Gerçekleri konuşalım. TELE1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına varan süreçte yaşanan hukuksuzluklara, astronomik zamlara, açlık sınırının altında yaşam savaşı veren emeklilere verilen sadaka gibi yüzde 25’lik zam oranına, gericilerin sürekli olarak toplumu geren açıklama ve saldırılarına TBMM içindeki ve dışındaki muhalefetten gelen tepkiler etkili olmaktan çok uzak.

Daha çok sosyal medyaya sıkışan, eylemlilikten kopmuş, kitleleri harekete geçiremeyen bir muhalefet görüntüsü var, adeta dağınık bir orkestranın akortsuz seslerini duyuyoruz...

Bunun en önemli nedeni, Cumhur İttifakı’ndaki sağcı blok karşısında oluşturulan altılı masanın muhalif kesimde yarattığı hayal kırıklığıdır. Seçim öncesinde çok az sayıdaki gazeteci ve yazar, o masada oturanların niteliği ve izledikleri politikalar yüzünden zaten umut yaratamayacağını anlatmasına karşın, çoğunluk yeni bir sağcı seçeneğe tutunmak zorunda bırakıldı.

TOPLUMSAL MUHALEFETİ BOĞMA OPERASYONU

Bu siyasetin önde gelen sorumluları ise seçim sonrasında hatalarını kabul edip özeleştiri yapmak yerine, kurultayda koltuklarını nasıl koruyacaklarının hesabını yapmaya koyuldu. AKP, hukuksuz yollarla, yalanlarla, vatandaşlık dağıttığı sığınmacılarla ve montajlanmış videolarla sandıkta istediğini alırken muhalefet aşırı enflasyon, işsizlik, deprem sonrası yıkım ve siyasal İslamın baskısı altında ezilen halkın iktidarı değiştirebilecek gücünü tartışma yaratmayacak bir çoğunlukla sandığa yansıtamadı.

Seçimden bir buçuk ay sonra muhalefetteki dağınıklık çok belirgin. AKP’nin bunu tüm gücüyle karşı sesleri boğmak için kullanacağına kuşku yok. Bir yandan yeni anayasa tartışmaları ile toplumun sinir uçlarına dokunacaklar, ekonomide giderek ağırlaşan yükü işçi sınıfının, dar gelirlilerin omuzlarına yükleyecekler ve gericiliğin dozunu artıracaklar, diğer yandan da sesini yükselteni susturmaya çalışacaklar.

Nitekim Balıkesir’de geçen hafta aralarında Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜGVA, MÜSİAD, İlim Yayma Cemiyeti, İHH gibi yirmi beş kuruluş, kentteki festivallerin ve içki satışının yasaklanmasını, tüm etkinliklerin harem selamlık şekilde yapılmasını talep eden ortak bir bildiri yayımladı.

Bu kuruluşlar arasında Saadet Partisi’nin gençlik örgütlenmesi Anadolu Gençlik Derneği de vardı. Halka AKP’ye karşı umut olarak sunulan altılı masada yer alan, başkanının Sivas katliamına “katliam” demediği, “İyi tarikatlar da vardır” diyerek tarikatlara arka çıktığı, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının genel merkezinde açıklandığı Saadet Partisi!

MUHALEFETE HAKLI SORULAR!

Festivallere yönelik baskıyla birlikte İBB’nin Feshane’de açtığı sergi, sarıklı ve cüppeli gruplarca tekbir getirilerek basıldı. Hatırlarsanız 2016’da Tophane’de bir galerideki sergi açılışına ve Cihangir’de Radiohead’in albüm tanıtımının yapıldığı plakçıya da “İçki içiliyor” gerekçesi ile saldırılmıştı. Gereken tepki verilmezse yeni saldırıların önü açılır...

Balıkesir’deki açıklama sonrasında AKP’li Balıkesir Belediyesi, Hande Yener’in ücretsiz konserini “LGBTİ desteği nedeniyle” iptal etti. Dinci gericilik son hızla toplumun üzerine çöküp laikliği çiğnerken siyasetten lider düzeyinde etkili bir karşı çıkış gelmedi.

Öyleyse muhalefete sormak gerekir:

Artık sık sık oluyor diye anayasaya aykırı gerici saldırılara alıştınız mı? Suskunluğun nedeni bu mu yoksa yaz rehaveti mi?

Nasılsa bir sonuç alınmıyor diye hukuk yoluna başvurmayı bıraktınız mı?

Merdan Yanardağ ve Can Atalay’a yapılanlara karşı ürkek tepkilerle ülkeyi nereye sürüklediğinizin farkında mısınız?

Karşıdevrim son hızla örgütlenirken kitlelere demokratik haklarını aramak konusunda öncülük edemeyen muhalefet başarılı olabilir mi?