Olaylar Ve Görüşler

Yurttaşın adalet çığlığı - Abdullah Yüksel

26 Mart 2025 Çarşamba

Stefan Zweig’in dediği gibi “Yeni bir dönemeçte, yeni bir bitişte, yeni bir başlangıç çizgisindeyiz.”

Meydanları, sandıkları dolduranlar, haksızlığın karşısında duranlar, “Nasıl hayatta kalırım”dan çok “Nasıl insanlığımı korurum” sorusunun yanıtını göstermek için alanlara çıktılar. Onların güçlü ve kararlı olmalarının haksızlığa karşı mücadeleden kaynaklandığına canlı canlı tanık olduk.

Güçlü bir ruhun doğal olarak sahip olduğu bir özgürlük duygusu hissettik. Meydanlardaki insanların gergin yüzlerindeki aydınlığı ve cesareti hep gözlemledik. Hayatın her alanında eşit, özgür, adaletli ve vicdanlı bir yaşam için mücadele edenlerin yüksek tonda çıkan çığlığını duyduk. Meydanlardaki insanların yüreklerinde yanan umut ve mücadele meşalesiyle umudumuzu çoğalttık.

HALK KENETLENDİ

Adaletsizliğe, eşitsizliğe, zulme rağmen daha iyi bir dünya düşüyle ses vermeye, direnmeye, isyan etmeye giderkenki tavırlarına ve cesaretlerine tanıklık ettik. Her türlü baskı ve zulüm ile yıldırmaya çalışılan ama duyarlılığını, bilincini koruyarak hakkı olan eylemlere devam eden, ısrar eden, vazgeçmeyen yurtsever insanların tüm topluma güç aşıladıklarını gördük. Bir kişinin adaletsizliğe uğramasına verilen tepkiyi değil, ülkenin her karış toprağına ekilmek istenen hukuksuzluğa direnen milyonları gördük.

Bu yaşadıklarımızdan toplumun aldığı ders çok açıktır: Kitaplara sığmayan, birilerinin yönlendirmesine gerek kalmayan birlik duygusudur. Ya birleşeceğiz ya da yenileceğiz. Mücadele verenlerin iradesi; haksızlığa uğrayanları, baskı altında kalanları, yarından endişesi olanları ortak bir inanç ve ortak bir amaçla birbirine sapasağlam kenetledi. Bizi yıllarca Alevi-Sünni, Kürt-Türk, muhafazakâr-seküler diye ayırmaya çalıştılar. Neden? Birleşince yıkılmaz bir duvar oluyoruz çünkü.

YÜKSELEN DALGA

Her birimizin kazançla konforla çıkarla ilgili küçük sorunlarını bırakacağı zamana gelmiş bulunuyoruz. Şu an her bir kişinin kendi benliğini koskoca bir akıntının içine katıp yükselen o dalgaya bırakma anıdır. Çünkü bazı sorunların yanıtları zamanda gizlidir.

O kabaran dalga hepimizi, isteyeni de istemeyeni de kapıp geleceğe doğru sürükleyecektir. Tarih sadece anlatır, ne soru sorar ne de onay verir. Geri dönülmez bir şeydir tarih. Tıpkı onu yazan kalabalıkların sesi gibi. Biz de o çağrıyı dinleyelim. Örgütlenelim, birleşelim ve kazanalım. Akıl yoldaşımız olsun. Şükran Kurdakul’un dizeleriyle bitirelim yazıyı:

“Sesleriniz geliyor özgürlük alanlarından

Bir bayrak yarışı bu mutlaka geçeceksiniz

Güzel başladınız çocuklar güzel bitireceksiniz”

ABDULLAH YÜKSEL

EĞİTİMCİ, YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları