Nahit Eren tek tek anlattı: Nevzat Bahtiyar’ın Narin öldürüldüğünde nerede olduğu ortaya çıktı!

Narin Güran cinayeti davasının üçüncü duruşmasında karar çıktı. Anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. 

Tutuklu yargılanan Nevzat Bahtiyar ise iddianamedeki talebe aykırı şekilde 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. 

Tele1’e konuşan eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren davadan çıkan kararları anlattı. 

"NEVZAT BAHTİYAR 1 YIL CEZAEVİNDE KALACAK"

Nevzat Bahtiyar'a verilen cezanın vicdanen kendisini rahatsız ettiğini söyleyen Eren şunları aktardı:

“Dosyadaki dört kişinin de aslında çocuğu karşı kasten öldürme suçundan öldürme suçundan cezalandırılması yönünden bir talep vardı ancak mahkeme Nevzat Bahtiyar'ı sadece suç delillerini saklamaktan 4 yıl 6 ay ceza ile mahkum etti. Dosya onandığı takdirde Nevzat'ın cezaevinde denetimli serbestlik süresini düştüğümüzde 2 ay da yattığını düşünürsek 1 yıl gibi üstelik açık cezaevinde kalma durumu var. Bu da benim adalet tatmini konusunda beni vicdanen rahatsız eden bir karar.”

Gerekçeli kararı yaklaşık bin sayfa beklediklerini ve SEGBİS kayıtları ve duruşma tutanaklarının da hazırlanma sürecinin de olduğuna dikkat çeken Eren yakın zamanda gerekçeli kararın çıkacağını söyledi. 

Mahkemede önem arz eden daraltılmış baz kaydına göre Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığını anlatan Eren, 15.10 dan sonra Nevzat Bahtiyar'ın Salim Güran'ın evinin önünde olduğunu bildiren bir baz verisi olduğunu söyleyerek, bunun Bahtiyar'ın Narin'in öldüğü sırada orada bulunduğu anlamına geldiğini aktardı. 

"ÖLÜM SAATİNDE NEVZAT BAHTİYAR ORADA"

Eren şöyle konuştu:

“Elimizde Nevzat Bahtiyar'ın, Narin'in ölümünün gerçekleştiği sırada orada olduğunu bildiren bir baz kaydı var. Nevzat konusundaki itirazım bu yüzdendi. Böyle bir delilin hüküm noktasında tek başına yeterli olup olmayacağı soruluyor ama salt bu rapora göre bir mahkumiyet hükmünün kurulduğu kanaatinde değilim. Daha doğrusu mahkemenin vicdani kanaatini mahkumiyet yönünde vermesinin tek delili bu değil. Birçok farklı delil de var ama biz hep şunu söyledik. Narin’in bedeninin o dere yatağına götürülüp, saklanması 19 gün kalması, bütün DNA örneklerinin daha doğrusu sürüntü örneklerinin herhangi bir DNA çalışmasına olumlu sonuç vermediğini belirttik. Bu açıdan bizler açısından cinayeti aydınlatmak gerçekten zorlaşmıştı. Eğer Narin'e temas eden şahıslara ait DNA örnekleri olsaydı çok daha rahat ve çabuk, hızlı bir yargı süreci ile hüküm kurulabilirdi. 

Biz özellikle saat 16.10'dan sonra yani Arif'i evinden Salim'in çıkma anından itibaren gerekli Daran-2 görüntüleri gerekse Tavşantepe'nin çıkışında Uzun Bahçe köyüne doğru olan ve özel bir şahsa ait kamera kayıtlarından incelemeler yaptık. Salim'in aracının  kamera kayıtlarında güzergahını belirledik. Sonra bahçesinde bulunan bir toplanma alanı var, sulama amaçlı kullanılan sondaj dedikleri bir mevki var, orada iki gidiş gelişte biz bulunduk. Şunu gördük ki bu görüntüler bilirkişi de yoktu. İncelediğimiz görüntülerde cinayet saatinden sonraki baz verilerinin Nevzat'ın baz verileri ile uyuştuğunu gördük. Cinayet anı dediğimiz 15.10 ve 16.10 arası dediğimiz saatte herhangi bir araç hareketliliği olmadığı için, ona dair bir somut belirlememiz olmadı ama sonrasına ilişkin belirlememiz gerçekten baz verileri ile çakışıyordu.”

NARİN NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ? 

Kamuoyuna yansıyan iddialara ve Narin'in asıl ölüm nedeninin aydınlatılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Eren şunları anlattı:

“Gerekçeli kararda mahkeme heyeti şayet duruşmalarda dinlediği tanıklara, dinlediği sanıklara, ya da dosyadaki delillere göre bir cinayet sebebini tespit edebilmişse zaten bunu gerekçeli kararında işler. Devam eden başka bir soruşturmanın olduğu da biliniyor. İleriki aşamalarda bir ikrar gelirse bununla birlikte sebep de bir şekilde ifade edilir. Adli Tıp raporunda Narin'in ağız ve burun kısmı kapatılıp, boynuna baskı yapılmak suretiyle boğularak öldürüldüğüne yönelik bilimsel bir rapor var.”