Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyetin eğitim değerleriyle üretmiş Aysel-Altan Öymenler

13 Şubat 2024 Salı

Yakından yaşamını izlediğim Altan Öymen ile Aysel Öymen’in, dile kolay, 75 yılı paylaşılmış birliktelikleri var. Altan ağabey, gazeteci, siyasetçi kimliğini ilk yıllarından birlikte yürütmüş, çok yakınımda; Aysel Öymen uzaktan, bir Cumhuriyet kadını olarak ilkleri başarmış kimliği ile hayranlıkla izlediğim insanlar. İnanmayacaksınız ama 70 yıllık bir birliktelikten söz ediyoruz. Yeri gelmiş yan yana, yeri gelmiş çok uzak yerlerde, merdivenleri hep yukarı doğru çıkarlarken, birbirleriyle dayanışmayı, bir diğerlerine destek olmayı hiç atlamamışlar...

Altan ağabeyi yakından tanımış olarak, bu büyük dayanışmanın, sevginin, birlikteliğin ardından, zaten başından uygun bir tarihi yakalamayı beklediğim, Cumhuriyet YouTube TV’deki söyleşimizdeki öykümüze bu değerli birliktelikten başlamak istediğimi açıklayınca. Beni şaşırtmayan içtenlikli yanıtı da almış oldum. İlk günlerin acısını yumuşatmada, hepimiz için geçerli olduğu üzere anılarını dostlarla paylaşmak arzusu galebe çalmıştı.

Yakından tanımayanlar için paylaşmak gerek, gazeteci-siyasetçi kimlikleri arasında hiç ayrım yapmadan, birlikte koşturmacayı öğrencilik yıllarından seçmişti. Üniversite kaydını yaptırdığı günlerden zaten gazeteci olarak CHP çatısı altında, gerçeğinde bağımsız bir ajans temposunda çalışmaya koyulmuştu. Üniversitede de başarılı öğrenci olma hırsında, ciddiye alan her öğrenci gibi ön sıralardan not tutarak hazırlanmak eğilimi de baskınmış. Koşturarak ders salonuna girdiğinde ön sıraların tutulmuş olduğunun hayıflanmasında arka sıralara doğru yürürken, ismine yanlış seslenen bir kadın sesi duymuş.

Yanımda bir boş yer var” sesinin sahibi, okulun üç kız öğrencisinden biri olan eşi Aysel ile birlikte yaşam paylaşımları işte o anla başlamış. Bilmeyenler için altını kalın çizgilerle çizmek gerek. Aysel Öymen yaşam merdivenlerinin çıkışını yaşarken, ülke dışında da çok fazla yerde üst düzey eğitimler almış. Cumhuriyetin ilk Hazine Genel Müdürlüğü’ne yükselişinde, evli çocuk sahibi olmaları, ne yapıp edip, akılcı çözüm yolları üretmiş olarak birlikteliklerinin zenginleştirilmesi çabaları birbirinden değerli.

Altan ağabey o zorlu uzaklıklar içindeki yoğun koşturmacalarında, bir yandan da birlikteliklerini, dayanışmalarını, paylaşımlarını öylesine keyifli anlatıyor ki...

Elbette konuğum Altan Öymen, gezeteci, siyasetçi kimliği ile en başından günümüze uzanan tanıklıkları, gözlemleri olduğuna göre, bilinen hiç öfkenin söz konusu olmadığı kimlik özellikleriyle, anlattıklarından da paylaşımlar yapmalıyız değil mi? Benim de hiç duymadığım bir önemli ayrıntıyla söze girmek istiyorum. Bülent Ecevit’in uzun soluklu sayılabilecek koalisyon hükümeti başkanlığı sürecinden gibi gelen çok özel yakın bir fotoğraf karesinin öyküsünü sorduğumda, gerçekten özel olduğunu kişisel olarak Ecevit’e CHP üyesi olmasını önerdiği dönemden olduğunun altını çizdi.

Sonraki yıllarda Altan Öymen’in bir göreve aday olmak istemesi sırasında Ecevit’e görüşü sorulduğunda, “Beni CHP’ye çağıran o olmuştu” türünden bir açıklama yaptığını kendisi söylediği için, ilki anılardan bir örneği vermekte sakınca görmediğinin de altını çizdi. Galiba söz konusu vurgu, Altan Öymen’in hep siyasetin içinde olmasına karşın, gazetecilik kimliği önde, tarafsızlık duygusu egemen duruşunu da simgeliyor. Kimi zamanlar özellikle siyasette Altan Öymen’in hep ayakta kalmasının biraz da şansı olduğu önyargımı da siliyor.

Altan Öymen’in çok uzun soluklu, hep solda siyasetçi duruşu ile günümüzü değerlendirmesi de bir o kadar serinkanlı, olumlu. Dipten gelen derin dalganın ağırlığını, çarpıcı değil, inandırıcı değerlendirmeleriyle özetliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları