Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kayyumla başlayın!

31 Aralık 2024 Salı

Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik çağrısıyla başlayan “yeni paradigma”, 2025’in ana konularından biri olarak gündemdeki yerini aldı.

Süreç çok manşet kaldıracak.

Cumartesi günü DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’da Öcalan’la yaptığı iki saatlik görüşmeye ilişkin ilk açıklama pazar günü yapıldı. Yedi maddelik açıklamada, 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın Türkiye’ye getirilirken söylediklerinden daha ileri bir şey yok.

Daha ileri olan ne var?

Bahçeli’nin iradesi.

O irade bundan sonra nasıl şekillenecek?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, “100 yılın fırsatı” olarak değerlendirdiğine göre demek ki devamı gelecek!

***

Terörün tümüyle bitmesi, Türkiye’nin bütün enerjisini kalkınmaya, demokrasisini geliştirmeye ayırması başlıca özlemimiz. Bu genel kabulün altını çizdikten sonra durumu maddeleyelim:

1- Öcalan masa kurmak ve pazarlık gücü yüksek bir kişi olarak bu masaya oturmak istiyor. Suriye’deki gelişmeleri de anımsatarak bunun en kısa sürede olması gerektiğini, dış müdahalelerin durumu daha da güçleştireceğini vurguluyor. (Dış müdahale deyince akla ilk ABD’den başka bir ülkenin gelmesi mümkün değil.)

2- DEM Parti şu aşamada öne çıkmaktan yana görünmüyor. Açıklama unvansız yapıldı. Buldan ve Önder’in sadece adı yer aldı. Dünkü “Başka açıklama yok” açıklaması da bunun göstergesi. Şu aşamada sadece köprü işlevi görünüyor.

3- İktidarın yarı ve tam resmi yayın organlarının haberi veriş biçimi anlamlıydı! Genel olarak öne çıkarmama eğilimi vardı. Yeni Şafak, Şam’da Türk çikolatasına olan ilgiyi Öcalan haberinin üstünde yer vermişti. Çikolata haberi daha tatlı gelmiş olmalı! MHP’nin yayın organı Türkgün’de de CHP’yi eleştiren haber altı sütun, Öcalan haberi iki sütundu! Öcalan-DEM görüşmesi devletin bilgisi ve gözetimi altında olduğuna göre kamuoyunun bilmediği başka boyutlar olabilir.

4- Ana muhatap Erdoğan ve Bahçeli. Böylesi süreçlerde, son adım öngörülerek ilk adım atılır. Son adımın ne olacağını Erdoğan ve Bahçeli dışında bilen yok. Bu nedenle CHP’nin şu aşamada ileri bir adım atmasını gerektirecek durum yok. Tanıdığımız Erdoğan-Bahçeli, “fedakârlık” eşit paylaşılsın “feda” kısmı CHP’ye, “kârlık” kısmı bize diye düşünür!

Bu konuda yanılmayı yürekten diliyoruz. Bakarsınız şöyle derler:

“Ülkeyi biz yönetiyoruz. Sürecin sahibi biziz. Biz önümüzdeki seçimleri değil, önümüzdeki nesilleri düşünüyoruz. Siyasi kazanç elde etme gibi bir niyetimiz yok!”

***

Temennimizi ilettik ama Saray’da şöyle bir yol haritası varsa da şaşırmayacağız:

DEM Parti’nin 57 milletvekili var. Yeniden adaylığın önünü açacak anayasa değişikliği için bu sayı çok önemli. Kürt sorununun çözümüyle ilgili her türlü adımı atmaya hazır olduğumuzu söyleriz. Buna muhalefetin katılımının şart olduğunu ekleriz. DEM ne istiyorsa hazırız deriz. Bunların içinde CHP’nin kabul etmesi zor maddeler olur. O zaman deriz ki “Bakın biz hazırız, bu sorun CHP yüzünden çözülmüyor!”

Suriye’deki gelişmeler de bu süreci harekete geçirmiş olabilir. Ancak ana hedefin Erdoğan’ın istediği anayasa değişikliğini DEM’i muhalefetten kopararak yapmak olduğunu söylemek mümkün.

Eğer böyle değilse...

İşe kayyumdan başlasınlar!

Bu iyi bir niyet göstergesi olabilir!

Türkiye’nin sorunlarının çözümü bir cümleden ibaret:

Demokratik, laik, sosyal, üniter, hukuk devleti olmak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kayyumla başlayın! 31 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları