeniden üreteceğimiz bir döneme mi gireriz bilinmez.

Bu sorular, Metaverse’ten arsa bakma olasılığının henüz çok ütopik olduğu günümüzden geleceğe bir beyin fırtınası olsun.

Ancak toplum mühendisliği aşamaları bu noktaya geldiyse şöyle bir öneri yapabilirim: Eğer Twitter X ise Instagram Y, TikTok da Z olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

3F’den tek F’ye 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları