Steinbeck'ten günümüze...

04 Ocak 2013 Cuma

KİTAPLAR ‘DİNDAR NESİLLER’ YETİŞTİRMEYE ENGEL OLABİLİR Mİ?

\n

\n

Önceki gün haber, iletişim ağlarına düştüğünde önce inanamadık. 21. yüzyılda, ileri demokrasi diye tanımlanan ülkemizde İzmir İl Eğitim Müdürlüğüne bağlı beş kişilik bir komisyon toplanıyor, Steinbeckin Fareler ve İnsanlar kitabını (Sel Yayıncılık) inceliyor ve eğitime uygun olmadığı raporunu veriyor. İşin en acısı komisyonda iki de edebiyat öğretmeni var. Dünkü kültür sayfamızda ayrıntıları, tepkileri okudunuz, tekrarlamayacağım.\n

\n

Hangi rezillikten başlasam ki! Bu nasıl bir kafa yapısıdır, nasıl hastalıklı bir görüştür ki, bir eserin tümünden iki sayfayı ayırabilip, eserin tümünü yok sayıp, o iki sayfa üzerine hüküm bildirilir... Yunus Emreden Cennet cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen onları / Bana seni gerek senidizesini yasaklayan zihniyet, Steinbeckten haydi haydi 2 sayfayı atmayı düşünebilir!\n

\n

Steinbeck’ten \t\töğrendiklerim\n

\n

Gençlerin eğitimine uygun bulunmayan Steinbeckin kitaplarından ben insanı tanıdım. Hangi koşullarda olursa olsun insan yaşamının, insan onurunun önemini kavradım. Emeğin ne denli yüce olduğunu onun kitaplarından öğrendim. Hayattaki eşitsizlikler, ekonomik uçurumlar, haksızlıklar, adaletsizlikler karşısında direnenlere saygı duymayı da; en olumsuz, en zor anlarda dahi yaşamı sımsıkı savunma gerekliliğini de ondan öğrendim...\n

\n

Fareler ve İnsanlar”, “Yukarı Mahalle”, “Gazap Üzümleri”, “Bitmeyen Kavga”, “Cennet Yolu”, “Tatlı Perşembe ve daha niceleri aracılığıyla, insana olan sevgim, saygım ve insana olan inancım arttı...\n

\n

Sormak isterim o komisyondaki edebiyat öğretmenlerine: Onlar Steinbeckten ne öğrendiler? Bir kitabı öğrenciye niye okuturlar ya da okutmazlar? Gençler aptal mı; aklı, kafası, yüreği yok mu okuduğunu değerlendiremez mi? Kitabın sakıncalısı sakıncasızı olmaz; kitabın iyi yazılmışı ya da kötü yazılmışı olur. Bunu bilmezler mi? \n

\n

Ne ilk ne de son\n

\n

Hayır, Fareler ve İnsanlar yasaklanmadı ama ülkemizdeki egemen zihniyeti ortaya koydu. Bu zihniyet dindar, muhafazakâr bir nesil yetiştirme yolunda, kitapları -din kitapları dışında kalanları, İslami inançları yüceltmeyenleri- düşman görüyor. Romanı, şiiri, heykeli, resmi, kısacası yaratıcı dehayıdindar nesilyetiştirmeye engel görüyor.\n

\n

Bağnazlar yetiştirmenin en şaşmaz yöntemi, öğretmeden inandırmaktır demişti Voltaire!\n

\n

Bugüne dek komünistlik propagandası, solculuk, Türklüğe karşı gelmek”, “Türklüğü küçük düşürmek”, “Kürt propagandası”, “müstehcenlik ve daha nice gerekçeler kitabı yasaklamaya yetmişti.\n

\n

Kitap yasakları tüm Cumhuriyet döneminde vardı. Daha yenilerde Belge Yayınlarından çıkan, herkesin okuması gereken Emin Karacanın Vaaay Kitabın Başına Gelenler! bunu apaçık ortaya koyuyordu.\n

\n

Kitapların suçla ilişkilendirilmesi hep vardı. Dönem dönem gerekçeler değişti o kadar. Şimdi komisyonlar, bürokratlar, savcılar, öğretmeyen öğretmenler, kolluk güçleri, daha rahat hareket ediyorlarsa, nedeni Padişahındindar nesil yetiştirme çağrısına uyma, katkıda bulunma, hizmet etme gayretindendir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Temamız iyileşmek 29 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları