Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Eski hamam eski tas

07 Haziran 2023 Çarşamba

E-posta kutuma bir mesaj düştü. Başlığı, “Yeni kabine iş dünyasında memnuniyet yarattı” koymuşlar. Metinde “iş dünyasını Türkiye Yüzyılı’na taşıyacak kadroların liyakatli ve uzman isimlerden oluştuğu” belirtilmiş.

Tuzu kuru sermayedarların AKP’yi sevinçle kucaklayışı yeni bir tavır değil, 21 yıldır servetlerine servet katmalarına neden olan siyasal İslamcı iktidarı ellerini ovuşturarak desteklediler zaten.

Neoliberalizmin şakşakçıları, sosyal medyadaki çok takipçili popüler iktisatçılar ise tahmin edilebileceği gibi coştu.

Bugüne kadar AKP’yi eleştiren bazı siyasetçilerin şimdi övgüde bulunması da şaşırtıcı değil. Seçim sonrasında yeni oluşan duruma göre pozisyon alıyorlar sadece!

VİTRİN DÜZENLENDİ, LİBERALLER COŞTU

Yoksa ekonominin başına Exeter diplomalı İngiltere vatandaşı biri geçtiği için, “Deprem vergileri duble yollara gidiyor” diyen, Erdoğan’ın “paranın babası” diye nitelediği biri Hazine ve maliye bakanı olduğu için niye sevinir insan?

Belçika vatandaşı olan, 2009’da Avrupa’nın ilk türbanlı milletvekili olarak Brüksel Parlamentosu’na giren biri Türkiye’de aile bakanı oldu diye niye sevinir insan?

“1930’lu yıllar kayıp yıllardır” diyerek laik Cumhuriyetin mirasını reddeden, “Karma eğitim zorunlu değil” diyen biri milli eğitim bakanı oldu diye niye sevinir insan?

Geçmişte FETÖ’nün Türkçe Olimpiyatları’na katılan, “Türk yargısı Ergenekon’u 1959 yılında yargılayabilseydi bugün Türkiye kişi başı geliri 30 bin doları aşmış Avrupa’nın en güçlü ülkesiydi” diyen biri adalet bakanı oldu diye niye sevinir insan?

Medyadaki bazı isimler de hemen pozisyon belirleme yarışına girmiş; neymiş, yeni göreve gelenler eskisinden iyiymiş, daha ılımlıymış vs. Gezi Direnişi sırasında da sürekli “Vali Mutlu istifa etsin!” diyenler vardı. Sanki o gidince yerine daha iyisi gelebilirmiş gibi bir aymazlık söz konusuydu. Oysa “Emri ben verdim!” diye bağıran tek kişi vardı.

Üstelik şimdi Şahsım Devleti’nde o gitmiş, bu gelmiş ne fark eder? Ne çabuk kanıyorlar vitrin düzenlemelerine!

Aslında parlamenter sistem artık olmadığından açıklanan listeyi “kabine” olarak adlandırmak da doğru değil; bu sadece “Cumhurbaşkanlığı’nın yeni sekreteryası”dır.

CHP BİLDİĞİNİZ GİBİ...

CHP’de seçim sonrasında yaşananlar da “Eski hamam eski tas” deyişiyle açıklanabilir. Erdoğan bir beş yıl daha iktidarı ele geçirirken, CHP’nin milletvekili sayısını düşürüp TBMM’ye 39 siyasal İslamcıyı sokan CHP yönetimi, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmek istiyor.

Merkez yürütme kurulu topluca istifa etti, yerlerine mevcut parti meclisinden yeni görevlendirmeler yapıldı ama yanlış politikalarla laik Cumhuriyeti 100. yılında tehlikeye sokan, geçen yıl uyardığım gibi CHP’yi ortanın sağına çeken kadro, partinin yetkili organlarında yer almaya devam ediyor, en tepedeki sorumlu Kılıçdaroğlu koltuğunda oturuyor.

Ülkede değişim vaat edenler, kendi partilerinde değişime direnerek samimiyetsiz olduklarını ortaya koydu. Parti içinde ilke ve program tartışması yapmadan, sadece dış paketi değiştirip aynı siyasi anlayışla politika yaparak ancak kendilerini kandırabilirler. Bu nedenle de şimdi yerel seçimleri tehlikeye atıyorlar.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Diyanet işleri başkanının dualarıyla göreve başlama töreni düzenlerken laikliğe bir hançer daha saplandı. Dünyanın gözleri önünde İsmailağa ve Nurcuların önde gelen isimleri, Erdoğan’ın davetlisi olarak törende yer aldı.

CHP yönetimi tepki gösterdi mi? “Tarikatlar ve cemaatler, 1925’te çıkarılan 677 sayılı Devrim Kanunu ile kapatıldı; bu yapılan yasayı ihlaldir, anayasaya aykırıdır” dedi mi? Demedi! Kendi milletvekilleri TV’lerde “677 sayılı kanun kadük oldu” dediğinde de susmuştu; susmaya devam ediyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları