Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

1923 Cumhuriyeti tasfiye edildiği için demokrasinin izi kalmadı!

21 Şubat 2025 Cuma

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın gözaltına alınarak ifade vermeye götürülmesi, yaşadığımız baskıcı dönemin vardığı yeni bir aşamanın göstergesi. İktidarın kendisini dünyada ekonomik açıdan zora sokacak bu görüntüyü göze alması da anayasa dayatmasına karşı halkı sindirme amacının bir sonucu. Bu yolla toplumun her kesimine iktidarı eleştirme konusunda güçlü bir uyarıda bulunmayı planladıkları açık.

Ancak TÜSİAD’ın bugüne kadar Cumhuriyet tüm kurumlarıyla birlikte yıkılırken birkaç kere demokrasi ve bazı özgürlüklere odaklı açıklamalar yapmakla yetindiğini, siyasal İslam toplumu cendereye alırken laikliğe sahip çıkmadığını, tarikatlar ve cemaatler karabasan gibi kamu dairelerine ve eğitime çökerken ses çıkarmadıklarını yaşayarak gördük.

Kendi sınıflarının çıkarına dokunmadığı sürece 1923 Cumhuriyetinin alaşağı edilmesine sesleri çıkmadı. Hatta AKP’nin, Cumhuriyetin tüm kamusal birikimini özelleştirmeler yoluyla yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekişini ellerini ovuşturarak karşıladılar, zenginleri daha da zengin ederken işçi sınıfını ezen neoliberal politikalarına destek oldular, AKP’ye övgüler yağdırdılar.

DERS ALMANIN TAM SIRASI!

Şimdi bunları söylemenin sırası mı diyenler olabilir oysa tam da sırası! Çünkü Anadolu’da kulluktan yurttaşlığa giden yolu açan, kadının erkekle kanun önünde eşit haklara sahip olmasını sağlayan, sanayileşmeyi yaşamamış, ne işçi sınıfının ne de burjuvazinin olduğu bir din tarım toplumunu kısa sürede Anadolu Devrimi sayesinde Aydınlanma ile buluşturan 1923 Cumhuriyeti ayaklar altında çiğnendiği için demokrasinin D’si kalmadı!

İşgal edilen ve dağılan bir imparatorluktan yirmi kadar etnik kökeni bir araya getirip ulus devleti kuran, yurt çapından seçilen milletin vekillerini TBMM çatısı altında buluşturan, laikliği devletin temel bir ilkesi haline getiren Atatürk’ün “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk; o, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır” sözlerinin önemi kavranamadığından, sonunda “Türk tipi başkanlık sistemi” kuruldu!

ÖNCE CUMHURİYET!

Saygıdeğer hocam Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın bu gazetedeki köşesinde tam 27 yıl önce, 20 Şubat 1998’de yazdığı satırları alıntılamak isterim.

“Eğer Cumhuriyeti koruyabilirseniz, yitirdiğiniz demokrasiye bir gün yeniden kavuşabilirsiniz Ama eğer Cumhuriyeti yitirirseniz, demokrasiyi de zaten yitirmişsiniz demektir. (...)

Türkiye örneğinde de demokrasiyi yaratan Cumhuriyettir.

Ve Cumhuriyetin temel değerlerinden uzaklaşıldıkça, demokrasi de toplumsal barış da tehlikeye girmeye başlamıştır.

Demokrasi, toplumsal eşitsizliği azaltacak, çağdaşlığı hedefleyecek kurumlardan vazgeçebilir ama Cumhuriyet vazgeçemez. Örneğin demokrasi, eğitimi de sağlığı da ‘kamusal hizmet’ olmaktan çıkarabilir ama Cumhuriyet çıkaramaz. Hatta demokrasi yurdun parçalanmasına göz yumabilir ama Cumhuriyet yumamaz.

Elbette ki erek ‘demokratik’ Cumhuriyettir. Ama önce Cumhuriyettir!”

Türkiye’de demokrasiden neden mi bu kadar uzaklaşıldı? Buna uzun bir yanıt verilebilir; ancak en temel nedeni, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiye edilmiş olmasıdır. 1923 Devrimi’ne sahip çıkmayan, kendi çıkarları için AKP’ye yıkım sürecinde payanda olan, emperyalizmin dinci ve etnikçi operasyonlarında yer alan herkes, yükselen faşizmin sorumlusudur.

Başından beri karşıdevrime gereken direniş gösterilmediği için şimdi her konuşana “Burası yeni Türkiye. Haddinizi bileceksiniz!” diyorlar! Laiklik yitirildiği için, demokrasi de yok oldu. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki laik olmadığı halde demokratik olsun.

Kurucu ilkelere sahip çıkılıp 1923 Cumhuriyeti laiklik, kamuculuk ve tam bağımsızlık temelinde emekçileri koruyan sosyalist ilkelerle ayağa kaldırılmadıkça, Türkiye’de demokrasi ancak hayal olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları