"Kemal Kılıçdaroğlu’na oy çağrısı yapacağız. Sadece oy vermek ve oyları korumak ile kalmayacağız; bir kez daha atı alan Üsküdar’ı geçti denilerek bu ülkenin kaderine el koymaya karar verilirse, kanımızla, canımızla savunacağız. Bu ülkenin sosyalistleri var, bu davayı kimseye bırakmayacağız.”

Geçen pazar günü SOL Parti’nin seçim beyannamesini açıklayıp adaylarını tanıttığı toplantıda başkanlar kurulu üyesi Önder İşleyen kürsüde bunları söylerken salondaki enerji çok yüksekti.

Partinin iki temel görev belirleyerek oluşturduğu seçim stratejisini MYK üyesi Alper Taş açıkladı:

“En devrimci görev, tek adam rejimini, ucube sistemi yenmek. 80 öncesinde sivil faşist saldırılar karşısında, ‘devrimciler yükselen antifaşist halk eğilimlerinin en ön saflarına’ dediysek, bugün de ‘devrimciler siyasal İslamcı rejime karşı mücadelenin en ön saflarına’ dedik. Bu ruhla davrandık. İkinci görevimiz, Saray rejiminin yerine eşitlik, özgürlük ve dayanışma ekseninde Türkiye’yi yeniden kurmak!”

TBMM'DE 2. CUMHURİYETÇİ TASARIM

SOL Parti’nin kullandığı “Memlekete Sol Lazım” sloganının ne kadar doğru olduğu, aynı akşam siyasi partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ettiklerinde çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı.

7 Nisan 2023’te bu köşede yazdığım gibi, liste savaşlarında merkez cumhuriyetçi, milliyetçi sağ ve ılımlı İslam birliğinin tasarımının yapıldığı netleşti.

Hem iktidarın hem de muhalefetin listelerine faşistler, ırkçılar, NATO’cular, küreselciler, Hizbullahçılar, etnikçiler, mafya babalarının ortakları, gericiler, yobazlar, aşiret temsilcileri, cemaat müritleri, eski FETÖ’cüler, kripto FETÖ’cüler, yetmez ama evetçi liberaller doluşmuş; eski AKP’liler muhalefet listelerinde yer bulmuş.

Ben bu 2. cumhuriyetçi tasarımda dışlananın laik, bağımsızlıkçı, kamucu sol olacağını yazımda vurgulayarak uyarmıştım. Şaşırmadım...

SEÇMENİ HİÇE SAYMAK

FETÖ kumpasları sırasında adalet bakanı olan Sadullah Ergin’in, yargılanacağı yerde CHP listesinden aday gösterilmesi çok tepki çekti. Çünkü Çankaya gibi bir bölgede CHP’li seçmenlerin oylarıyla TBMM’ye girecek.

Emine Erdoğan’ın Eski Özel Kalem Müdürü Sema Silkin Ün’ün durumu da onun gibi. Gelecek Partisi genel başkan yardımcısı olduğundan o da CHP listesinde. Bunlara benzer birçok aday var.

Bu skandallar, bu isimlerin CHP’nin değil Millet İttifakı’ndaki diğer partilerin adayı olmaları ve ortak liste yöntemi nedeniyle bunun ortaya çıktığı şeklinde açıklanıyor. Aslında bu insanların yönetici olduğu partilerle ittifak yapılmış olduğu için, bu aşamada itirazların sonuç vermesi de pek mümkün görünmüyor.

İnsanlar haklı olarak tepki gösterince, “Adaylara takılmayın, bu bir rejim oylaması” deniyor. Bazıları da Yeniçağ gazetesi yazarı Evren Devrim Zelyut gibi kendini kaybederek, “Car car car ya bi susun ülke olmak ya da olmamak diyor, bunlar aday beğenmiyor! Çok şımardı bazıları, seçimden sonra bir balans ayarı gerekecek” diye tweet atıp tehdit savuruyor.

Siyasal İslamcı ve sağcı partilerin adaylarına dair zaten bir beklentisi olmayanlar için asıl açıklanamayacak olan ise FETÖ’nün medya aparatı Taraf’ın eski yazarı Yüksel Taşkın’ın CHP’nin kalesi olarak bilinen İzmir’de ilk sıradan aday gösterilmesi!

İzmirli seçmenlerin, yazılarında “post-modern şaman” dediği Gülen’den defalarca övgüyle söz eden, Kemalizmi “ırkçı ve dışlayıcı” olarak niteleyen bir akademisyen için oy vermesi isteniyor. Bu seçmeni hiçe saymaktır.

Ama buna da şaşırmak ya da tepki göstermek için artık geç. Çünkü kendisi uzun bir süredir CHP’de sosyal politikalardan sorumlu genel başkan yardımcısı.

Milletvekili aday listelerine bakınca diyorum ki memlekete sol lazım!

Laiklik için, tam bağımsızlık için, kamuculuk için sol lazım!