Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sonbahara Girerken,Manzarai Umumiye!
Hidayet Allah’tan, inayet peygamberden, büyük zaferin tebriki ise Twitter ile Facebook üzerinden gelirse..\n
\nTarihe geçmek kaçınılmaz!..\n
\n“11. Cumhurbaşkanımız” Abdullah Gül’ün “ilk 10”a girememesi kimine göre bir şanssızlıktı.\n
\nBüyük zaferin tam 90. yıldönümünde yatağa düşmesi...\n
\n“Başkomutan” sıfatıyla ve “ilk kez muhterem eşiyle birlikte” tebrikleri kabul edemeyişi ise büyük talihsizlik oldu.\n
\nParaşütçülükten kalma benzer beladan çekmiş ve Hacettepe’de kendisi gibi tedavi görmüş bir “Menier-zede” olarak en içten şifa dileklerimizi sunarak “Her şerrin bir hayrı var!” diyoruz.\n
\nSayın Gül “Çankaya’nın ilk 10”una giremedi.\n
\nAma 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı...\n
\nTwitter ve Facebook’tan kutlayan “TC’nin 1. Cumhurbaşkanı” sıfatını kazandı.\n
\nYa Kadir Gecesi \t\tdoğsaydı..\n
\nDoğuştan şanslı olanlara “Kadir Gecesi doğmuş!” denir.\n
\nGül ise, dünyevi anlamda bir başka “kutsal gün”de dünyaya geldi.\n
\n29 Ekim günü, tam da Cumhuriyet Bayramı kutlanırken doğdu (1950).\n
\nKadir Gecesi doğsaydı, belki “Vatandaş Kadir Efendi” olarak yaşayacaktı.\n
\nAma babası Ahmet Hamdi Bey, ona yine de Kadir Gecesi doğmuş muamelesi yaptı:\n
\nKimi komşuların beklentisinin aksine adını “Cumhur” yerine “Abdullah” koydu:\n
\n“Abdullah” yani, “Allah’ın kulu-kölesi!”\n
\nBir parantez:\n
\nGül’ün ilk lideri merhum Necmettin Erbakan’da 29 Ekim doğumluydu (1926).\n
\nOnun babası Sabri Efendi de oğlu için “Cumhur” yerine “dinin Yıldızı” anlamına gelen “Necmeddin” ismini tercih etmişti.\n
\n“Taşıdığı isim insanın yazgısını etkiler” inancı bir dereceye kadar gerçekleşebiliyor.\n
\nLaik Cumhuriyetin doğum gününde dünyaya gelip de “Dinin yıldızı” adının gereğini yerine getirmek belli ki “zorunlu bir misyon”!..\n
\nNecmettin Hoca bu uğurda bir ömür harcadı.\n
\nÇıtayı ve yıldızını Başbakanlığa kadar yükseltti.\n
\nBelki daha da yükselecekti.\n
\nAma tarih ve talih elvermedi.\n
\nBayrağı onun yardımcılığını da yapmış olan ve kendisi gibi “29 Ekim çocuğu” olan Abdullah Gül devraldı.\n
\nSırada Recep ayında doğmuş Recep Tayyip Bey var.\n
\nTayyip, “iyi, güzel ve hoş” demek.\n
\nSiyasette başka “Tayyip” yok. \n
\nAma sözlüklerde ‘tayyip’in çoğulu olan “tayyibat” var.\n
\n“Tayyibat”, “iyi, güzel ve hoş işler” anlamına eliyor.\n
\nHerkesin iyi, güzel, hoş işi önce kendine, kendi ailesine ve kendi partisine...\n
\nÜlkesine sıra gelirse ne âlâ.\n
\nBir taraf için “tayyibat” olan karşı taraf için “tahribat” oluyor.\n
\nMuhalefet için tüm mesele, “Tayyip”i olmasa bile ona göre “tayyibat”ı dolayısıyla ile “tahribat”ı aşağılara çekmek.\n
\nYoksa 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim gibi..\n
\n30 Ağustos da takvimlerde bir tweet olarak kalacak!\n
\nKaranlık \tyüzler ve eller \n
\nFacebook’un sözcük anlamı “Yüz Kitabı/ Defteri”..\n
\nTwitter ise cıvıldamak, ötmek anlamına geliyor.\n
\nAma iki sözcük de, dijital çağın gerçekliği içinde, bambaşka bir öz ve içerik kazanmış durumda.\n
\nDüşünme ve örgütlenme özgürlüğü gibi, demokrasi ve hak arama yolları da zamana ve zemine göre biçim ve öz değiştirebiliyor\n
\nTwitter ve Facebook türü “toplumsal mecralar”, kullananın niyetine göre de sonuç veriyor.\n
\nArkasındaki dış etkiler/etkenler pek konuşulmasa da Arap Baharı da bu mecralarda yürüdü, yürütülüyor.\n
\nEbedi bahar havasındaki bizim iktidar ise, sıranın “Türk Baharı”na geleceğini / getirilebileceğini hiç hesaplamadan, “Arap Baharı”nı kayıtsız şartsız alkışlıyor.\n
\nAma içeride de “sosyal medya”ya karşı, tıpkı gazeteler ve TV’ye olduğu gibi sansürcülükten ve yasaklayıcılıktan vazgeçmiyor.\n
\n***\n
\nFacebook ve Twitter’a yazılan her türlü muhalif notu, yorumu, ellerindeki ileri teknoloji ile ya anında siliyor, ya da “beğen” veya “paylaş” komutunu etkisiz hale getirerek yayılmasını engelliyor.\n
\nKimi zaman daha da şeytani yöntemlere yöneliyor..\n
\n“Cebe esrar koyma” yönteminin devamı bir uygulama ile resmen yasaklansın diye, “porno resimler” veya başkaca “yasadışı” unsurlar muhalif mecralara, alanlara yerleştiriliyor.\n
\nOkurumuz N.S. soruyor:\n
\n“İktidar, ‘Facebook ve Twitter uluslararası iki kurum. Sorumluluk bizde değil’ diyorsa, muhalif görüşlere karşı yürütülen bu ‘sanal ortamdaki korsanlığın’ failleri kimlerdir?”\n
\nSilivri’de milletvekillerine, eski Genelkurmay Başkanı’na, komutanlara, gazetecilere, akademisyenlere uygulanan yöntemler acaba ileri demokrasiden tüm yurttaşlar yaralansın diye tüm sanal ortama da mı yayılmak isteniyor?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'ı yenen isim belli oldu
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Belediyelerin gelirlerini nasıl etkileyecek?
- 'Kimsenin hakkı da haddi de değil'
- Kılıçdaroğlu'nun 'sine-i millet' çıkışına yanıt