Zafer Arapkirli

Mektep...

29 Aralık 2021 Çarşamba

Okuma yazmayı, kendisi 1920’lerin bir “Ali Mektebi”nden yetişmiş rahmetli ve mübarek anneannem Mesnet Hanım’dan öğrendim.

İlk öğretimimi, İstanbul’un o yıllarda “parmakla gösterilen” nadide okullarından birinde Teşvikiye’deki Maçka İlkokulu’nda gördüm. Öğretmenim, Feriha Aksavrın Hanımefendi’ydi.

1968’de, bu toprakların ulu çınarı ve şefkat yuvası Darüşşafaka’ya geçerek orta ve lise öğretimimi orada aldım.

Ve yine bu ülkenin yüz akı Boğaziçi Üniversitesi’nde okudum.

Hayatın, bir insana “eğitim ve öğretim” başlığı altında verebileceği en önemli ödüllerdir bunlar.

Gazetecilik eğitimimi de Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü ve imrenilecek kurumu Cumhuriyet’te aldım. Bu mektebin kalite ve kalibresini, dünya çapında nasıl saygın bir yeri olduğunu kimseye anlatmak gerekmiyor.

Daha sonra radyo ve TV yayıncılığını öğrendiğim ve bizzat çatısı altında çalıştığım İngiltere’nin BBC’si ne ise Türkiye’de de Cumhuriyet’in yeri odur.

Gerek oraya gitmeden, gerek Londra’da gazetecilik yaptığım yıllarda gerekse sonrasında Cumhuriyet’le bağım hep bir emekçi olarak, muhabir, editör, çevirmen, sayfa sekreteri, köşe yazarı olarak sürdü.

Bilen bilir...

Bu mektepten “kâğıda basılı” bir diploma alınarak mezun olunmaz.

Bu mektepten çıkılıp gidilmez.

Bu mekteple geçici olarak kurumsal bağ kopar, ama sonra bir aşamada yeniden kurulur.

Bir nefes alınır.

Bir mola verilir.

Ama o tüm “köklü mekteplerin geleneğindeki” gibi, hep o imrenilesi “pilav günlerindeki” ruhla, gönlünüz o yuvadadır.

Şimdi de aynı duygu ile yazılarıma ara verdiğimi, Cumhuriyet yazarlığından ayrılışımı geçen hafta sonu bir açık mektupla duyurdum.

Cumhuriyet bir ailedir. Bu ailede zaman zaman yaşananların şu tarafında ya da bu tarafında yer almak değildir meselemiz. Hepimizin tek tarafı vardır: Bu mektebin bekası ve basın özgürlüğü. Kimsenin tarafında ya da davasına angaje olmak değil bu son gelişmeler de. O bilinçle o kaygı iledir ayrılıklarımız, geri dönüşlerimiz. Hatalarımızı onararak, ders alarak.

Okurlara veda etmenin yerinin de bu köşe olduğuna inandığım için bu duyuruyu buraya koymak istiyorum.

Cumhuriyet, bu ülkenin insanına en layık yönetim biçimiyse, bu elinizde tuttuğunuz gazete de bu ülke insanına en layık gazetedir.

Buranın yaşaması ve yaşatılması için hepimize büyük görev düşüyor.

Her gün, bir ekmek ve “en az bir Cumhuriyet” alarak bu görevimizi yerine getirmeliyiz.

Ben kendi adıma öyle yapacağım.

Görevimiz, özellikle de bugünün Türkiyesi’nde ve dünyasında büyük önem taşıyor.

Şimdilik hoşça kalın. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları