Zafer Arapkirli

Seçim mi yapıyoruz?

01 Şubat 2019 Cuma

Duyan, gören de gerçekten “seçim” yapıyoruz zannedecek.
Ama ben yazmaktan anlatmaktan yorulmayacağım.
Demokrasinin askıya alındığı ve “Sürekli OHAL” uygulaması altında yapılacak tüm seçimler hükümsüzdür. Neden kendimizi kandırıyoruz?
Neden, hukukun ve adaletin esamisinin okunmadığı bir ülkede, sanki vatandaş sandığa gidip de “özgürce tercihte bulunacakmış gibi” davranıyoruz?
Nedir bu tiyatronun amacı?
Bu oyuna neden “figüran” olarak katılmayı içimize sindirebiliyoruz?
En temel anlamda demokrasinin ayaklar altına alındığı, medyanın baskılandığı, TV yayınlarına durdurma cezası getirildiği, gazetelerin satış ve dağıtımının engellendiği, gazetecilerin siyasetçilerin zindana atılarak ya da zindanla tehdit edilerek susturulduğu bir ortamı nasıl olup da kabullenebiliyoruz?
Nâzım’ın dediği gibi: Neden “... gocuklu celep kaldırınca sopasını katılıverirsin hemen ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye? Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani…”
Haydi, diyelim ki iktidarın baskısına, zulmüne, sopasına, zindanına başkaldırmaya gücün yetmiyor. Ama, diyelim ki bir siyasi partinin üyesisin. Genel Merkez’deki bir avuç oligarkın ya da bizzat kerameti kendinden menkul bir “Şef”in, senin iradeni çiğneyerek, suratına adeta nanik yaparak adayları istediği gibi belirlemelerine nasıl ses çıkaramıyorsun?

Parti içi demokrasi?
Hayır, öyle parti lokallerinde mızmızlanmaktan ya da aday yapılmayan “küskün muhterisin” kiraladığı otobüslerle bir bina önüne taşınıp slogan atmaktan söz etmiyorum. Örgütlü biçimde iradeni kullanıp parti içi demokrasiyi tesis etmek için mücadelenin yollarını neden aramıyorsun? Şark usulü particiliğin o sinsi, o kirli, o dedikoducu, o kokuşmuş hastalıklarından arınmak için, biraz silkinip siyasetin vazgeçilmez unsuru olan örgütünü neden “adam edebilmek” için örgütlü bir çaba içine girmiyorsun da, “birilerinin askeri” gibi o cepheden bu cepheye kişilerin arkasında saf tutup dövüşmeyi kendine yediriyorsun?
Muhalif siyasi parti yönetimlerine de sesleniyorum buradan.
Neden bunca adaletsizliğin egemen olduğu bir ortamda, her türlü yasa ve etik ihlalin “sıradanlaştırıldığı”, bir tek eve 50-60 kişinin seçmen olarak kaydetmenin “tolere edilebilir bir arıza” sayıldığı bir düzende, bu seçimin yapılmasına nasıl izin verebiliyorsun?
Tüm yargıya egemen iktidar partisi liderinin “seçim yasaklarından muaf tutulmasını” nasıl kabulleniyorsun? Nasıl kabullenebiliyorsun, aynı kişinin bizzat atadığı YSK üyelerinin görev sürelerini bizzat uzatmasını “kabul edilebilir bir ihlal” olarak nasıl görebiliyorsun? Daha önce “çete” diye aşağıladığın bir kurulun üyelerine itiraza bile tenezzül etmezken, yarın yaşanması kesin oy sayımı ve tasnifi ihlallerini nereye götürmeyi düşünüyorsun? AYM’ye mi? AİHM’ye mi? Kaçıncı kez “arkana bakarak” geri döneceksin oralardan?
TBMM Başkanı’nın, anayasa emri olmasına karşın istifayı bile “lütuf” gibi sunmasına göstereceğin tepki bu kadar mı? Üstelik hâlâ o “açık anayasa ihlali” devam ediyorken?

Aklınızı başınıza devşirin
Egemenler, sizlerin parti içindeki, örgüt bazındaki kısır kavgalarınızı gülerek izlerken “turbun büyüğü heybede gidiyor”. Farkında değilsiniz.
Bu seçimi bu koşullarda yaptırmanın vebali büyüktür. Bunu gelecek nesillere izah edemezsiniz. Bu ülkenin onca köklü sorununun çözümü, demokratik bir seçimle demokratik yollardan iktidarın değiştirilmesidir. Bu koşullarda değiştiremeyeceğinizi bilin. Çünkü rejim, zaten bunun “gerçekleşemeyeceği” biçimde değiştirildi. O aşamada da uyardık. Pasif kaldınız. Otel odalarında makam odalarında izlediniz olan biteni. “Nasıl olsa böyle de kazanırız” dediniz.
Hayır!.. Bir milyon kez daha (böyle) deneseniz olmayacak.
Buraya yazıyorum:
Tek yol, muhalefet partilerinin bir arada örgütlü kurumsal (kişisel, seçmen bazında değil) boykotundan geçer.
Demokratik ve özgür bir seçim olmazsa, bu ülke, bu toplum bu iktidardan kurtulamayacak. Derdiniz sadece önemli 2-3 tane büyükşehir ve 10-15 tane ilçeyi (yeniden) kazanmak mı?
Bu mu yani?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları