Alev Coşkun

Yakın tarihten bir yaprak...

21 Şubat 2025 Cuma

 

                                                     ‘Savcı icra-i adalet değil, icra-i siyaset yapıyor’

                                                                                        OSMAN BÖLÜKBAŞI

Türkiye’nin hukuka bağlı, dürüst ve gizli oy açık sayım temeline dayalı 1950 genel seçimlerinden sonra iktidara gelen DP, ilk yıllarda özgürlüklere bağlı bir siyasal partiydi. İktidara geldiğinin hemen birinci ayında 14 Temmuz 1950’de Meclis’ten geçirdiği Basın Yasası, hukuk ilkelerine bağlı özgürlükçü bir basın yasasıydı. Aynı gün Meclis’ten geçen Genel Af Yasası da olumlu bir hareketti. Ünlü şair Nâzım Hikmet de bu yasadan yararlanarak özgürlüğüne kavuşmuştu.

Zaman geçtikçe güç birikmesi DP iktidarını etkiliyordu. Henüz iktidara geleli bir yıl olmuşken 6 Temmuz 1951’de Meclis’e sunduğu bir tasarı ile Halkevleri kapatıldı. Türkiye 1952 yılına da yargı üzerindeki tartışmalarla girdi.

Gazetelerin eleştirilerine karşı Menderes bu gazete yayınlarını, “savaş gazetesi niteliğinde” ve “komünist mücadelesini andıran” bir yönde olduğunu belirtiyordu. O sırada tek iletişim aracı olan radyo DP’nin emrinde ve elinde siyasi bir araç olarak kullanılıyordu.

İKTİDARA GELEN GİTMEK İSTEMİYOR

İnönü, 11 Mayıs 1952’de Karadeniz illeri gezisinde şunları söylüyordu:

“Yüz seneden beri bu memlekette yapılan hürriyet ve rejim mücadelelerinin sebepleri vardır... Bir defa iktidara geçenin bir daha iktidardan düşmemek için çırpınmasıdır. Fakat bu çırpınmalar hem kendisine hem vatandaşlara beyhude ve haksız ıstıraplar vermekten başka bir hedefe ulaşamayacaktır.”

İnönü’nün Karadeniz gezisine karşı Menderes, 18 Mayıs 1952’de Bursa il kongresinde İnönü’ye çatarak şunları söyledi:

“Bugün hâlâ bir milli şef, bir kâhin edasıyla, hâlâ doktoral bir eda ile hâlâ nasih (nasihat veren) gibi yukarıdan ve tamamıyla afaki konuşmaktadır. Demagoji yapmasın. Lafla vakit geçirmesin...”

Kasım 1952’de Menderes, Malatya’da konuştu. Sağcı yayınlara işaret ederek “Bugün dini irtica değil, siyasi irtica tehlikesi üzerinde durulması lazımdır” dedi.

GAZETECİ YALMAN’IN VURULMASI

Malatya’daki konuşmayı gazetesine göndermek için gittiği postaneden çıkarken gazeteci Ahmet Emin Yalman’a beş el ateş edildi. Yalman karnından yaralandı.

Yalman’a karşı sert yazılar yazan Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti ve Cevat Rıfat Atilhan tutuklandılar.

Büyük Doğu ve Milliyetçiler Derneği gibi sağcı oluşumlar hakkında soruşturma başlatıldı. Necip Fazıl Kısakürek bu dönemi “İslama karşı müminleri yıldırma evresi ve eşi görülmemiş bir davranış olarak” değerlendiriyordu.

Yalman’a suikast girişimi DP ile CHP arasındaki buzların erimesine vesile oldu. Bir süre sonra Menderes, CHP il başkanı Şevket Adalan’ı DP İzmir il kongresine davet etti.

Daha sonra, Başbakan Menderes Gaziantep’te “Sen Türksün, sen değilsin diye memleketi parçalamaya çalışmaktadırlar” diyerek dinci ve sağcı yayınları eleştirdi. DP il kongresinden sonra Menderes, Gaziantep CHP il başkanını ziyaret etti, alkışlarla karşılandı.1

SAVCI KAPATILMA İSTİYOR

Menderes’in Gaziantep konuşmasından 4 gün sonra 22 Ocak 1953’te “Türkiye Milliyetçiler Derneği”, Ankara savcısının talebiyle sulh ceza mahkemesi tarafından “tahkikatın selameti bakımından tedbiren” kapatıldı. 33 il ve 40 ilçedeki şubeleri mühürlendi.

Ünlü anayasa hocası Prof. Ali Fuat Başgil, görüşünü soran gazetecilere, derneğe üye olmadığını, bütün fikirlerini benimsemediğini ama kapatmanın yanlış olduğunu, Ankara savcısının politika yaptığını söyledi.2

Şubat 1953’te bu dernekle ilişkili olan 9 milletvekili DP’den ihraç edildi. 4 Mart 1953’te Menderes yaptığı basın toplantısında dine dayalı yayın yapan ve ayrıca komünist propagandası yapan derneklerin kapatılacağını söyledi. Ayrıca başbakan, Millet Partisi (MP) hakkında soruşturma açılacağının da işaretini verdi.

MİLLET PARTİSİ KAPATILIYOR

Sağ görüşlü bir parti olmasına karşın MP, kuvvetler ayrılığı, Anayasa Mahkemesi, yargı bağımsızlığı ve temel özgürlükler konularında DP’den daha ilerideydi.

MP içinde iki akım çarpışıyordu. Genel Başkan Yusuf Hikmet Bayur ve çevresindeki Atatürkçüler... Karşılarında da İslamcılar vardı.

Parti içindeki bu ideolojik kavga, 28-30 Haziran 1953 tarihindeki büyük kongrede sert tartışmalara neden olmuştu.

Partiden istifalar sürerken eski Genel Başkan Yusuf Hikmet Bayur bir bildiri yayımladı. Ankara savcısı bildiriyi ihbar olarak değerlendirdi, soruşturma açtı. MP’nin bütün binalarında polis arama yaptı. Osman Bölükbaşı, Meclis’te “Ankara savcısı icra-i adalet değil, icra-i siyaset yapıyor” diyerek savcıyı eleştirdi.3

TEHLİKELİ BİR UNSUR

Başbakan Menderes, 7 Temmuz 1953’te DP grubunda MP’nin “memleketin güvenliği bakımından tehlikeli bir unsur” olduğunu, kapatılan “Milliyetçiler Derneği” ile işbirliği yaptığını ileriye sürdü.

En büyük tehlike irticadır diyen başbakan, soruşturma gizli olduğu halde savcılık dosyasındaki bilgileri bir bir ortaya koydu.

Aynı gün öğleden sonra Meclis’te Başbakan Menderes, Emekli Sandığı Kanunu hakkında konuşurken Osman Bölükbaşı, “Savcılıktaki gizli dosyayı partisinin grup toplantısında okuyan, hukuk devleti başkanı olamaz” diye bağırdı. Seçimlerin yaklaştığını hatırlatan Menderes, Millet Partisi’ni tehdit ederek “Partilerinin başına bir kaza gelebilir” dedi.

Bunun üzerine Bölükbaşı, Meclis’te oturduğu yerden bağırdı:

“Diktatör! Ha şöyle, kararını açıkla”.4

MP’NİN KAPATILMASI

Başbakan Menderes’in Meclis’te konuştuğu günün gecesi, Ankara savcısının talebiyle Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, Cemiyetler Kanunu’na aykırılıktan, MP’nin “tedbiren” kapatılmasına karar verdi. Sabaha kadar MP’nin Anadolu’daki 20 bin tabelası söküldü.

9 Temmuz’da Menderes Meclis’te şunları söyledi:

“Bir parti hakkında bugünlerde tahkikat yapılıyor. Bu memlekete bu partinin hayrı yoksa elbet kapanacaktır. Eğer bu memleketin fenalığına çalışıyor, gizli komite halinde çalışıyorsa, Türk kanunları elbette onların kafalarını ezecektir...”5

On gün sonra Menderes, Aydın mitinginde “Millet Partisi’ni Demokrat Parti veya hükümet kapatmadı. Adalet kapattı” diye konuştu, CHP’nin “MP’yi himaye etmek istediğini” söyledi.

Prof. Ali Fuat Başgil basın açıklaması yaparak kapatmayı eleştirdi, özetle:

Demokrat Parti’den kurulduğu andan itibaren çok şeyler bekledik. Türkiye’de demokrasinin kökleşmesini temine hizmet edecek bir teşkilat olarak gördük... Halbuki Demokrat Parti iktidarı bunun tamamıyla aksini yapmış ve işbaşına geldiği günden itibaren 1954 seçimlerini düşünmüş, yani sandalyesine dört elle sarılmıştır... Milliyetçiler Derneği’nden sonra bugün de Millet Partisi hakkında bu iktidarın reva gördüğü antidemokratik muamele ve hareketler, bu hatanın bir devamı ve neticeleridir.6

MP hakkındaki soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Cemil Bengü 1954 seçimlerinde DP’den milletvekili oldu.7

Demokrasi hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılıkla yürüyebilir.

Hukuk devletine bağlı olmayan siyasal iktidarlar demokrasiyi geliştiremezler. Aksine hukuk dışı yollara saparlar. Tarih tekerrür ediyor. (Tekrarlanıyor)

Eğer tarihten ders alınsaydı yanlışlar tekrarlanır mıydı? Şair Mehmet Akif Ersoy şöyle diyor:

“Tarih tekerrür ediyor diye tarif ediyorlar, ibret alınsa tekerrür eder miydi?”

  1. Taha Akyol, Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca, Doğan Kitap, 2021, s.281.
  2. Milliyet, 26 Ocak 1953
  3. Tekin Erer, On Yılın Mücadelesi, 1963, İstanbul, s.149.; T. Akyol, age.
  4. Milliyet, 8 Temmuz 1953
  5. TBMM Tutanak Dergisi, Devre IX, Cilt 24, s.440.
  6. Adem Çaylak, Osman Bölükbaşı ve Siyasal Hareketi, Atatürk Araştırma Merkezi, 2010, s.194.
  7. Cemil Bengü, 1954 seçimlerinde Ordu’dan DP milletvekili oldu. 1958’de Devlet Bakanı oldu. 16 Nisan 1958’de trafik kazasında yaşamını yitirdi.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları