Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İntihar ve ihanet

05 Mart 2023 Pazar

Dün öğleden sonra bir partinin intiharını canlı yayında izledik. İYİ Parti’nin (İYİP) Genel Başkanı Meral Akşener, TV ekranlarına çıktı ve Millet İttifakı’nı dağıttı. 

Üstelik masayı terk ederken ettiği laflar, yenilir yutulur cinsten değildi. “Şahsi hırsların Türkiye’ye tercih edildiğini, ortak cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı önerdiklerini, diğer beş partinin bunu kabul etmediğini” söyleyerek masayı devirdi. 

Bununla da kalmadı; İmamoğlu ve Yavaş’a çağrıda bulunarak milletin onları göreve çağırdığını söyledi; yani açıkça CHP’yi bölme girişiminde bulundu.

Ben Akşener’in geldiği sağ siyasete tamamen ters bir ideolojiyi, sosyalizmi benimseyen, laik Cumhuriyetten ve tam bağımsızlıktan yana, kamuculuğu ve devletçi ekonomiyi destekleyen bir insanım. En başından beri de sağın karşısına konulan yeni bir sağ ittifak olan altılı masanın yanlış olduğunu savundum.

AKŞENER BENİ ŞAŞIRTMADI

Doğal olarak, geçmişte olduğu gibi son yıllarda izlediği politikalar nedeniyle, Meral Akşener’i de sıklıkla eleştirdim. Hiçbir sağcı politikacıya güvenmediğim gibi ona da bir gün bile güvenmedim. 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni savunan emekli yurtsever komutanlara “zevzek” diyerek asıl zevzekliği kendisi yaptığında da; Ayasofya’nın statüsü, Atatürk’ün imzası çizilerek Erdoğan’ın imzasıyla camiye çevrilirken “Hayırlı, uğurlu olsun” dediğinde de sert eleştirilerde bulundum.

“Üstad” dediği Necip Fazıl Kısakürek’i saygı ve rahmetle andığında ise ağır bir yazı yazdım; aynı anda Kısakürek’e ve Atatürk’e saygı duyulamayacağını söyledim.

Çünkü Kısakürek, Akşener’in “Kahrolsun istibdat, kahrolsun zulüm, yaşasın özgürlük!” sloganını kullanarak hedeflediği despotik rejimin simgesi Sultan 2. Abdülhamit için “Ulu Hakan” diyen tescilli bir Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıdır. Akşener, birlikte ittifak kurduğu CHP’ye “küfür sıçanı”, “veba deposu sıçan” diyen, bu partinin “gebertilmesi” gerektiğini yazan birine saygı duyuyorsa, günü geldiğinde kendisi de kolaylıkla CHP’yi hançerleyebilirdi zaten. 

İBRETLİK BİR VEFASIZLIK ÖRNEĞİ

Bu ideolojik eleştirilerin ötesinde Akşener’i bir siyasetçi olarak değerlendirdiğimde ise en belirgin özelliğinin vefasızlık olduğunu belirtmem gerekir. İttifaktaki diğer beş partinin kabul ettiği bir aday varken; üstelik o aday, aralarında oyu en fazla olan partinin lideriyken itiraz etmesi, demokratik kültürden yoksunluktur.

Vefa dedim çünkü Akşener’in partisinin TBMM’de grup kurarak Hazine yardımı alması ve böylelikle seçime katılması da Kılıçdaroğlu’nun teşvikiyle CHP’den ayrılıp İYİP’e geçen 15 milletvekilinin sayesinde oldu. Bunu unutarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığına direnmesi ise tam bir vefasızlık göstergesi...

İYİP’in Kılıçdaroğlu’nu kabul etmemek için ortaya attığı “seçilebilir adayla seçime girme” gerekçesi de geçersiz. Çünkü anketlerde ittifakın adayı kim olursa olsun, Erdoğan’a karşı hepsinin kazanacağı görülüyor.

Eğer sorun Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasıysa, bu demokrasi adına çok büyük bir utanç. Bu bahaneyle masanın dağıtılması, ne siyasi ahlaka sığar ne de demokrasiye...

İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylık önerisine kapıyı kapatmalarından sonra Akşener kendisi mi aday olur, yoksa yeni ittifak peşine mi düşer göreceğiz ama...

Başına tam anlamıyla taşlar yağarak enkaz altında bırakılan bir halk varken, ülke uçurumun kenarındayken, İYİP’in AKP’ye yarayabilecek bu hamleyi seçmenlere anlatabileceğini düşünmüyorum. İYİP intihar etti ve intihar ederken de kendisine güvenenlere ihanet etti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları