Mehmet Şakir Örs

Zor ve zorlu yıl

31 Aralık 2024 Salı

Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken geride bırakılan yılla ilgili değerlendirme yapılması gelenektir. Aslında bu değerlendirme geleneği, her yurttaş, her aile, her topluluk ve her ülke/ toplum için geçerlidir. Hemen herkes kendi ölçeğinde bu değerlendirmeyi yapar.

Biz de bu çerçeveden 2024’e bakınca neler görüyoruz? En başta ekonomik ve sosyal zorluklar, sıkıntılar. Herhalde 2024’ü kısaca “zor ve zorlu yıl” olarak tanımlamak yanlış olmayacak. Bir de “emekli yılı” olduğu hiç unutulmayacak! Ülkemizde en yoksul kesimin üçte birinin 65 yaş üstü olduğu gerçeği, emekli yılının encamını ortaya koyuyor!

ENFLASYON VE YOKSULLAŞMA

2024’ün ekonomi alanındaki en temel özelliği, yüksek enflasyon oranları ve artan yoksullaşma oldu. Halkın büyük çoğunluğu, rekor düzeylere ulaşan enflasyonun ve hayat pahalılığının altında kaldı. Yoksullaşma daha da arttı. Hele son olarak belirlenen asgari ücret, çalışanların önemli kesimini yoksulluk sınırının altına mahkûm etti! Emekli ve memur maaş artışlarının da farklı olmayacağı anlaşılıyor.

TÜİK’in yeni gelir dağılımı raporu, ülkemizdeki gelir adaletsizliğinin derinliğini çarpıcı verilerle ortaya çıkardı. Türkiye’de en üst ve en alt gelir grupları arasında büyük uçurum var. Yüzde 5’lik gelir dilimleri dikkate alındığında, en çok kazanan ile en az kazanan dilim arasındaki oran 23 kata ulaşıyor.

GELİR ADALETSİZLİĞİ

Ekonomik ve sosyal yaşamdaki bu dengesizlik ve gelir adaletsizliği, elbette servet dağılımını da doğrudan etkiliyor. Toplumsal kesimler arasındaki uçurumu daha da derinleştiriyor ve orta sınıf giderek kayboluyor.

Küresel eşitsizlik raporuna göre, ülkemizde en az kazanan ile en çok kazanan kesim arasında büyük bir servet dağılımı dengesizliği var. Peki, giderek daha da derinleşen bu uçurum nasıl kapatılacak? Çok geniş kitleleri ilgilendiren bu önemli konu, işte günümüzün en temel ekonomi/politik gerçekliğini ve sorunsalını oluşturuyor.

GERİCİLİK SARMALI

Ekonomide yaşanan sorunlar, problemler; sosyal ve kültürel alanlara da yansıyor. Bu alanlardaki gerici uygulamalar ve olumsuz örnekler giderek çoğalıyor. Türkiye, tarikat ve cemaat kıskacında kalıyor. Toplumsal yaşamda, bir anlamda siyaset-ticaret-tarikat üçgeni tamamlanıyor!

Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girdiğimiz bu dönemde, böylesi can yakıcı ve iç karartıcı konularla uğraşılmak zorunda kalınması, doğrusu insanın yüreğini acıtıyor. Cumhuriyet değerleri ve laiklik anlayışı, her geçen gün daha çok aşındırılıyor.

SİYASETİN KUŞATILMASI

Bu olumsuz gelişmelere koşut olarak siyaset alanında da tam bir daralma ve sıkışma yaşanıyor. Siyasal iktidar, iktidarı kaybetmemek adına sürekli muhalefetin üzerine gidiyor ve muhalefeti dar alana sıkıştırıp siyaset yapamaz hale getirmeye çalışıyor. Bunun için de “tek adamlık” olarak tanımlanan, mevcut “ucube” yönetsel sistemden de alabildiğine faydalanıyor.

Sistemin hükmettiği tüm dinamikleri, kendi siyasal hedefleri için harekete geçiriyor ve kullanıyor. Son dönemde özellikle muhalif yerel yönetimlere yönelik hamlelerin ardında da işte bu gerçeklik yatıyor.

DIŞ POLİTİKADA ZİKZAKLAR

2024 yılında ekonomide ve iç siyasette olumsuz gelişmeler yaşanırken dış politikada da benzeri gelişmeler oldu. Uzun süredir dış politikaya getirilen eleştirileri dikkate almayan iktidar, sonuçta gelinen aşamada emperyalist hedefli politikalara eklemlenmeye çalıştı. Suriye’de yaşanan iktidar değişikliği ile birlikte BOP yeniden ısıtılıp masaya kondu.

İktidarın dış politikadaki zikzakları, birçok tartışmayı ve soruyu da beraberinde getirdi. Elbette onca zamandır ortaya çıkan acı ve ağır faturanın da kimler tarafından ödendiği sorusunu da. Yeni bir yıla girerken kapsamlı bir durum değerlendirmesi yapılıp bütün bu konular sorgulanmalı ve bu sorulara yanıtlar aranmalıdır diye düşünüyoruz.

MUHALEFETİN KONUMU

2024 yılının muhalefet açısından en belirgin ve olumlu gelişmesi, 31 Mart yerel seçimlerinde elde edilen başarı oldu. Ana muhalefet CHP ülkenin birinci partisi haline geldi. Bu bağlamda ülkenin başta büyük kentleri olmak üzere yüzde 65 çoğunluğu muhalif belediye başkanlarınca yönetilmeye başlandı.

Ancak bu seçim başarısının ana muhalefet CHP tarafından kalıcı bir politik üstünlüğe dönüştürülüp dönüştürülemediği tartışmalıdır. Önümüzdeki yıl ve süreçte, muhalefetin konumunu bu konuda atacağı adımlar belirleyecektir. Zor ve zorlu bir yılı geride bırakırken; tüm dostlarımızın ve okurlarımızın yeni yılını, en iyi dileklerimizle yürekten kutluyoruz. 2025’in, en azından 2024’ten daha “zor ve zorlu” geçmemesini diliyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zor ve zorlu yıl 31 Aralık 2024
Laiklik çağrısı 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları