Özgür Mumcu

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

30 Ağustos 2018 Perşembe

<haber-dikey:1066886,1065942>

Bugünlerde en çok konuşulan iki mesele bile 16 senedir süren bu iktidar anlayışının yaşadığımız krize nasıl yol açtığını gösteriyor. SEKA ve Telekom özelleştirmelerinin acı sonuçlarını yaşıyoruz.
Türkiye’de kâğıt üretilmiyor. Kâğıt ithal ediyoruz. Hem dövizdeki önlenemeyen artış hem de kâğıdın dünya piyasalarında fiyatının yükselmesiyle beraber yayıncılık sektörü ciddi bir bunalıma girdi. Dün Cumhuriyet’te Gamze Bal’ın haberinde okumuşsunuzdur. Kitap maliyetleri yüzde 60 oranında arttı. Piyasada kâğıt bulmak zor. Yabancı kitaplar için ödenecek telif miktarları da liranın baş aşağı gidişiyle katlanmış durumda. Sonbaharla beraber kitap fiyatları artacak, birçok kitap basılamayacak.
Kâğıt sorunu gazete ve dergileri de vurdu. Cumhuriyet dahil bazı gazeteler fiyatlarını artırdı. Aydınlık yayınına üç gün ara verirken, kimi gazeteler eklerini kaldırıyor. İktidar tarafından sübvanse edilmeyen yayın organlarının ayakta kalması her zamankinden daha zor.
SEKA 2005’te özelleştirildi. Yargı defalarca bu özelleştirmeyi iptal eden kararlar aldı. Ancak özelleştirme iptal edilip yeniden ihaleye çıkılmadı. Bunun yerine 2012’de çıkarılan bir KHK ile “Devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak (...) bu kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmez” hükmü getirildi. Amaç Albayrak Grubu’nun SEKA’yı almasıydı.
Bugün aynı zamanda medya grubu da olan Albayrak Holding, kâğıt üretimine başlayacaklarını ileri sürse de bunun ne zaman ne şekilde olacağı belirsiz. Oysa SEKA’nın eski genel müdür yardımcısı Ufuk Saka, özelleştirme kararı alınmasından itibaren beş sene boyunca elde edilen kâr yatırıma dönüştürülseydi SEKA’nın dünyayla rekabet edecek bir endüstriye dönüşebileceğini söylemekte.
Dün, özelleştirilen Telekom’da Lübnanlı Hariri ailesine ait yüzde 55’lik hisse, Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası’na devredildi. İktisatçı ve gazeteci Cüneyt Akman’ın belirttiğine göre Telekom özelleştirildiğinde kasasında 2 milyar dolar vardı. Özelleştirmeden bugüne 14 milyar dolar net kâr elde etti. Hariri ailesinin Oger şirketi bunun 7 milyar dolarını kendi hesabına aktardı. Özelleştirme bedelinin ancak yarısını ödedi. Üzerine bugün hisselerini mecburen devralan bankalardan 4.75 milyar dolar kredi aldı ve bunu da ödemedi. Bütün bunlar olurken iktidar ne yapıyordu? Herhalde en doğru cevabı cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine gelmeden önce Telekom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Fuat Oktay verecektir.
SEKA, damadın holdingine verildi. Kitap ve gazete basacak kâğıt yok. Döviz krizi zirveye çıkarken de damat ekonomi bakanı.
Telekom’un belli ki içi boşaltılmış. Hem de ülke bir döviz darboğazındayken Telekom’u alanlar topuklayıp kaçmış.
Karar verip ders kitaplarına örnek olsun diye ekonomiyi batırma deneyi yapılsa herhalde bundan çok uzak bir tabloyla karşılaşmazdık.
Ahbap çavuş ekonomisinin ve keyfi yönetimin bedelini ödemeye devam ediyoruz. Halkın önemli bir kısmı ise bu gelişmeleri ahbap çavuşların medyasından izliyor. “Ete doyan vatandaşlar balığa yöneldi” manşetlerini okurken acaba kim bu ete doymuşken balığa yönelenler diye merak ediyorlar mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları