Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
4K netliğinde bir çaresizlik
Sizce insanlık veya toplum olarak giderek yozlaştık mı yoksa yozluklar giderek daha mı görünür oldu? Yanıt vermesi epey zor bir soru. Çünkü burada belirleyici olan kitle iletişim araçlarının çeşitlenmesi, sosyal mecraların her şeyi hızlı biçimde görünür kılması ve üzerine konuşmamızı sağlaması.
Öte yandan aynı mecralar bizi yozlaştıran mecralar olarak da görülüyor. Topyekün internet, bazı sosyal medya platformları, dijital içerik sağlayıcıları zaman zaman ahlak bozulmasının nedeni olarak gösterilen yeni nesil kitle iletişim araçları oldular.
Biraz fazla varsayımsal olacak ve belli bir yaş üzerindeki okuyucuların üzerine düşünebileceği bir soru ama yine de sorayım: Sizce bugün kişisel gündeminizi kapsayan konular geleneksel medya araçları olan gazete ve televizyonlarda ne kadar yer bulurdu?
Örneğin bir kadın cinayeti, kuşkulu biçimde öldürülen bir çocuk, bir hayvana yapılan zulüm… İlgili içerik, fotoğraf veya görüntü hızla sosyal medyanızdaki "zaman çizelgesi" veya "keşfet"inize düşmese ne kadar etkileyici olurdu?
Gazetede üçüncü sayfa haberleri, televizyonda reality şovlar internet ve etkileşimli veri araçları yaşamımıza girene kadar toplumdaki yozlaşmayı görebileceğimiz yegane mecralardı.
Üstelik bu mecralar işledikleri olaylar üzerine yorum yapmamıza pek fırsat tanımazlardı. Adli bir durumdu tüm yaşananlar ve toplumsal dışlayıcılık refleksi hızla devreye girer, olay ve olayın failleri ile mağdurları “evlerden uzak” bir takım insanlar olarak konumlanır, geri kalan herkes yaşamını sürdürürdü.
Artık bunları yapamıyoruz. Çünkü katillerle, istismarcılarla, hırsızlarla yüz yüzeyiz, onların mimiklerini bile inceleme şansına sahibiz.
Çünkü yozluk gözümüzün önünde ve bu seyir hali bir ölçüde bizi de içine alıyor. "Biz" kim miyiz? Önceden yozlaşmayı “evlerden uzak” diyerek dışarda bırakabilme becerisine sahip olan o büyük kitle, çoğunluk, toplum… İsmine ne derseniz deyin.
O kitlenin günümüzde böyle bir becerisi yok ve kimlerimizin yaşanan bir dramın ardından kendini suçlu ve mağdur ruh haliyle eşleştirmesinin de nedeni bu.
Artık katillerin kanı bizim elimizde, hırsızların günahı bizim üstümüzde. Çünkü tüm olan biteni çok yakından her ayrıntısıyla izliyoruz ve bu kadar fazla netlik ve enformasyon bize şunu hissettiriyor: “Hiç bir şey yapamıyorum. Çok çaresizim.”
Çaresizlik eskiden beraberinde umursamazlık getirirdi ve umutsuzlukta en azından bireylerin akıl sağlığının bir ölçüde yerinde kalmasını sağlayabilirdi. Bugün “topluca deliriyoruz” ruh hali kişisel ifadelerin her yerinden fışkırıyor ama delilik herkese bulaştığı için fark etmek pek zor.
Sahi eskiden mahallelerin, köylerin delileri olurdu. Bu 4K netliğindeki yaşamda onlara yer yok. Veya belki de delileri romantikleştirmek de görmediğimiz yozluğu geride kalmış bir kusuruydu, kim bilir...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 'Adama lafını yedirirler böyle, ensendeyim'
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...
- Mesele 'yeşil alan' değil 1.5 milyar dolar!
- Rusya, bir ülkeye daha gaz tedarikini kesiyor
- 'Atatürk’e bağlılık ne zamandan beri suç sayılıyor?'
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu