Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Siyasal İslamın ‘liberal’ aparatları

22 Kasım 2024 Cuma

Başlığı görünce “Yine mi bunlar!” diyerek isyan ettiğinizi duyar gibiyim. Ben de bu gruptan fazlasıyla sıkıldım ama her zırvaladıklarında bunu tarihe kaydetmemiz gerekiyor ki nasıl hâlâ laik kesime vurmak için seferber oldukları görülebilsin.

Ne yazık ki bir zamanlar bu gazetede birtakım operasyonlarla köşe yazarı da yapılan Nuray Mert, yine foncu Medyascope’da konuşmuş. Önce sabırla ne dediğine bakalım...

“Muhafazakâr, dindar dediğimiz kişiler çok liberalleşti. Laik kesim bunu göremiyor, oradaki liberalleşmeyi ısrarla görmüyor. Tabii ki dindar, muhafazakâr olmayan hayat tarzından farklılıkları olacak. Ama liberalleşmeden neyi kastediyoruz? Büyük şehirde, modern bir hayat yaşamanın gerekleri, ona sağlanan uyum bence çok yerleşti ve yaygınlaştı. O bakımdan muhafazakârlar da yani İslamcılar da mevcut iktidar da milli eğitim bakanı da laikliği, Cumhuriyeti savunduğunu iddia eden kesimler de aslında halihazırdaki tabloyu görmemekte ısrar ediyor. Laikliğin tehlikede olduğunu düşünenler, hâlâ muhafazakâr kesimin çok koyu bir şekilde dindar bir hayatla herkesi dindarlaştırmak istediğini ve bunun kapının ucundaki bir aşama olduğu korkusu içerisindeler.”

LAİKLİĞİ BOĞMA GİRİŞİMİNİN PAYANDALARI

Milli eğitim bakanının yalanlar atarak laikliğe başkaldırdığı, TBMM kürsüsünden tarikatları ve cemaatleri “sivil toplum kuruluşu” diye değerlendirip laiklik karşıtı oluşumlarla işbirliği yapacaklarını ilan ettiği...

ÇEDES projesiyle pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlileri tarafından “değerler eğitimi” adı altında çocukların beyinlerinin yıkandığı; ders saatlerinde camilere, mezarlıklara götürüldüğü...

Eğitimdeki dincileşmeye karşı çıkan öğretmenlerin cezalandırıldığı...

Ülke çapında okulların zorla imam hatip okullarına dönüştürüldüğü...

Adliyelerde şeriat ve hilafet çığlıklarının atıldığı ve savcıların bunu sadece izlediği...

Tarikatların ve cemaatlerin bakanlıklarda aynı FETÖ gibi üslendiği...

Kadınların, çocukların ve hayvanların yaşam hakkının gericiler tarafından yok edildiği...

2013’te başlatılan 4-6 yaş grubu Kuran kurslarına bugüne kadar soyut düşünme yeteneği gelişmemiş 1.5 milyonu aşkın çocuğun kaydedildiği...

İktidar üyelerinin hemen her gün laikliği çiğneyen söz ve uygulamalarıyla ümmet toplumunu canlandırmaya çalıştığı...

Cumhurbaşkanının mitinglerinde “Şeriat isteriz!” sloganlarının atıldığı ve buna hiçbir müdahalede bulunulmadığı...

Hilafet sancağı taşıyanların İstanbul’da ve başka illerde şeriat mitingleri düzenlediği...

Siyasal İslamın toplumun üzerine bir karabasan gibi çöktüğü bir ülkede sözde bir siyaset bilimci, hâlâ laikleri suçlama ve gericileri “liberal” gibi gösterme çabasında!

SİYASAL İSLAMI PAZARLAMA TAKTİĞİ

2002’de AKP’nin iktidara gelişini, 2013’te Birgün’deki yazısında “Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde, esaslı bir dönüşüm sürecinin miladı” diye tanımlayan Nuray Mert, 2015’te haber portalı Diken’de “AKP’ye İslamcı demekte tereddüt ettiklerini, AKP’yi  uzun süre ‘muhafazakâr demokrat’ diye tanımladıklarını” yazıp “kandırıldıkları” itirafında bulunmuştu.

2022’de “kandırılmaya” devam ettiği görülüyor diyeceğim ama yukarıda özetlediğim 22 yıldır süren gericilik atağından sonra bu safsataları söyleyebilmesi, bunun kandırılma değil, GÖNÜLLÜ BİR KANMA yani SİYASAL İSLAMI PAZARLAMA TAKTİĞİ olduğunu kanıtlar.

Muhafazakâr ile siyasal İslamı yan yana anması, dindarlıkla siyasal İslamcılığı aynı anlamda gösterme niyetinden; laiklerin sorununun dindarlarla ya da muhafazakâr kesimle değil, siyasal İslamcılarla olduğunu gizleme niyetinden!

“Muhafazakâr” dediği kesimin büyük şehirde, modern bir hayata uyum sağladıklarını iddia ediyor ya, söylemediği şu: İktidar eliyle şeriatçılara halkın parası peşkeş çekilip servet aktarımı yapıldığından, dinci gericiler zengin bir hayat yaşıyor.

Nuray Mert gibi sözde “liberaller”, siyasal İslamın gönüllü aparatlarıdır. Ortak noktaları, 1923’te kurulan laik Cumhuriyete ve Atatürk’e olan düşmanlıklarıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çukur! 6 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları