Özgür Mumcu

Deizm, ateizm vs.

05 Nisan 2018 Perşembe

Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün dini iki eğitim derneğiyle beraber düzenlediği “Gençlik ve İnanç Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi, “Gençler arasında deizm yayılıyor” başlıklarıyla haberlere konu oldu.
Çalıştay’ın düzenleyicilerinden İkdam Derneği ise, internet sitesinde “İnanç bunalımı yaşayan gençlerde ateizmin değil daha çok deizmin gözlendiği ifade edilmiştir. Bu ifade deizmin hızla arttığını iddia etmemektedir” diye bir açıklama yayımladı.
Bu haber, bir süredir devam eden bir tartışmanın son halkası. İktidar medyasının köşe yazarları ve kimi ilahiyatçılar bir süredir gençlerin deizme ve ateizme yönelmesinden yakınmakta. Yani Tanrı tanımazlığın ya da bir yaratıcı inancı muhafaza edilse de dinsizliğin yayıldığından bahsediliyor.
Diyanet dergisinin de geçen yaz ayında “deizm, ateizm, nihilizm kıskacında insanlık” konusunu ele alarak bir süredir meseleye eğildiği biliniyor.
Yani böyle bir eğilimin bulunduğu genel olarak kabul ediliyor. Özellikle muhafazakâr ailelerin çocuklarında bu eğilimin gözlendiği saptaması yapılıyor. Teşhis ve tedavi yöntemleri öneriliyor.
Son dönemde bazı tarikat liderlerinin ve ilahiyatçıların cinsellik hakkındaki açıklamalarının yarattığı rahatsızlık sayın Cumhurbaşkanı’nın “dinin güncellenmesi” gerektiğini söylemesine varacak bir seviyeye erişmişti.
Bu da muhtemelen, bahsi geçen teşhis ve tedavi yöntemleriyle ilişkilidir.
İlahiyatçıların, din adamlarının, tarikatların, İslami dernek ve vakıfların bu gelişmelerden rahatsızlık duymaları elbette doğaldır. İslamcı siyasetçilerin, siyasal İslamın hiç olmadığı kadar iktidarda bulunduğu bir dönemde gençler arasında dinden uzaklaşma olgusuyla karşılaşınca şaşırmaları ve buna bir çözüm bulmaya çalışmaları da öyle.
Gelgelelim, laik bir devletin dindar ya da dinsiz gençler yetiştirme gibi bir misyonu bulunmamakta. Bu sebeple Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde İslami derneklerle beraber gençlerin dini inançları hakkında toplantı yapmanın laiklik ilkesiyle bağdaşmayacağı ortada.
Benzer bir şekilde devletin ve yürütmenin başı olan sayın Cumhurbaşkanı’nın İslamın güncellenmesi konusunda bir fetva makamı gibi açıklamalarda bulunması da öyle.
Eğitimin amacı “dindar nesiller” ya da “dinsiz nesiller” yetiştirmek değil, kendini gerçekleştirebilecek, zamanın hiç olmadığı kadar hızla aktığı bir dönemde geleceğin dünyasına uyum sağlayıp onu şekillendirebilecek nesiller yetiştirmek olmalı.
Bu satırların geldiğimiz aşamada safça olduğunun farkındayım. Yine de devlet kurumlarının gençlerin dini inançlarına ilişkin müdahalesinin içselleştirilmemesi önemli.
Bütün inançlara eşit mesafede olması gereken laik bir devletin “gençlerin imanı elden gidiyor” diyerek İslami derneklerle toplantı yapması ya da Cumhurbaşkanı’nın ilahiyat tartışmalarına girmesi alışılmaması gereken bir durum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları