Öztin Akgüç

Dış politikada sağgörü

26 Mart 2025 Çarşamba

Politikada, özellikle dış politikada, dış ilişkilerde, olayları, olanları, olabilecekleri öngörebilme, sezebilme, tutarlı, uygun, itidalli, ölçülü davranabilme yetisi, sağgörülü olma, basiret, amacı gerçekleştirmede belirleyicidir.

Sağgörü eksikliğinin ne gibi dramatik sonuçlar doğuracağının son iki örneği, Gazze ve Ukrayna’dır.

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e başlattığı atağın amacı net olarak bilinemiyor ama sonuç, Gazze’nin üçte ikisinin yıkımı, 50 bin dolayında ölüm, 100 bini aşkın yaralı, İsrail’in toprak kazanımlı, kalan Gazzelilerin zamanla tehciri, yönetimin Hamas’ın elinden alınması... Gazze’nin geleceği konusunda çeşitli, ABD Akdeniz rivierasından uluslararası bir komisyonun yönetimine değin çeşitli senaryolardan söz ediliyor. Senaryolarda Gazze’nin geleceğinde Hamas yok.

Ülkede Gazze, Filistin alalamasıyla Cumhuriyet karşıtı, Erdoğan lehine sloganların atıldığı devlet destekli mitingler düzenlendi. Gazze bir şekilde ABD-İsrail kontrolüne geçtiğinde tepki yok. Cumhuriyet karşıtlarına her konuda takiyye, alalama yapılıyor.

Ukrayna, Zelenski’nin Batılı emperyalistlere güvenmesinin, NATO ve AB üyeliği beklentisinin bedelini ödüyor. Sonuç; madenleri ABD ile en azından paylaşması, Rusya’ya karşı toprak yitirme, Kiev dahil çoğu kenti yıkıntıya uğratması, insan kayıpları konusunda da kesin bilgi yok. Zelenski’nin, Trump tarafından istiskale uğraması da onur kırıcı.

Sağgörülü politika belirleme, izlemek için, emperyalizm, ABD dış politikası, NATO, AB ve Ortadoğu olgularını dikkate almak gerekir.

Kapitalizmi sürdürebilmek için pazarı genişletmek, diğer ülkelerin doğal kaynak ve çevresel sermayesinden yararlanmak, hegemonya, egemenlik kurmak zorundadır. Pazarı genişletemeyen, doğal kaynakları artıramayan kapitalizmin sonu sürekli ekonomik durgunluktur. Üretimde üretim faktörleri arasında optimum bileşim aşılıp bir üretim faktörü orantısız şekilde arttığında marjinal verimi azalır, negatife dönüşür. Pazarı ve doğal kaynakları genişletmeden sürekli sermaye birikiminin sonucu sermayenin marjinal veriminin azalması, ekonomik kârın sıfırlanmasıdır.

ABD, ilkeli değil, esnek her duruma uyarlı, pratik davranarak yarar sağlamaya, başarılı olmaya yönelik pragmacı politika izler. Eski ABD savunma bakanlarından Robert McNamara, esnek politikayı “ABD yaşamsal bulmadığı çıkarlar için intiharı göze almaz” şeklinde ifade etmiştir. ABD’ye dost, müttefik, stratejik ortak gibi sözcüklerle güvenemezsiniz. ABD, kendi çıkarını görmüyorsa antlaşmalara da uymaz.

ABD, II. Dünya Savaşı sonrası, Sovyet yayılmacılığını ödemek amacıyla “Truman Doktrini” altında SSCB’yi kuşatma “containment” politikasını belirlemiş; bu politika çerçevesinde 1946 yılında “Marshall Planı” adı altında Avrupa’ya ekonomik yardım başlatılırken Türkiye ve Yunanistan da ekonomik ve askeri yardım kapsamına alınmıştır.

NATO, 1949 yılında Sovyetler’i kuşatma politikasının, uluslararası antlaşmaya dönüştürülmesidir. Trump’ın Çin’i rakip olarak gördüğünden Rusya’yı kuşatma politikasından dönmesi; NATO’nun kurucu üyelerinden Danimarka’ya bağlı Grönland’ı ilhak edeceği; yine NATO kurucu üyelerinden Kanada’nın ABD’nin 51’inci eyaleti olacağı açıklamalarından sonra NATO’nun beyin ölümü de gerçekleşmiş, fiilen sonlanmış olduğundan NATO üyeliğinin ülkeye bir yararı yoktur. Ülkede ABD üsleri NATO’ya bağlı gözüküyor. İncirlik Hava Üssü’nün kapatılması gündemde olmalıdır.

Geniş tanımlı Ortadoğu, yalnız petrol, doğalgaz varlığı açısından değil, üç kıta arasında geçit oluşu, 500 milyonu aşkın nüfusu ile önemli pazar oluşu, siyasal yapısı nedeniyle kolaylıkla hegemonya kurulabilecek coğrafi alan olduğundan emperyalizm güçlerinin her zaman hedefindedir. II. Dünya Savaşı sonlanıncaya değin Sykes-Picot Antlaşması’yla İngiltere ve Fransa’nın egemenliği altında iken savaş sonrası BOP (GOP) projesiyle ABD’nin güdümü altına girmiştir.

AB üyeliği, askeri destek, AB’nin Ortadoğu’ya genişlemesi gibi söylemler, Osmanlı-Almanya işbirliğini anımsatan çağrışımlar yapıyor.

Sağgörü; TC’nin bağımsız, bağlantısız dış politika izlemesidir. Türkiye’ye de bu politika yaraşır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Devletin onarımı 19 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları